“Çözüm süreci”nin bitirilmesine gerekçe olan Ceylanpınar’daki kuşkulu polis ölümlerinin davasından yine sonuç çıkmadı. Av. Hüseyin Akay, asıl faillerin perdelendiğini söyledi
“Çözüm süreci” adı verilen müzakerelerin bitirilmesine gerekçe yapılan Ceylanpınar’daki kuşkulu polis ölümlerine ilişkin davanın altıncı duruşmasında da sonuç çıkmadı. Asıl faillerin perdelendiğini ve şüpheli polislerin ifadelerinin alınmadığını söyleyen Akay, dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini de belirtti
Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 22 Temmuz 2015’te iki özel harekat polisinin bir evde ölü bulunması, halihazırda müzakere sürecini sonlandırarak savaş politikalarına geçmiş olan Saray-AKP iktidarına gerekçe oluvermiş, saldırıyı PKK’nin yaptığını ileri süren iktidar böylece topyekun savaş konsepti hayata geçirilmeye başlanmıştı. PKK, cinayetleri üstlenmemiş, ilaveten “sahtekarlık” nitelemesi yapmıştı.
Saldırıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 7’si tutuklu 13 sanık hakkında müebbet hapis istemiyle dava açılmıştı. Davaya bakan hakim ise 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan tasfiyeler kapsamında tutuklanmıştı.
Soruşturmayla ilgili tüm süreçlere gizlilik kararı getirilirken, HDP’nin Meclis’e verdiği araştırma önergesi ise AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla reddedilmişti.
Olaya ilişkin kuşkular bununla da kalmamıştı. Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın altıncı duruşmasından da hiçbir sonuç çıkmaması, telefon ihbarını yapan kişilerin araştırılmaması ve ilk ifadesinde “Daha önce hiç orada bulunmadım” diyen polis memurunun cinayet mahallinde altı ayrı parmak izi bulunmasına karşın soruşturmaya dahil edilmemesi, hem olayı hem de davayı şüpheli hale getirmişti.
Soruşturmayı aydınlatmak için ısrarla çaba sarf eden ve tutuklu sanıkların avukatlığını yapan Hüseyin Akay ise 18 Ağustos günü evine ve işyerine düzenlenen polis baskınları sonucu gözaltına alınmıştı.
Davanın seyrine ilişkin Artı Gerçek’e konuşan Av. Hüseyin Akay “Artık biz mahkemeden beklentimizi, umudumuzu kestik. Mahkemenin bizi dinlediği dahi yok. Biz mahkemeden umudumuzu kestik” dedi.
Davanın savcısının sürekli değiştirildiğini ve her gelen savcının mütalaa için ek süre istediğini, böyle altı duruşma geçirdiklerini aktaran Akay, “Mütalaa verilememesinin nedeni, bizim kanaatimizce olayın siyasi boyutundan kaynaklı. Çünkü dosyada suçlayıcı, ceza verilebilecek bir dayanak yok. Sadece savcının üstün hayal gücünün neticesinde ortaya atılan vakalar var. Bunlarda hayal gücünden ibaret olduğu için somut deliller yok. Bu sebeple de iddia makamı neye mütalaa verecek, nasıl verecek bunun kararsızlığını yaşıyor” dedi.
Asıl faillerin perdelenmesi için yargılanan gençlerin fail olarak ortaya atıldığını söyleyen Akay, dosyada adı geçen dört polisin ifadesinin şüpheli olduğunu, gerçek delillerin peşinden gidilmediğini, bu kadar ciddi deliller olmasına karşın şüphelilerin ifadesinin alınmadığını da belirtti. Akay, bu şüpheli ifadelerden bir de örnek verdi:
Polis memurlarının ifadelerinde ciddi çelişkiler, ciddi şüphe yaratıcı örnekler var. Örneğin Metehan Daban adında bir polis memuru ev arkadaşı olan Enver adındaki polis memurunun daha hiç kimsenin haberdar olmadığı saat 08.40’ta evde panik bir şekilde koşuşturduğunu belirtiyor. Kendisine sorulduğunda da ölen polislerin isimlerini vererek intihar ettiklerini duyduğunu söylüyor. Daha ne emniyet müdürlüğünün ne de basının haberi yokken söylüyor bunları.
