Atatürk Orman Çiftliği arazisinin ABD Büyükelçiliği’ne satışını protesto etmek için büyükelçiliğe siyah çelenk bırakmak isteyen Ankara demokratik kitle örgütleri ve meslek odalarına polis biber gazıyla saldıdı
Ankara demokratik kitle örgütleri ve meslek odaları, Atatürk Orman Çiftliği(AOÇ) arazilerinin ABD Büyükelçiliği’ne satışını protesto etmek için yürüyüş gerçekleştirdi, basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasının ardından ABD Büyükelçiliği’nin önüne siyah çelenk bırakmak isteyen kitleyi polis zor kullanarak alandan uzaklaştırdı
Ankara demokratik kitle örgütleri ve meslek odaları, AOÇ arazilerinin ABD Büyükleçilliği’ne hukuksuz bir biçimde yapılan satışı protesto etmek için yürüyüş gerçekleştirdi, basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasının ardından ABD Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bırakmak isteyen kitleye polis biber gazıyla saldırdı, zor kullanarak alandan uzaklaştırdı.
Konur Sokak’tan başlayan yürüyüşte polisinin slogan atılması durumunda müdahale edeceğini söylemesine rağmen yürüyüş boyunca “ABD elini AOÇ’den çek” sloganları atıldı. Polis, yol boyunca yürüyüşçüleri çok sayıda çevik kuvvet polisiyle takip etti.
Yürüyüşün ardından TMMOB/ Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Candan Karakuş, AOÇ arazilerinin 12 Eylül askeri darbesi sonrası tıp fakültesi yapılmak üzere Gazi Üniversitesi’ne, Gazi Üniversitsi’nin de Kuzu Toplu Konur ve Park Gazi Limited Şirketi’ne devredilmesi ve ardından da ABD Büyükelçiliği’ne satıldığını belirtti. Karakuş, “AOÇ arazisinden ABD Büyükelçiliği’nin elini çekmesi üzerine buradayız” dedi.
Karakuş, mücadalenin iki boyutlu olduğunu belirtti. Karakuş şunları söyledi:
AKP hükümeti AOÇ arazilerinin talanını uzun süredir teşvik ederek; Kaçak Saray, AnkaPark ve yollarla birlikte, otoparklarla birlikte AOÇ arazisini amacı dışında kullanırken orayı gerçekten bir talan süreci haline getirirken, bir yandan da bu ülkenin, kurucusunun emperyalizme karşı verdiği mücadelenin herkes tarafından bilindiği halde, emperyalizmin babasına, ABD Büyükçeliğine AOÇ arazisini satmış olmasını biz kabul etmiyoruz. Hem vicdanen, hem hukuken, hem ahlaken, bu satış doğru değildir, hukuksuzdur. Bunun için gruplar halinde zaten suç duyurusunda bulunduk. Plan değişikliğini yargıya taşıdık, satış protokolünü de toplu bir dava ile iptalini isteyeceğiz. Hem hükümete hem ABD Büyükelçiliğine sözümüz: ABD Büyükelçiliği, sen burayı biliyordun, AOÇ arazisiydi. Bunu size 2013 yılından bu yana Başkent Dayanışması bileşenleri, meslek örgütleri, Mimarlar Odası ısrarla anlatıyor. Siz bile bile bu işe soyundunuz, o zaman bu mücadeleyi yürütenlerin karşısındasınız anlamına geliyor. Hem ulusal, hem de uluslararası ölçekte ABD Büyükelçiliği’ne yönelik mücadele devam edecek.
İkincisi hükümete yöneliktir. En değerli topraklarımızı, bize şartlı bağışla, Türkiye halklarına emanet edilen AOÇ arazilerini amacı dışında kullanarak ABD Büyükelçiliği’ne hukuksuz bir şekilde satmak, onun parasını Kuzu Toplu Konut ve Park Gazi’ye ödetmek ve sonrasında TOKİ’ye devredip ABD’ye satmak hukuksuzdur. Bunun da mücadelesini yürüteceğiz. İkili yürüyecek mücadelemiz.
Karakuş’tan sonra söz alan Halkevleri Genel Sekreteri Dilşat Aktaş ise, memleket topraklarının işgalcilerden bir an evvel kurtarılması için bir mücadele yürütüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
Burada günlerdir bir mücadele sürüyor. Memleketin topraklarının işgalcilerden bir an evvel kurtarılması için demokratik kitle örgütleri olarak bir mücadeleyi sürdürüyoruz ve bu bir başlangıç. Bu mesele cumhurbaşkanının, bugün memleketi yönetenlerin, televizyon ekranlarında ABD’ye AB’ye racon kesmesine benzemez. Bu mesele, vize için ABD’ye, AB’ye prim vermeye benzemez. Bu mesele, ülke topraklarını yıllardır, yüzyıllardır işgalcilere karşı canı pahasına koruyanların direnişiyle ancak sürdürülebilir bir mücadeledir. O yüzden, bizler burada olanlar, AOÇ’nin ne ranta açılmasına, ne de emperyalistlere peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. Bugün iktidarını korumak adına, bu ülke topraklarını tek tek ABD’ye peşkeş çekenlerin vakti zamanında, savaş tezkerelerine imza atanlara, vakti zamanında İncirlik’i ABD üssüne dönüştürenlere karşı başlattığımız bir memleket meselesidir bu. Bir memleket mücadelesidir. O yüzden bizim emperyalistlere verecek toprağımız yok. ‘Bu memleket bizim’ diyerek bu mücadeleyi büyüteceğiz. Herkesi de bu mücadelede saf tutmaya çağırıyoruz.
Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Doğan, AOÇ arazilerinin Türkiye ormancılığının gelişmesi için bu alanların oluşturulduğunu ve bu arazilerin AKP tarafından ticari amaçlı satıldığının altını çizdi. Doğan’ın açıklaması ise şöyle.
AOÇ, bu ülkenin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye tarımına hizmet etmesi amacıyla kuruldu. Yani o dönemde yoksulluk içerisinde, Türkiye ormancılığını geliştirecek tüm modelin bu alanda oluşturulması ve Türkiye çiftçisine ön ayak olması adına oluşturulmuş bu alan, ne yazık ki AKP tarafından parsellenerek ticari amaçla satışa konulmuştur. En son, büyük bir alanın Amerika devletine konsolosluk yapmak üzere satışı bardağı taşıran son damla olmuştur. Başta iktidarı ve işbirlikçilerini buradan kınıyoruz ve buradan ABD Büyükelçiliği’ne de sesleniyoruz: Geldiğiniz gibi gidersiniz. Kirli ellerinizi bu ülkenin topraklarından çekin.
Sendika.Org/ Ankara