Cumartesi Anneleri 666. buluşmasında, “Herkesin hayallerine kavuşmayı dilediği yeni yılda, biz kayıplarımıza ulaşmayı dileyeceğiz” diyerek Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’ndaki 666. buluşmada, “Herkesin hayallerine kavuşmayı dilediği yeni yılda, biz kayıplarımıza ulaşmayı dileyeceğiz” dedi
Cumartesi Anneleri, “Herkesin hayallerine kavuşmayı dilediği yeni yılda, biz kayıplarımıza ulaşmayı dileyeceğiz” diyerek 666. kez Galatasaray Meydanı’nda buluştu. 2017 yılının ağır insan hakları ihlalleri, travmalar, hukuksuzluklar ve adaletsizlikle geçtiği, 666 haftadır Galatasaray’da hukuk devleti temenni edildiği belirtilerek 2018 yılının demokratik, hukuk devletine giden bir yılın başlangıcı olması için hak ve özgürlükler mücadelesinin yükseltildi bir yıl olması dileğinde bulunuldu.
Galatasaray Meydanı’nda, Cumartesi Anneleri’nden Fatma Morsümbül ölümünün birinci yılında, “Fatma Morsümbül’ü ve adalete ulaşamadan aramızdan ayrılan annelerimizi hakikat ve adalet mücadelemizde yaşatacağız” denilerek anıldı.
Eylemde ilk sözü gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak aldı. 23 yıldır Hasan Ocak dosyasının karanlık raflarda beklediğini söyleyen Ali Ocak, adalete erişmeden bir yılın daha geride bırakıldığını ve çeşitli zorluklarla, çeşitli bedeller ödeyerek buldukları belgelerin adliyelerin tozlu raflarında kaybedilmeye çalışıldığını belirtti. Geçen yılbaşında Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada hala bir adım atılmadığını belirten Ocak, ısrarla, inatla yıllardır sürdürdükleri mücadeleyi önümüzdeki yılda daha da güçlendirerek sürdüreceklerini söyledi.
Ali Ocak, devletlerin işlediği suçlarıyla yüzleşmemesinin çağımızda genel geçer bir davranış biçimi olduğunu söyledi. Filistin konusu gündeme geldiğinde devlet yöneticilerinin Filistin halkının adeta hamisi kesildiğini söyleyen Ocak devletin kendi halkına karşı işlediği suçlarla yüzleşmesini istediklerini belirtti.
Cumartesi İnsanları’ndan Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı, 2018’e girerken her geçen gün otoriterleşen iktidarın politikalarının daha da şiddetlenerek sürdüğünü belirtti. Suruç’u, Roboski’yi, Reyhanlı’yı, Cizre’yi, Gezi’i, Ankara’da İstanbul’da patlayan bombaları, barış elçisi Tahir Elçi’nin katledilmesini hatırlatan Yarayıcı devletin, bu olayların faillerine ilişkin bir cezalandırma sistemi olmadığını söyleyerek hesabının sorulmayacağı bir yol yöntem, tüm bu katliamların faili meçhul kalmasını, barış yerine şiddet dilini yeniden kurup iç çatışmaya yönelik her türlü politikaların yeniden benimsenmesini, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek olunmamasını, her türlü yolsuzluk-hırsızlık olaylarının konuşulmamasını, KHK’lerin, ihraçların, hesabının sorulmamasının istediğini söyledi. Yarayıcı yapılacak tek şeyin tüm bu antidemokratik uygulamaların hesabının sorulup faturasını önlerine koymak olduğunu söyleyerek, “Bir kez daha talebimizi söylüyoruz: bağımsız yargıdan, eşitlik, özgürlük, insanca yaşamdan yana her türlü demokratik mücadele içinde olan bizler kayıplarımızın akıbetini sormaya devam edeceğiz. 2018’e gerçek demokratik Türkiye’nin hayata geçirilmesi konusunda politikalarla birlikte girelim. Ve dostlarımızın akıbetini hukuk önünde soracağımızı bir kez daha ifade ediyorum” dedi.
Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız konuşmasında, “yurtdışına gidenler için ülkede idam yok, işkence yok, onları verin adilce yargılayalım” diyenlere cevap olarak “işkence sadece fizik olarak yapılmaz, evlat, eş, kardeş acısı işkenceleri ile 22 yılı bitireceğiz” dedi. Yıldız konuşmasında Taybet Ana’yı, Berkin Elvan’ı, Uğur Kaymaz’ı, Dilek Doğan’ı örnek vererek “Hükümet buradan haykırıyor, İsrail’e terör devleti diyor, hiç dönüp kendine bakmıyor. Ben de buradan hükümete soruyorum. Bunların hepsini hangi terör devleti yaptı?” dedi.
Açıklamayı ise Cumartesi insanlarından Sebla Arcan okudu. Arcan konuşmasına “2018 demokratik hukuk devletine giden yılın başlangıcı olsun” diyerek başladı. OHAL rejiminin meclisi ve demokratik mekanizmaları devre dışı bıraktığını söyleyen Arcan, AKP’nin “partimiz hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışının teminatı olacaktır” taahhüdü ile iktidara geldiğini hatırlatarak “AKP iktidarında bu gün geldiğimiz nokta ABD’nin utanç kaynağı olan Guantamono hapishanesindeki yaşam tarzına öykünmek oldu. (…) Geçmişte aynı acıları yaşadığımız Arjantin’de insanları katledenlerin, gözaltında kaybedenlerin yargılanmaları 2017 yılında da devam etti. Yıl içinde birçok rütbeli subay ömür boyu hapis cezası aldı. Türkiye’de ise devletin desteğiyle cinayet işleyenler, insanları gözaltında kaybedenler cezasızlık zırhıyla korunmaya devam etti. Takip ettiğimiz gözaltında kayıp dosyaları iç hukukta takipsizlik kararları verilmeye devam etti” dedi.
Arcan demokrasi ve özgürlüklerin hukuk devletinden geçtiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
Hukuk ve adalet işletilmedi. 666 haftadır Galatasaray’dan hukuk devleti talep ediyoruz. Türkiye’de devleti yönetenler korku imparatorluğu kurmak istiyorlar. Çünkü demokrasiden, insan haklarından, hukukla sınırlanmaktan korkuyorlar. Toplumu haklarından mahrum bırakarak, sindirerek, insanların umutlarını kırarak kendi korkularını yatıştırıyorlar.
Türkiye’nin karanlık bir dönemden geçtiğini söyleyen Arcan bunlara rağmen umutsuzluğa yer olmadığını belirterek şöyle konuştu:
Biz ısrarla izini sürersek hakikatler açığa çıkacak, biz onurumuza sahip çıkarsak adalet tecelli edecek, biz haklarımızı savunursak keyfilik son bulacak, biz zorbalığa baş eğmezsek, hukuk egemen olacak. Biz kayıplarımız için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.
Kayıp yakınları ve barış elçisi Tahir Elçi’nin katledilişinin 108. haftasında Tahir Elçi’yi anan aileler tutuklu gazeteci, akademisyen ve mücadele arkadaşları için ellerindeki karanfilleri “Failler Belli, Kayıplar Nedere?” yazan pankarta bıraktılar.
Aileler akşam 19.00’da Bandista grubunun katılımıyla yeniden Galatasaray Meydanı’nda buluşacak.
Sendika.Org