CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’ye yönelik operasyonlarla ilişkin olarak “Seçimle gelen seçimle gitmeli” dedi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’ye yönelik operasyonlarla ilişkin olarak “Seçimle gelen seçimle gitmeli” dedi. İktidarın antidemokratik ve hukuk dışı uygulamalarına karşı “halkın direnme hakkı var” diyen Kılıçdaroğlu, siyasi taktik niyetine benimsediği ve neye yaradığı tartışmalı söylemini sürdürerek hükümeti terörle yeterince mücadele etmediği için eleştirdi
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Yerel Yönetimler Toplantısı’nda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız. Demokrasiyi savunuyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesini savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledersiniz” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satırbaşları şöyle:
Führer’in değil Cumhuriyet’in çocukları olarak…
14 yıldır tek başına yöneteceksin, 14 yılın sonunda darbe ortamına taşıyacaksın? Neden? Hukuk, adalet, demokrasi denen kavramlar kalmadı? Neden?
Bu sabah Diyarbakır’da patlama oldu. Güvenlik güçlerinden vatandaşlardan şehit haberi geliyor. Şehitlerin gelmediği bir Türkiye’yi özlüyoruz. Askerlerin huzur içinde evine dönmesini istiyoruz. Bu tablo bizim hak ettiğimiz tablo değil. Soru şu: Bu tablonun içinden nasıl çıkarız? Tam demokrasi getirerek, Hitler’in, Führer’in çocuğu değil Cumhuriyetin öz çocukları olarak bu tablodan çıkabiliriz.
Sen millet değilsin tek başına bireysin. O kadar!
Demokrasinin olmadığı yerde adaletten bahsedilmez. Adalet olmazsa barış ve huzur gelmez. Devleti kinle yönetemezsiniz. Liyakat esasına göre, ötekileştirmeden yönetmek zorundasınız. Devleti bir kişinin iki dudağına teslim edemezsiniz.
Egemenlik padişahın, sarayın değildir. “Egemenlik Saray’a hapsedilmek isteniyor. Egemenlik milletindir. “Ben milletim ben ne dersem odur.” Sen millet değilsin tek başına bireysin. O kadar!
Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız. En somut örnek, hayatları boyunca CHP lehine tek cümle kurmayan pek çok gazeteciyi bizim dışımızda savunan neredeyse yok. Niçin? Çünkü biz demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü savunuyoruz.
Demokrasi diyorsanız seçimle gelenlerin seçimle gitmesi gerektiği savunacaksınız. Aksi halde demokrasiyi katledirsiniz. Seçimle gelenlerin gidiş yolu seçim olmalıdır. Seçimle gelenleri susturacağım, öldüreceğim, hapse atacağım derseniz asla barış getiremezsiniz.
Kandil’e niye bir şey yapmıyorsunuz?
Elbette terör insanlık suçudur. Terörle mücadelenin akıl ve mantıkla yapılması lazım. Sivri sinekle uğraşmak yerine bataklığı kurutmanız lazım. Musul’a ve Rakka’ya gideceğiz diyorlar. İyi gidin. Ama burnunuzunu dibinde Kandil var. Niye bir şey yapmıyorsunuz. Türkiye iyi yönetilmiyor.
Freni kopmuş kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Bu anlayış uluslararası saygınlığımıza darbe vuran bir anlayıştır. Bu endişe bütün dünyada var. Türikeye nereye gidiyor diyorlar. Türkiye’yi yönetenler Türkiye’yi bir Ortadoğu ülkesine dönüştürmeyi istiyorlar. İzlenen politikalar da bunu gösteriyor.
Direnme hakkı var!
Neden ille de başkanlık diyorlar? Demokrasi ise onun isdediği demokrasi, eğitim, onun istediği gibi olacak, yasalar onun istediği gibi olacak. 21’inci yüzyıldan bahsediyorum. Türkiye’yi 19. yüzyılın karanlığına götürüyorlar. Yasalara hukuka uymak zorundayız. Gereğini yapmak zorundayız ama birileri hukuku çiğnerse kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatırsa o zaman bu halkın doğal olarak direnme hakkı vardır. 15 Temmuz öncesi direnme hakkı dediğimizde hep birden ayağa kalktılar.
Çılgınlara ülke teslim edilmez
Bir ülkeyi bir kişinin iki dudağına hapsederseniz örnek Hitler’dir. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez, akl-i baliğ olmayana, bilgisi olmayana ülkeler teslim edilemez.
