Gençlik örgütleri, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Ana Kapı önünde YÖK’ün kuruluş yıldönümü dolayısıyla YÖK’ü protesto etti
Gençlik örgütleri, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Ana Kapı önünde YÖK’ün kuruluş yıldönümü dolayısıyla YÖK’ü protesto etti
Gençlik örgütleri, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Ana Kapı önünde YÖK’ün kuruluş yıldönümü dolayısıyla YÖK’ü protesto etti.
Eylem sırasında 3. Havalimanı işçileri ile birlikte tutuklanan DİSK/ Dev Yapı-İş Sendikası Başkanı Özgür Karabulut’un mesajı da okundu. Karabulut mesajında “Tahtakuruları kanımızı emmesin’ dediğimiz için tutukluyuz. Tasamız hakkımızı almak, böyle durumlarda normal koşullarda patronlar ceza alması gerekirken; başka işçilere direnişimiz örnek olmasın diye tutukluyuz. Dünyanın her tarafında dayanışma eylemleri yapıldı bizim için. Boğmak istedikleri direnişimiz büyüdü. YÖK gibi kurumlarla geleceği yok etmeye çalıştılar ama yok edemedilerse bizim direnişimizi de yok edemediler” dedi.
Karabulut’un mesajının ardından da TİP milletvekilleri Barış Atay ve Erkan Baş’ın mesajları okundu.
Gençlik örgütleri adına açıklamayı Ezgi Avcı okudu. Avcı açıklamada, “YÖK 1982 yılında faşist darbe zihniyeti tarafından üniversiteleri ve üniversite öğrencilerini tahakküm altına almak için kuruldu. Kurulduğu günden itibaren ise iktidar ve sermayenin eliyle yönetildi, yapılandırıldı. Üniversitelerde üretilen bilimin halk için değil sermaye yararına üretilmesi, sarayın ülkeyi ve üniversiteyi karanlığa teslim etmesi ve gençliği baskılamak için YÖK bugün de Tek Adam’ın emri altındadır ve üniversiteleri Tayyip Erdoğan’ ın iki dudağı arasına sıkıştırmaya çalıştırmaktadır” dedi.
Avcı sözlerinin devamında örgütlenme haklarının engellenemeyeceğini şu sözlerle belirtti:
OHAL, üniversitelerde ise ÖGB’lerin ve polislerin üniversitelilerin hak aramalarına saldırıları ve tehditleriyle, akademisyenlerin soruşturmaları ve işten atılmalarıyla, kulüplerin ve toplulukların faaliyetlerinin yasaklanmasıyla, stant açmanın, bildiri dağıtmanın afiş asmanın ve her türlü eylem ve etkinliğin soruşturma nedeni haline gelmesiyle üniversitelilerin eğitim haklarının gasp edilerek okullarından uzaklaştırılmalarıyla devam ediyor” diyen Avcı, örgütlenme haklarının engellenemeyeceğini vurguladı.
Avcı ayrıca üniversitelilerin geçim sıkıntısından söz ederek, “Üniversite yönetimlerinin aldıkları ödenekler her geçen yıl artarken yandaş rektörler ve üniversite içlerine üs kurmaya çalışan sermayedarlar karlarına kar katıyorlar. Üniversitelilerin barınabilmesi, geçinebilmesi ve ulaşım en can yakıcı sorunlar haline gelmiştir” dedi.
Üniversitelerde cinsiyet eşitsizliğine dayanan bir sistemin olduğuna dikkat çekerek, “İktidardan kuvvet alan tacizci akademisyenler ve tacizci güvenlikler rahatça üniversitedeki görevlerine devam etmektedirler. Kadın yurtlarının giriş çıkış saatleri sınırlıdır ve kadınların yaşamlarına ‘Tek Adam’ eliyle müdahale edilmektedir. Biz kadınlar birlikte güçlüyüz ve yan yana gelerek güvenli alanlar oluşturmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Avcı sözlerini şöyle tamamladı:
Üniversitelerde bilim paralılaştırılarak sermaye yararına üretilmektedir. Üniversitelerde YÖK ün, kayyum rektörlerin ve yandaş akademisyenlerin yaptıkları öğrenciyi fişlemek, saray ideolojisi yaymaktır. Halk yararına üretilecek bilim için akıla, mantığa ve bilime aykırı olan her şeyin karşısına çıkmaya devam edeceğiz. Söz yetki karar üniversitelilerindir. Kayyum rektörlerin ve yandaş akademisyenlerin değildir. 68 in ellinci yılında tam da demokratik öğrenci hareketinin kalbinden, Beyazıt’tan belirtiyoruz. Demokratik üniversitenin ve özgür bilim üretiminin garantörü bu taleplerdir, bu taleplerin meydan meydan, amfi amfi örgütlenmesine bağlıdır. YÖK kapatılsın, üniversiteleri üniversite bileşenleri yönetsin. Kriz yaratanların direniş üniversitenin.
Sendika.Org (Foto: Kolektifler)