Bir dağa bakmak ve anlamamak… Yaşadık mı …. ? Biz hiç, bir dağa korkuyla sarıldık mı ? , umutla baktık mı… ? O dağı oysan kaç ömür sığar içine ?…. bildik mi …. ? Bir dağa kaç ömür , bir ömüre kaç dağ sığar sorduk mu … ? Bilmedik …. Öyleyse hiç yaşamadık…. Hatta ölemedik […]
Bir dağa bakmak ve anlamamak…
Yaşadık mı …. ?
Biz hiç, bir dağa korkuyla sarıldık mı ? , umutla baktık mı… ?
O dağı oysan kaç ömür sığar içine ?…. bildik mi …. ?
Bir dağa kaç ömür , bir ömüre kaç dağ sığar sorduk mu … ?
Bilmedik ….
Öyleyse hiç yaşamadık…. Hatta ölemedik bile ….
En son bilinen Soma ve Ermenek’ti ama her gün bir başkasını duyduğumuz madenlerde teknik ihmallere ve kontrolsüz işletmeye bağlı meydana gelen katliamlar yaşanmıştı, yaşanmaktaydı . Bugün başkanlık merdivenlerini tırmanan Tayyip Erdoğan o gün “ bu işin fıtratında var “ diyerek devletin izni ve kontrolünde çalışması gereken bu işletmelerin durumunu tanrıya havale ederek sorumluları adeta aklamaya çalışmıştı, kamu denetiminden sorumlulara da yargı yolu açılmamıştı.
Hesabı sorulmayan her kaza, ihmal, katliam mutlaka kendini tekrar edecektir. Bu işin de biliminde bu var maalesef.
Şimdi yine uzun uzun tartışılacak, kader denecek, ölen işçiler yargılanacak, uzmanlar konuşacak. Kendi yasalarına dahi ihanet eden bir düzen ile karşı karşıyayız. Göz göre göre doğamızı talan eden maden işletmeleri, bir de canımızı almaya devam ediyor.Bugün sabah yine Siirt de bir madende meydana gelen bir kaza ile uyandık hatta gece uyumadık, haber bekledik. Bu defa çalışan maden emekçileri yer altında değil yer üstünde ölüme terk edildiler. Ölen insanlarımız var ve daha fazlasından korkuyoruz. Üstelik şimdi meydana gelen kaza, bitki örtümüzü ve doğal varlıklarımızı kirleten bir açık maden işletmesinde meydana geldi. Yani ansızın hırsız bahçemize girmiş ve bizi öldürmüş….
Bugün yaşadığımız, Artvin Cerattepe de açılmak istenen bir maden işletmesi örneği. Hem canımıza, hem cananımıza kast eden bir devrandır bu.
Vali açıklama yapmış: Kazanın sebebi yoğun yağmurlar demiş, yağmurlar insan öldürmez, biz bu masalı deprem olduğunda da dinledik sizden.
Sakın televizyonlarda bu işin sadece teknik olarak tartışılıp kapatılmasına izin vermeyin. Okumuş insan kaleminin ne için, kim için oynadığını iyi bilmeli ve halkının yanında olmalıdır. Şimdi işçilerin aileleri koca bir dağa bakıyorlar. Babalarını eşlerini kardeşlerini diri diri yutan o büyük dağa .
Dağ mı suçlu, su mu , insan mı …. ? Hayır… Bu zulüm denizinde eceliyle ölmek istemek bile bir devrimci eylemdir artık ….
Göreceksiniz ilk günden bilgi kirliliği ve aklama çabası başlayacak sarayın kölesi ezbere fıtrat okuyucularının.
Elbette şu an öncelikle işçilerin canlarının kurtarılması önemli ancak işletmede alınması gereken tedbirlerin alınmadığı açıkça görülmektedir. Yer üstü ve yeraltı maden işletmelerinde uygulanması gereken güvenlik yönetmeliklerine bakıldığında ;
Öncelikle işletmenin ruhsat aşamasında ilgili risk potansiyelleri ile ilgili analizlerin yapılarak ve tedbirlerin alınarak ancak ruhsatın verilmesi ve devamında denetimlerin yapılması gerektiği ortadadır.
Ama bu düzenin kendi kirli yasalarını yüzlerine okumak yetmeyecek bize…
Birçok teknik detayları içerse de aşağıda bulunan yönetmeliğe bakarsak özellikle açık işletmelerde suya yön verilmesinin, kontrol edilmesinin, işletmenin ruhsat aşamasından işletme aşamasına ve kapatılmasına kadar tüm süreçlerde iyi yönetilmesi gerektiği görülüyor.
