Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi’nin çağrısıyla 50’yi aşkın çevre derneği, İstanbul ve çevre kentlerden gelen çok sayıda yurttaş, 2. Dünya Hasankeyf Günü kapsamında “Su olduk akıyoruz, Hasankeyf’te buluşuyoruz” sloganıyla bir araya geldi Ilısu Barajı nedeniyle yıkımın devam ettiği Hasankeyf’te bir araya gelen yaşam savunucuları, Hasankeyf’in insanlığın umudu olduğuna dikkat çekerek, “Yaşam ve Dicle, baraja rağmen tekrar özgür […]
Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi’nin çağrısıyla 50’yi aşkın çevre derneği, İstanbul ve çevre kentlerden gelen çok sayıda yurttaş, 2. Dünya Hasankeyf Günü kapsamında “Su olduk akıyoruz, Hasankeyf’te buluşuyoruz” sloganıyla bir araya geldi
Ilısu Barajı nedeniyle yıkımın devam ettiği Hasankeyf’te bir araya gelen yaşam savunucuları, Hasankeyf’in insanlığın umudu olduğuna dikkat çekerek, “Yaşam ve Dicle, baraja rağmen tekrar özgür akacaktır” vurgusunda bulundu.
Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi’nin çağrısıyla aralarında sanatçılar, demokratik kitle örgütü temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, 50’yi aşkın çevre derneği, İstanbul ve çevre kentlerden gelen çok sayıda yurttaş, 2. Dünya Hasankeyf Günü kapsamında dün (23 Eylül) “Su olduk akıyoruz, Hasankeyf’te buluşuyoruz” sloganıyla bir araya geldi.
Hasankeyf’le birlikte Silemani, Roma, Barcelona, Bilbao, Brighton, Cenevre, Berlin, Hamburg, Frankfurt, Hannover, Münih, PortTownsnd gibi dünyanın 13 farklı şehrinde eylem düzenlenirken, Hasankeyf’te bir araya gelen yaşam savunucuları ise tarihi El-Rızk Camisi önünde eylem gerçekleştirdi. Katılımcılar alkışlar eşliğinde, “Katil proje dursun, Hasankeyf yaşasın” pankartını açarak, “Durdurun ve Dicle özgür aksın Hasankeyf yaşasın” dövizlerini taşıdı.
Yaşam savunucuları adına açıklama yapan Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Federasyonu Başkanı Abdulhakim Taş, Hasankeyf’in sadece tarihi değil, mitolojik değerleri de barındırdığına işaret ederek, “Mitolojide güneş ve ateş özdeşleştirildiğinden, ateş suyla söndürülmez; kendi kendine sönmesi beklenirmiş. Bugün, Ilısu Barajıyla Hasankeyf (Heskîf) su altında bırakılmak bölge halklarının güneşi, Dicle Nehri’nin suları ile söndürülmek isteniyor” diye konuştu.
Daş, Hasankeyf’in 12 bin yıllık insanlık tarihine ışık tutacak, birçok arkeolojik veriyi içinde barındıran bir bölge olduğuna vurgu yaparak, barajla birlikte tüm insanları ve burada yaşam süren tüm halkların, geçmişle olan bağlarının koparılmasının hedeflendiğini söyledi. Daş, ayrıca baraj nedeniyle birçok kültürel varlıkla birlikte yerleşim yerinin sular altında bırakılacağını hatırlatarak, 10 binden fazla insanın da zorunlu göçle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.
Hasankeyf’in sular altında kalmaması için mücadele etmenin önemine dikkat çeken Daş, “Hasankeyf birkaç on yıllık değil binlerce yıllık tarihin, emeğin ürünüdür. Birkaç on yıllık ömürlü baraj için kadim halkların yaşam alanları ve miras aldıkları her şeyin bir çırpıda, geri dönüşü olmayan bir şekilde yok edilmesi kabul edilemez” diye belirtti.
Daş, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Hasankeyf bizim umudumuzdur, umudumuzu dinamitleyemezsiniz. Dinamitleriniz kendi yalanlarınızı gün yüzüne çıkarmaktan başka bir işe yaramaz. Her şeye muktedir değilsiniz. Yaşamı yok etme pahasına Munzur’da, Karadeniz’de burada kurduğunuz barajlar bir gün yıkılacak, oradaki ekosistem onarılmaya çalışılacak ve sular özgür akacak. Çocuklar yeniden nehir kenarlarında gülüp oynayacak, balıklar özgürce nehirde dolaşacak, topraklar yine suya kavuşacak, kuşlar ve binlerce canlı yine çevresine yuvasını yapacak, ağaçlar filizlenecek ve yaşam geri gelecek. Çünkü biz sizden daha güçlüyüz.”
Eyleme destek verenlerden HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan da, sadece Hasankeyf’in değil, Hasankeyf’le birlikte bir tarihin ve belleğin dinamitlendiğini hatırlatarak, ortak mücadele çağrısında bulundu.
Eylem açıklamalar ardından alkışlar eşliğinde sona erdi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı