TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 19. yılında “İstanbul depreme hazır mı?” diye sordu. Yapılan basın açıklamasında 1999 Depremi’nden ders alınmadığı ifade edildi ve “AKP iktidarı deprem olgusunu sadece kârlı bir pazar alanı olarak görmektedir” dendi
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 19. yılında “İstanbul depreme hazır mı?” diye sordu. Yapılan basın açıklamasında 1999 Depremi’nden ders alınmadığı ifade edildi ve “AKP iktidarı deprem olgusunu sadece kârlı bir pazar alanı olarak görmektedir” dendi
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından, EMO İstanbul Şube Başkanı Erol Celepsoy, İMO İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, MMO İstanbul Şube Başkanı Battal Kılıç, ŞPO İstanbul Şube Sekreteri Akif Burak Atlar ve JMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Hasret Dilli’nin katılımlarıyla TMMOB’ye bağlı Odalar tarafından hazırlanan “İstanbul Depreme Hazır Mı?” başlıklı bir basın açıklaması yaptı.
İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik tarafından okunan açıklamada, 1999 Depremi’nden gerekli derslerin alınmadığı ifade edildi. Akçelik, “AKP iktidarı deprem olgusunu sadece kârlı bir pazar alanı olarak görmektedir. Deprem sonrası oluşan acılar ve korkular suiistimal edilerek ‘deprem’ sözü bu ülkede artık ‘rant’ sözüyle eşanlamlı hale getirilmiştir” dedi. Akçelik, deprem toplanma alanlarının imara açıldığını ifade ederek şunları söyledi:
Deprem toplanma alanlarını akıbeti, iktidarın insan hayatını ve deprem tehlikesini değil, rantı önemsediğinin bir diğer göstergesidir. 1999 depreminden sonra belirlenen deprem toplanma alanları üzerine Torun Center, Anthill, Starcity Outlet Center, Zaman Gazetesi Binası, Ağaoğlu My City, Meydan AVM, Onaltı Dokuz, Ora AVM, Forum İstanbul, Kiptaş Ünalan, DAP Royal Center, TOKİ Avrupa Konutları, Capacity AVM, Çınar Olimpia Park Sitesi, Selenium Plaza gibi birçok yapı inşa edilmiştir.
İstanbul’da mevcut toplanma alanlarının sayısı, durumu ve konumu, sağlık malzemelerinin durumu, içme suyu temini, acil durum yollarının akıbeti gibi bilgiler halk ile paylaşılmamaktadır. Bu durum kentin depreme hazırlıksız olduğunun da bir göstergesidir.
“İmar affı” ve denetimsiz yapıların toplumun can ve mal güvenliğini riske attığını ifade eden Akçelik, olası bir depremde kimyasalların büyük tehlike oluşturacağına şöyle dikkat çekti:
17 Ağustos depreminde Kocaeli’nde farklı tesislerde meydana gelen kazalarda, 200 ton susuz amonyak havaya salınmış, 6500 ton akrilonitril havaya, suya ve toprağa karışmıştır. İzmit Körfezi’ne 50 ton dizel yakıtı dökülmüştür.1200 ton kriyojenik sıvı oksijen serbest kalmıştır. TÜPRAŞ petrol rafinerisindeki büyük yangınlar çıkmış (söndürülmesi 4 gün sürmüştür), sıvı petrol gazı sızıntısı ve petrol dökülmesi yaşanmıştır.
Olası bir depremde kimyasallar hala büyük bir tehlike kaynağı olmaya devam etmektedir. Kimyasalların üretim, depolama ve taşıma süreçlerinin oldukça yoğun olduğu, kimya tesislerinin birçoğunun kent ile iç içe geçtiği İstanbul’da, olası bir depremde kimyasallardan kaynaklı felaketleri önlemek amacıyla bütün ilgili kurumların katılımıyla Kentsel Risk Yönetim Raporu ve büyük endüstriyel kazalara yönelik acil durum planları hazırlanarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Akçelik sözlerini şöyle noktaladı:
İstanbul ve çevresinin deprem riski giderek artmakta, süre kısalmaktadır. Depreme ve sonuçlarına karşı tedbirlerle ilgili mevzuat tamamlanmalı, denetim, gözetim ve uygulama sisteminin taşıdığı sorumluluğu yerine getirmesi sağlanmalıdır. “Doğanın er ya da geç intikam alacağını” söyleyerek kendi sorumluluklarını gölgelemeye çalışanları, hamaseti kamuoyunu yanıltmak için silah olarak kullananları, kentsel alanları sermaye gruplarına peşkeş çekenleri, su havzalarını, yeşili yok edenleri, “İstanbul’un kalbine hançer gibi gökdelen dikenleri”, kenti insanın değil, sermayenin ihtiyacına göre düzenleyenleri, bilimi ve meslek disiplinlerini önemsizleştirerek kaderciliği yönetim biçimi haline getirenleri tarih, İstanbul dramını yazanlar ve sahneleyenler olarak anacaktır.
Sendika.Org