Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında açılan davanın üçüncü duruşmasında sona gelindi. Mahkeme heyeti Semih’in adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, Nuriye’nin ise tutukluluk halinin devamına karar verdi
KHK ile kamudaki görevlerinden ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevinin 226’ncı gününde, haklarında açılan davanın üçüncü duruşması Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. Dava sonunda mahkeme heyeti Semih Özakça’nın adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine, Nuriye’nin ise tutukluluk halinin devamına, 4’üncü duruşmada Nuriye’nin salonda bulunması yönünde karar verdi
KHK ile kamudaki görevlerinden ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, açlık grevinin 226’ncı gününde, haklarında açılan davada üçüncü duruşması Ankara Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. Önceki duruşma salonundan farklı bir salonda görülen davaya, gazetecilerin ve davayı takip etmek isteyenlerin girmesine izin verilirken, Nuriye ise yine duruşma salonuna getirilmedi. Dava sonunda mahkeme heyeti Semih’in adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, Nuriye’nin ise tutukluluk halinin devamına, 4’üncü duruşmada ise Nuriye’nin mahkemede hazır edilmesine karar verdi.
NURİYE VE SEMİH DAVASI: TAHLİYE YOK, BİR SONRAKİ DURUŞMA 20 EKİM’DE
Davada bugün yaşananlar ise şöyle:
SEGBİS ile bağlanan itirafçı Berk Ercan, Gülmen’le İstanbul’da Berkin Elvan’ın ölümü sonrası tanıştıklarını, bir kere evinde kaldığını söyledi. Özakça’yı ise İstanbul’da bir parkta ve Eskişehir’de bir kafede gördüğünü söyledi. Gülmen ve Özakça’nın örgüt üyeliğine ilişkin dinlenmek üzere çağrılan Berk Ercan “Açlık grevinin başlaması konusunda örgüt talimatı olduğu konusunda doğrudan bilgim yok” dedi.
Ercan’ın, Eskişehir’de kendisini gördüğünü iddia ettiği Pamelya Kafe adında bir kafenin olmadığını söyleyen Özakça, İstanbul’a bir kez gittiğini ve Ercan’ın kendisini İstanbul’da gördüğünü söylediği tarihlerde askerde olduğunu belirtti. Özakça “Tanık Berk Ercan’ın yaptığı düşüklüktür, alçaklıktır! Yaptığı itirafçılık değil, iftiracılıktır” dedi.
Özakça örgüt üyeliği iddialarına ilişkin ise “Bir insanın açlık grevi yapmasında örgüt ne gerek” yanıtını verdi. Özakça, İtalyan bakanın, astsubayların, hayvan hakları savuncularının da açlık grevi yaptığını hatırlatarak“İnsanların talebini dile getirmek için bir yöntemdir! Biz her şeyi yaptık sonra açlık grevi dedik” ifadelerini kullandı. Yaptıklarının Danıştay’da, Anayasa Mahkemesi’nde ya da Avrupa İnsan Hakları Meclisi’nde karşılığı olmadığının altını çizen Özakça, neyle suçlandığını bilmediğini ve somut delil olmadığını belirtti.
Mahkeme heyetine vicdanî sorumluluğu olduğunu hatırlatan Özakça sözlerini şöyle sonlandırdı:
Biz işimizi istiyoruz! İşimize iade edilelim, açlık grevini bitireceğiz! Karanlığın güne, düşlerimizin güneşli güne dönüşmesi dileğiyle umutlu kalın.
Özakça’nın savunmasından sonra beyanda bulunan Avukat Murat Yılmaz “Dosya o kadar boş ki, dava açıldıktan sonra iktidar mahkemeye evraklar göndermeye başladı” dedi. Yılmaz, Nuriye’nin savunma vermek istediğini fakat AİHM kararı olmasına rağmen Nuriye’nin mahkeme heyetince dinlenmediğinin altını çizdi. Cezaevi Müdürlüğü ve hastanelerinin Nuriye ve Semih’in hayati tehlikesi olduğuna ilişkin raporlarına rağmen tutuklu olduğunu vurgulayan Yılmaz, Nuriye ve Semih’in serbest bırakılması gerektiğini belirtti.
Yılmaz’dan sonra söz alan Avukat Zafer Kazan ise “Bu celsede beraat demiyoruz. Tahliye istiyoruz! İki insanın hayatı için” dedi.
Avukatlar, açlık grevinin örgüt talimatıyla bile olsa Anayasa Mahkemesi’ne göre suç olmadığı yönünde beyanda bulundu. Avukat Ömer Faruk Ağaoğlu “Eğer müvekkilim terörist ise neden KHK beklenildi? Zira müvekkilerim KHK’lilerin sesi oldu” dedi.
Avukatlar, davaya katılımın az olması için davanın görüleceği duruşma salonunun sürekli değiştirildiğinin altını çizdi. Ayrıca 5 yıldan fazla cezayla yargılananların eşzamanlı ifadesi alınması gerektiğini belirten Avukat Ağaoğlu, Nuriye’nin ifadesinin 2’nci duruşmadan sonra alınmaya çalışıldığını belirtti ve Nuriye’nin kaçma durumunun olmadığı, iradesi dışında Numune Hastanesi’nde tutulduğu ve tutukluluk koşullunun ortadan kalktığını belirtti.
Mahkeme heyeti 1,5 saatlik aradan sonra Semih’in adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine, Nuriye’nin ise tutukluluk halinin devamına karar verdi.
4’üncü duruşma tarihi için mahkeme 24 Kasım derken, avukatlar Nuriye’nin ölme ihtimalinden dolayı tarihe itiraz ediyor.
Sendika.Org