İzmirli kadınlar müftü nikahına karşı sokağa çıktı. Daha önce “tecavüz yasası” olarak bilinen yasayı geri çektirdiklerini hatırlatan kadınlar “Bu düzenleme de iptal edilecek. Bu yasalar böyle geçmeyecek!” dedi
İzmirli kadınlar müftü nikahına karşı sokağa çıktı. Daha önce “tecavüz yasası” olarak bilinen yasayı geri çektirdiklerini hatırlatan kadınlar “Bu düzenleme de iptal edilecek. Bu yasalar böyle geçmeyecek!” dedi
İzmirli kadınlar, İzmir Kadın Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelerek “Müftülük yasasına itirazımız” var diyerek Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı.
KADINLAR “MÜFTÜLÜK YASASINA İTİRAZIM VAR” DİYEREK DÖRT BİR YANDA NÖBETTE
Basın açıklamasında, müftülük yasasının hala meclis gündeminde olduğu ve daha meclisin açıldığı ikinci gün, tasarının komisyona getirildiği hatırlatıldı ve “Karşımıza hiç durmadan kadın ve çocuk düşmanı yasa ve uygulamalar çıkarmalarını şimdiye kadar kabul etmedik. Bugünden sonra da asla kabul etmeyiz” dendi.
Yasanın meclisten geçmesinin çocuk yaşta evliliklerin önünü açmak, kadınların haklarının teminatı Medeni Kanun’u ve laikliği hiçe saymak demek olduğunu söyleyen kadınlar, daha önce çocukların istismar edenlerle evlendirilmesini öneren tasarıyı geri çektirdiklerini hatırlattı ve “Bu düzenleme de iptal edilecek. Bu yasalar böyle geçmeyecek!” dedi.
Müftü nikahının yasallaşmasının denetimsiz imam nikahının toplumda kabul görüp yaygınlaşması riskini taşıdığını söyleyen kadınlar, basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
KADEM, Ensar gibi AKP’nin yan kolu olan, kendini “demokratik kitle örgütü” olarak tanıtanlar, müftülük yasasının ne kadar gerekli olduğunu anlatan bir açıklama yayınladı. İki yüzlü gerekçelerinizle, toplumu sürüklemek istediğiniz gericiliğinizin üstünü örtemezsiniz. Biz kadınlar, mücadelemizle karanlığınızı yeneceğiz!
Daha geçtiğimiz günlerde lise öğrencisi, gencecik Helin Palandöken öldürüldü. Kadınlar her gün öldürülürken meclis, müftülere resmi nikah yetkisi vermeye çalışmakla değil, kadın cinayetlerini durdurmakla ilgilenmelidir. Meclisi, kadın ve çocuk düşmanı uygulamalarla uğraşmak yerine kadınlar için çalışmaya çağırıyoruz.
“Kadınların, çocukların hayatına karışamazsın” diyen kadınlar tüm kadınları yasa tasarısına karşı birlik olmaya çağırdı ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganıyla açıklamayı bitirdi.
İzmir Kadın Platformu’nun açıklaması:
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Müftülüklere resmi nikah yetkisi veren tasarı halen meclis gündeminde. Daha meclisin açıldığı ikinci gün, kadın düşmanı bu yasa tasarısını komisyona getirdiler. Kadınların hakları söz konusu olduğunda asla göremediğimiz bir hızla, tasarıyı komisyonda kabul edip meclis gündemine getirdiler. Kadınların haklarını korumak yerine, kazanılmış haklarımıza saldırmaya çalışıyorlar. Karşımıza hiç durmadan kadın ve çocuk düşmanı yasa ve uygulamalar çıkarmalarını şimdiye kadar kabul etmedik. Bugünden sonra da asla kabul etmeyiz.
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Bu yasanın meclisten geçmesi demek, oluşacak denetimsizlik ile çocuk yaşta evliliklerin önünün açılması demektir. Haklarımızın teminatı olan Medeni Kanun’un, laikliğin hiçe sayılması demektir. Çocukların istismar edenlerle evlendirilmesini öneren tasarıyı nasıl ki çöpe attıysak, bu düzenleme de iptal edilecek. Bu yasalar böyle geçmeyecek!
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Yasa, Medeni Kanun altında değil Nüfus Hizmetleri Kanunu altında yer alıyor. Bu sebeple belediye nikahı ile kazanılan hakların, müftü nikahında nasıl sağlanacağı da belirsiz. Medeni Kanun’un içini boşaltarak, güvence altına alınan haklarımıza el koyamazsınız.
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Müftü nikahının yasalaşmasıyla denetimsiz imam nikahının da toplumda kabul görüp yaygınlaşması riski mevcut. İmam nikahının resmi nikaha bir alternatif gibi görülmesi kadınların ve çocukların yasalarca güvence altına alınmış tüm haklarından mahrum olması demektir. Bunu kabul etmiyoruz.
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Soruyoruz, müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisi vermekteki amacınız nedir? Eğer gerçek sorun yeterince nikah memurunun olmaması ise, istihdam alanı açılarak bu sorun çözülebilirdi. “Batıda da din görevlileri resmi nikah kıyabiliyor, bizde olunca mı laikliğe aykırı oluyor” diyorlar. Eğer Avrupa’dan örnek alınmak isteniyorsa “İstanbul sözleşmesi”, CEDAW ve benzeri kadın haklarını ilerletmek konusundaki Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası sözleşmeleri uygulamakla işe başlamak gerekir. Türkiye’de kadın hakları kıyasladıkları toplumların yanından bile geçemiyor. Biz kadınlar, müftülük yasasını meşrulaştırmak için kullandıkları bu söylemleri asla kabul etmiyoruz. Sonuna kadar direneceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz.
