Gezi Direnişi’nin 4. yıldönümü dolayısıyla Taksim’de düzenlenen eylemde IŞİD’e karşı savaşırken Rakka’da yaşamını yitiren Ayşe Deniz Karacagil’in fotoğraflarını taşıdıkları gerekçesiyle gözaltına alınan Helin Yılmaz ve İdil Özbek tutuklu bulundukları Bakırköy Kadın Cezaevi’nden mektup gönderdi
Gezi Direnişi’nin 4. yıldönümü dolayısıyla Taksim’de düzenlenen eylemde IŞİD’e karşı savaşırken Rakka’da yaşamını yitiren Ayşe Deniz Karacagil’in fotoğraflarını taşıdıkları gerekçesiyle gözaltına alınan Helin Yılmaz ve İdil Özbek tutuklu bulundukları Bakırköy Kadın Cezaevi’nden mektup gönderdi: “Bugün biz, toplu katliamlar için hazırlık yapan IŞİD ile savaşanların gülen yüzlü bir fotoğrafı için tutukluysak, yarın da IŞİD’e yardım gönderenlerin haberini yaptığımızda tutuklanacağımızın imasını alıyoruz”
AYŞE DENİZ’İN FOTOĞRAFLARINI TAŞIYAN SOSYALİSTLER TUTUKLANDI
Gezi Direnişi’nin 4. yıldönümü dolayısıyla Taksim’de düzenlenen eylemde IŞİD’e karşı savaşırken Rakka’da yaşamını yitiren Ayşe Deniz Karacagil’in fotoğraflarını taşıdıkları gerekçesiyle gözaltına alınan Helin Yılmaz ve İdil Özbek tutuklu bulundukları Bakırköy Kadın Cezaevi’nden mektup gönderdi. İki tutuklu gazetecilik bölümü öğrencisi, “Bugün biz, toplu katliamlar için hazırlık yapan IŞİD ile savaşanların gülen yüzlü bir fotoğrafı için tutukluysak, yarın da IŞİD’e yardım gönderenlerin haberini yaptığımızda tutuklanacağımızın imasını alıyoruz” diye belirtti.
Merhaba,
Biz İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik bölümünde öğrenim gören tutuklu öğrencileriz. Gazeteciliği, YÖK’ün belirlediği kriterlere göre, puanımız yettiği için değil, düşünce ve ifade özgürlüğü ilkesini benimsediğimiz için seçtik. Böylece, benimsediğimiz ilkeleri iki “saygın” üniversitede, henüz KHK’lerle ihraç edilmemiş hocalarımızdan da öğrendik. Şu anki tutukluluğumuz da gazeteciliğin ön şartlarından birisidir aslında. Henüz elimize kalem almaya başlamış olmasak da, fezlekelerinde her ne yazarsa yazsın ‘’potansiyel doğru’’, ‘’gerçek gazeteci’’ olmaktan tutukluyuz. 31 Mayıs 2017 günü Taksim Dayanışması’nın çağrısı ile binlerin katılımıyla gerçekleşen Gezi Ayaklanması’nın 4. Yıldönümü yürüyüşünde bizler de Taksim’deydik. Gezi’de yaşamını yitiren ve simgeleşenlerin anıldığı yürüyüşte yer almamız ve IŞİD’e karşı savaşırken hayatını kaybeden, Gezi’nin ‘’Kırmızı Fularlı Kız’’ı olarak bilinen Ayşe Deniz Karacagil’in fotoğrafını taşımamız sebep gösterilerek tutuklandık. Bunun akabinde OHAL yasaları gereği öğrenciliğimiz de kesintiye uğramış oldu. Orada ne Ethem’i, Ali İsmail’i anmak suçtu ne de IŞİD’in hedefi olmuş 33 arkadaşımızı kaybeden iki sosyalist genç olarak IŞİD’e karşı savaşan Ayşe Deniz Karacagil’in fotoğrafını taşımak. Bugün biz, toplu katliamlar için hazırlık yapan IŞİD ile savaşanların gülen yüzlü bir fotoğrafı için tutukluysak, yarın da IŞİD’e yardım gönderenlerin haberini yaptığımızda tutuklanacağımızın imasını alıyoruz. IŞİD konusundaki bu “hassasiyet” bize manidar gelse de biliyoruz ki krizleri gizlemenin ilk “çözümü” basın özgürlüğünü ve en temel haklardan olan haber alma hakkını gasp etmektir.Yaşımız kadar adalete olan inancımız da çok genç ve diridir. Bir dahakine gazetelerde duvarın ötesinden gönderdiğimiz mektuplarımızı değil yaptığımız haberleri okumanız dileğiyle.
Helin Yılmaz- Marmara Üniversitesi Gazetecilik bölümü öğrencisi
İdil Özbek- İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümü öğrencisi
Sendika.Org