Çünkü tüm Türkiye olaydan saat 11.00’da, polis memurlarının kapıyı çilingir marifetiyle açıp içeri girmesiyle haberdar oluyor. Buna rağmen Enver adlı polis memuru saat 08:40’ta haberdar oluyor ve intihar olarak arkadaşına aktarıyor. Biz bu ifadeyi mahkemeden talep ederek aldırdık. Ancak dosyada da buna ilişkin beyan olmasına rağmen herhangi bir soruşturma bile talep edilmedi.
Olayın diğer bir ilginç boyutu Burak Kuru adlı polisin parmak izi evrakı olaydan 5 gün sonra düzenlenmesine rağmen dosyaya hiçbir şekilde girmedi. Mahkemenin TEM ile yazışması sırasında tesadüfen dosyaya girdi. 2015 Temmuz’unda var olan bu rapor, 2017’nin Nisan’ında dosyaya girdi. Bu soruşturma savcısından kaynaklı bir durum mudur yoksa TEM’den kaynaklı bir durum mudur onu da bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey bu kadar ciddi bir delilin dosyaya savcılığın ‘parmak izi incelemesi hala devam ediyor mu’ yazışması sonucu tesadüfen girmesi.
Dava ilk açıldıktan sonraki otopsi savcısının ihraç edildiğini, sorgu hakiminin “FETÖ”den ihraç edilip tutuklandığını, o dönemki polislerin birçoğunun “FETÖ”den ihraç edildiğini ancak diğer şüpheli polislerin tümünün görev başında olduğunu ifade eden Akay, sözlerini şöyle sürdürdü:
Telefon ihbarını yapan kişinin kimliği belirleneceği halde belirlenmiyor. Kameraların yoğun olduğu bir bölgede postanenin ankesörlü telefonundan yapılmış bir ihbar. Rahatlıkla MOBESE kayıtlarından kişi tespit edilebilir. Diğer bir kişi de cep telefonuyla ihbar yapmış. Kimin üzerine kayıtlı olduğu da belli. Emniyet bunlara bir şekilde ulaşabilirdi. Zira bu kişinin kendisi bu suçu işlemiş olabilir. Suçu başkalarının üzerine atmak için bu ihbarda bulunmuş olabilir. Çünkü yaptığı ihbarda bazı şeyleri ayrıntılı biçimde söylüyor. Şüphelilerin yanlarına telefon almadıklarını belirtiyor. Birçok ayrıntıyı dile getirdiği halde bu kişi hakkında herhangi bir araştırma ve soruşturma yapılmıyor. Bu kadar ayrıntı bilen bir kişi ya bu şahıslarla birlikte suçu işlemiştir, ya bizzat kendisi işlemiştir ya da yalan söylüyor. Ama bu ihtimallerin hiç biri değerlendirilmeden adeta gökten inmiş emir gibi iddiaları kabul edilmiş.
Akay, son olarak bu olayın “çözüm süreci”ni bitirecek bir provokasyon olup olmayacağı sorusuna şu yanıtı verdi:
Kesinlikle bir provokasyondur. Kimler tarafından, kimlerin talimatlarıyla yapıldığına ilişkin araştırılması gereken ciddi bir provokasyondur. Bu konuda da maalesef hiçbir araştırma yapılmış değil, yapmaya da niyetleri yok. Çözüm sürecinin en hızlı ve etkin bir şekilde devam ettiği bir süreçte, bu süreçte sürpriz bir eylemin yapılması tarafların hiçbir menfaatine hizmet etmiyor. Buna rağmen örgüte mal edilmesi bizce mantıklı değil. Delillerin hiçbiri de bu işi PKK’nin yaptığını göstermiyor. Oklar farklı yerleri gösteriyor.
Sendika.Org