O nedenle güçler ayrılığı vardır. Şimdi deniliyor ki buna ne gerek var, güçler birliğinden söz ediliyor. Bir kişinin iradesi milli irade olsun diyorlar. Bunun alt yapısı başkanlığı hazırlamak içndir. Tehlikeli bir sürecin içine sürükleniyor Türkiye.
Bütün bu olayların altyapısı başkanlığı hazırlamak için düzenleniyor. Türkiye çok tehlikeli bir sürece sürükleniyor. Osmanlı diyorlar, tarihimizi biliyoruz diyorlar. Parlamenter sistem 150 yıldır var zaten. Tarihi de bilmiyorsun. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. Saygın bir tarihçiyi değil deli birisini getiriyor bana tarih öğret diye.
Seçimle gelen seçimle gitmeli
Yasama organları, milletvekilleri, AKP’lilere sesleniyorum. Seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini unutmayın. Siyasette kan davası güdülmez. Geçmişte bunları gördük. Aynı muamele size yapıldığında isyan ederdiniz. Eğer sorgulancaksa ülkeyi silah deposu haline getirenlere “bunlara dokunmayın” diyenlerin sorgulanması, yakalanması lazım.
Tek bir kişi dahi kalsak
İşimiz kolay değil. Ama hiç kimsenin özellikle CHP’li yol arkadaşlarıma sesleniyorum. Kimsenin umutsuzluğa kapılam hakkı yoktur. Hep birlikte omuz omuza, bir kişi dahi kalsak Mustafa Kemal’in yolundan dönmeyeceğiz.
Kavga ne zaman çıktı
Kavga ne zaman çıktı? 17-25’ten sonra… Aynı menzile yürüyordu bunlar. Sen mi malı götüreceksin, ben mi malı götüreceğim. Kavga bunun üzerine kuruluydu. Halkın en temiz dugularını sömürüyorlardı. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Hep birlikte omuz omuza, 1 kişi bile kalsak Mustafa Kemal’in yolundan dönmeyeceğiz.
Gazetecileri, yazarları, sanatçıları, er ve erbaşları hapse atacaksın. Parantez içinde Adil Öksüz’ü alıp serbest bırakacaksın. Ona neden kelepçe takılmaz? GPS cihazını ona kim vermiştir? O cihazı Türkiye’ye hangi kurum ithal etmiştir. Bunları bilmek bizim hakkımız. Hükümetten tık yok.
Dikta gelsin diye mi şehit düştüler?
15 Temmuz gecesi 200 şehidimiz Türkiye’ye dikta gelsin diye mi şehit oldu? Yoksa demokrasi için mi şehit oldular. Bunların tamamının sorgulanması lazım. Bunları yapınca başarıyı yakalamış oluruz
Yurttaşlarıma sesleniyorum. Bu ülkenin birlikte yaşamaya, demokrasiye, huzura, düşünce özgürlüğü ortamına ihtiyacı var. Bu ülkenin insanlarının, birbirlerini tanımasa bile insanların birbirine selam vermesine ihtiyacı var. İnsanların, siyasetin dar ve acı kalıplarına sokulmasına değil, özgürce dolaşmalarına ihtiyaç var. Bütün mücadelemiz barış içindir. Bölge için de barışı güvence altına alacağız. Ortadoğu’ya barışa kim getirir? Tek cevabı var CHP.
Tek isteğimiz var: Kendi ülkemizde özgürce insanca yaşamak istiyoruz.
Bu bağlamda belediye başkanlarımız kendi beldelerinde sadece belediye başkanlığını değil demokrasiyi de temsil ediyorlar. AKP’li belediyelerde tek bir işçi bile korkudan şikayet bildiremez. Ama biz şikayetleri dinleriz, kimsenin ekmeğiyle oynayamayız.
Burada kimse saltanat kuramayacak
Demokrasi gelsin diyorsanız tek yolu vardır: O yol CHP’nin iktidarıdır. Ben 14 yıl falan da istemiyorum. 4 yılda bu ülkeyi dünyanın saygın ülkelerinden biri yapacağız. 4 yılda tam demokrasi ve barışı getiririz. 4 yılda burada kimse saltanatı kuramayacak. Gazeteciler devletten beslenmeyecek. Bunu da havuz medyası için söylüyorum. Kamu bankasına telefon edip bana 1 milyon gönder işçinin parasını ödeyeceğim diyemeyecek.
Bu ülkeye huzuru getirmek bizim boynumuzun borcu olacaktır.
Sendika.Org