“‘Çağlayan’ın yükü’nü taşımanın ve tüm siyasi harekete taşıtmanın nasıl bir gerekçesi olabilir ki?”
“Ama ‘kol saati’ ile sembolize olan yolsuzluk dosyalarını, bu ‘milli mesele’ ile içimize sindirmemizin istenmesi içimize sinmiyor. ‘Çağlayan’ın yükü’nü taşımanın ve tüm siyasi harekete taşıtmanın nasıl bir gerekçesi olabilir ki?”
Ahmet Taşgetiren, Star’daki köşesinde “Kol sati – milli dava ayrımı” başlıklı yazısında yolsuzluk soruşturmasının odağındaki eski bakan Zafer Çağlayan’a sahip çıkılmasını eleştirdi.
Topbaş ailesinin de bağlı olduğu Erenköy Cemaati’nin önde gelen isimlerinden Taşgetiren, uzun süredir AKP yönetimine yönelik eleştirel yazılarıyla dikkat çekiyor.
Taşgetiren, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları karşısında, şimdi parti yönetimi tarafından kenara itilmiş olan Ahmet Davutoğlu ve Cemil Çiçek’in bakanların Yüce Divan’da yargılanması yönündeki tavırlarını hatırlatarak bu yol izlenseydi bugünkü sıkıntıların yaşanmayacağını belirtti.
Davutoğlu ve Çiçek hatırlatmasının ardından da sözünü bugüne getiren Taşgetiren, Zafer Çağlayan’a sahip çıkılmasını açık bir şekilde eleştirdi.
Taşgetiren’in yazısının ilgili bölümü:
Ama “kol saati” ile sembolize olan yolsuzluk dosyalarını, bu “milli mesele” ile içimize sindirmemizin istenmesi içimize sinmiyor. “Çağlayan’ın yükü”nü taşımanın ve tüm siyasi harekete taşıtmanın nasıl bir gerekçesi olabilir ki?
2019 öncesinde Ak Parti böyle bir gündemle boğuşur hale geliyor. Evet bu, bir Amerikan hamlesi ile karşı karşıya bulunulduğunun işaretidir.
“Görevimiz Tehlike”senaryolarında Amerika, hedef aldığı liderleri idealleri üzerinden vurmuyor, yolsuzluk vs gibi etik malzemeler üzerinden kurşun atıyor.
Zarrab işi de Çağlayan işi de “iltisaklar” da oldukça sıkıntılı.
Sendika.Org