Karadeniz yaylalarını talan edecek Yeşil Yol’a “dur” dedikleri için yargılanan 24 yaşam savunucusunun davası 24 Ekim’e ertelendi. Duruşma öncesinde açıklama yapan yaşam savunucuları “İnşaat şirketlerinin, mahkeme kararına rağmen, yasa dışı çalışmalarla dağları talan etmeleri serbest ancak, bizzat yaylalıların yurtlarına, meralarına sahip çıkması yasak” dedi

Karadeniz yaylarını birbirine bağlamak için yapılmak istenen Yeşil Yol projesi, bölge halkının itirazlarına rağmen yapılmakta ısrar ediliyor. Geçtiğimiz yıl Ekim ayında Kavrun Yaylası’nda yol çalışması başlatılması üzerine yaylacılar mahkemenin yol bağlantısı ile ilgili daha önce verdiği durdurma kararını hatırlatarak iş makinelerinin çalışmasını durdurmasını istemişti. Bölgeye gelen jandarma ekipleri ise yol çalışmasına engel oldukları gerekçesi ile 11 kişiyi gözaltına almıştı. Gözaltına alınan ve ifadeleri sonrasında serbest bırakılan 11 kişi hakkında sonrasında “iş ve çalışma hürriyetini ihlal” suçlaması ile dava açıldığı öğrenildi. Ayrıca Yukarı Kavrun’da yaylalarını korumaya çalışan 13 yaylacı hakkında dava açılmıştı.

Yeşil Yol’a “dur” diyen ve yaylalarına sahip çıkan 24 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması 6 Haziran’da Rize’de bulunan Pazar Adliyesi’nde görüldü. Dava öncesinde adliye önünde Fırtına İnisiyatifi’nin çağrısıyla toplanan yaşam savunucuları, basın açıklaması yaptı.

Şirketin yasadışı çalışması serbest, yaylaya sahip çıkmak yasak

İnisiyatif adına açıklamayı okuyan Heva Reyhan, şirketin çalışma hürriyetini engellemiş olduklarının öne sürüldüğü ifade ederek “İnşaat şirketlerinin, mahkeme kararına rağmen, yasa dışı çalışmalarla dağları talan etmeleri serbest. 2 bin 500, 3 bin metrelerde kepçelerin kafasına göre yol açması hürriyet. Ancak, bizzat yaylalıların yurtlarına, meralarına sahip çıkması yasak! Haklarını araması, hukuka güvenip milli parkı, doğal siti korumaları suç” dedi.

“Ekolojik kıyımın arifesindeyiz”

Fırtına vadisi, yaylaları ve Kaçkarların ciddi bir ekolojik kıyımın arifesinde olduğunu öne süren Heva Reyhan, bugün bu duruma beraberce itiraz etmekten öte bir çıkışları olmadığını ifade ederken, “Biz buradayız. Kadimden bu yana bu dağlarda, orman, dere ve yaylalardayız. Hiçbir yere gitmiyoruz. Her şeye karşın en doğal hakkımızı, doğanın hukukunu savunmak adına Anayasal hak ve yetkilerimizi kullanmaya, talep etmeye devam edeceğiz” dedi ve herkesi kendilerine destek olmaya çağırdı.

Basın açıklamasının ardından davaya giren yaşam savunucularının bir sonraki duruşması jandarmanın dinlenmesi ve delillerin toplanması için 24 Ekim’e ertelendi.

Sendika.Org