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
AKP’nin getirdiği bu müftülük yasasının, daha önceki kadın düşmanı politikaların bir devamı olduğunu çok iyi biliyoruz. Yasaya karşı milyonlarca kadının haklı tepkisini “isteseniz de istemeseniz de bu yasa geçecek” diyerek bastırmaya çalışıyorlar. Gericilikle, kadın düşmanlığı ile dolu bir toplum kurmayı hayal ediyorlar. Ancak kadınların direnişi, onların bu heveslerini kursaklarında bıraktı. Nasıl ki kürtajı yasaklamaya çalıştıklarında, çocukların istismarcı ile evlendirilmesi için yasa çıkarmaya çalıştıklarında kadınlar AKP’nin karşısına güçlü bir direnişle çıktıysa, şimdi de müftülere resmi nikah yetkisi verilmesine karşı en gür sesimizle haykırıyoruz.
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Biliyoruz ki, sadece müftülük yasası ile de kalmıyorlar. Kadınların “koruma hakkı”ndan yararlanabilmesi için şiddeti ve ölüm tehdidini belgelemesinin istenmesi, koruma süresinin 6 aydan 15 güne indirilmesi gibi akıl almaz düzenlemeler getirmeye çalışıyorlar. Biz kadınlar dişimizle, tırnağımızla kazandığımız haklarımızı asla geri vermeyeceğiz.
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
KADEM, Ensar gibi AKP’nin yan kolu olan, kendini “demokratik kitle örgütü” olarak tanıtanlar, müftülük yasasının ne kadar gerekli olduğunu anlatan bir açıklama yayınladı. İki yüzlü gerekçelerinizle, toplumu sürüklemek istediğiniz gericiliğinizin üstünü örtemezsiniz. Biz kadınlar, mücadelemizle karanlığınızı yeneceğiz!
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Çocuk yaşta zorla evlendirme yoluyla çocukların istismarı, çoğunlukla hamilelikleri sırasında bir sağlık kurumuna gitmeleriyle ortaya çıkıyor. Dolayısıyla çocuk yaşta evlendirmenin suç olarak düzenlenmesi ve sözlü beyanın çocukların cinsel istismarının üzerini örtmeye yönelik olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin anlaşılması bakımından, araştırılması şart. Çocuklardan elinizi çekin!
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanların, evlilik yoluyla vatandaşlığa başvurabilmesi için getirilmek istenen “genel ahlak” kriterleri hali hazırda birçok yasada kadın ve LGBTİ+’ların hayatlarının her alanında insan haklarına aykırı yaptırımlarla karşılaşmalarına neden oluyor. “Genel ahlak” tanımlamasıyla yapılan ayrıştırmayı reddediyoruz!
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Evliyken eşinin soyadı ile birlikte kendi soyadını kullanan kadınların yalnızca eşlerinin soyadını kullanma talepleri bir dilekçe yazmak kadar kolay kılınırken, kadınların evlenirken kendi soyadlarını muhafaza etmek için hala mahkemeye gitmek zorunda bırakılması eşitsiz. Eşitsiz yasanızı derhal iptal edin!
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Müftülüklere resmi nikah yetkisi verilmesi, iddia edildiği üzere resmi nikahsız imam nikahlarını azaltmayacak; ama belediyeler ve müftülüklerin nikah kıymasının oluşturacağı ikilik hali, toplumsal kutuplaşmayı yine biz kadınları nesneleştirerek pekiştirecek. Ayrışma yaratan yasanızı geri çekin!
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Evlendirme işlemi için müftülüklerin yetkilendirilmesiyle çoğu kadın evlenmek için olsun, ailede sorun yaşayınca olsun, kadın-erkek eşitsizliğini doğal sayan, erkeklerin çıkarına olacak şekilde dini referansları temel alan, kadınların boşanmaması gerektiğini savunan bir kuruma başvuracak.
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Daha geçtiğimiz günlerde lise öğrencisi, gencecik Helin Palandöken öldürüldü. Kadınlar her gün öldürülürken meclis, müftülere resmi nikah yetkisi vermeye çalışmakla değil, kadın cinayetlerini durdurmakla ilgilenmelidir. Meclisi, kadın ve çocuk düşmanı uygulamalarla uğraşmak yerine kadınlar için çalışmaya çağırıyoruz.
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Kadın ve çocuk düşmanı söylemleriyle tanıdığımız müftüler, hayatımıza müdahale şansı elde ettiklerinde söylemlerini uygulamaya geçireceklerdir. Müftü din görevlisidir, görevli olduğu işine bakmalıdır.
Müftülük yasasına itirazımız var, çünkü;
Kadınların, çocukların hayatına karışamazsınız! Tüm kadınları müftülere resmi nikah kıyma yetkisi veren bu tasarıyı iptal etmek için birlik olmaya çağırıyoruz!
Yaşasın Kadın Dayanışması!
İZMİR KADIN PLATFORMU
Sendika.Org