Siirt valisi demiş ya yağmur yağdı diye…
Suyla ilgili güvenlik önlemlerini özetle incelemek gerekirse ;
Su, açık maden ocaklarını tehdit eder. Ancak sorumlu ve suçlu olan su değildir, bu tehdide karşı önlem almayan işletme sahipleri ve denetimi yapmayan devlet mekanizması suçlu ve sorumludur.
Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nden ilgili bölümler:
Açık ocak işletmelerinde oluşturulan kademe ve şevlerin (kazdıkça oluşan eğimli yüzeyler ) eğimli duraylılığının devamlılığında önemli parametrelerden biri de ortamdaki su miktarıdır. Ortamda bulunan su kabul edilen güvenlik katsayısının düşmesine ve dolayısıyla bir duraysızlığa sebebiyet vereceği için istenmeyen olayların gelişme olasılığı artabilir. İstenmeyen olayların gelişme olasılığını azaltmak için havzadan toplanacak su ile ilgili verilerin büyük önemi bulunmaktadır. Açık işletmelerde, drenaj açık ocaklarda üretimin devamlılığı açısından su drenajının yapılması gereklidir. Arazi yüzeyinden çok derinlerde yürütülen açık ocak çalışmalarında, su drenajı ve üretim birbirine paralellik göstermek zorundadır.
Su drenajının tasarlanması aşamasında, yüzey suları ve yer altı suları birlikte düşünülmeli ve atılacak suyun akacağı kanallar, havuzlar, eğimler göz önünde bulundurulmalıdır. Yapay olarak drenajın yapılabilmesi için drenaj galerileri açılır ya da yüksek kapasiteli pompalar kullanılır. Yer altı su seviyesinin (YASS) düşürülmesi ve bölgede çalışmalara devam edilmesi sonucu göçükler meydana gelebilir. Bu nedenle sahanın sınırları dışından daha güçlü pompalarla drenaj yapılması gereklidir. Yüzeysel akışların bir başka negatif etkisi de açık ocak işletmelerinin, aşırı yağışlar sonucu debisi yükselen akarsular tarafından basılmasıdır. Bu olasılık çok düşük dahi olsa asla göz ardı edilmemelidir.
Yeraltı su seviyesini etkileyen parametreler: İklim, jeolojik ve hidrojeolojik şartlara bağlı olarak yer altı su seviyesi değişim göstermektedir. Bu değişimler sürekli ya da kısa zamanda oluşabilmektedir. Yer altı su seviyesini etkileyen doğal parametrelerin başında yağışlar gelmektedir. Yağışlar yer altına süzülecek seviyeye geldiğinde belirli bir süre sonra YASS’da yükselmeler meydana gelir. Bu süre; yağış türü, zeminin cinsi ve geçirgenliğe bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Maden sahasından toplanacak hidrojeolojik veriler (Bu veriler toplanmadan işletme açılamaz ve güncellenmeden işletme devam edemez)
2. Meteorolojik ve hidrolojik veriler
a- Yağış ve sıcaklık
b- Akarsu rejimleri ve süzülme
3. Yeraltı incelemeleri
4. Su havzasında yer alan eski işletmelere dair verilerin toplanması
5. Kuyu, tünel ve diğer işlemler esnasında elde edilen verilerin hidrojeolojik değerlendirilmesi.
Yüzeysel akışlara bağlı olarak gelişen değişimler de doğal parametreler arasında sayılmaktadır. Serbest bir akiferin yanından geçen akarsu, yeryüzünün topografyası, geçirgenlik ve formasyonun porozitesine bağlı olarak YASS’ı etkilemektedir. Akifer akarsu tarafından besleniyorsa, YASS yükselir, tepe oluşur. Akifer akarsuyu beslediği durumlarda ise YASS düşer ve çukur oluşur.
Gözeneklilik, kayacın depolama özelliğini; geçirimlilik, kayacın iletme fonksiyonunu kapsamaktadır. Hem depolama hem de iletebilme özelliğine sahip kayaçlara akifer; depolama ve iletme özelliği göstermeyen kayaçlara akifüj; depolama özelliği olup iletme özelliği zayıf olan kayaçlara akiklüt denir.
Açık ocak işletmelerinde su ile ilgili alınması gereken önlemler
Kabuklaşma: Jeotermal kaynaklardan yararlanma sırasında oluşan en önemli sorunlardan birisidir. Silika, silikat, karbonat, sülfat ve kükürt genel olarak kabul edilen esas kabuklaşma türleridir. Bazı malzemelerin akiferin poroz boşluklarında veya filtre yarıklarında birikmesi ile boşluk ve açıklıkların tıkanması ve bunun sonucunda kuyunun veriminde düşme olayına kabuklaşma denir. Kuyularda meydana gelen kabuklanmanın direkt su kalitesi ile ilgisi vardır. Su içerisinde bulunan çözülmemiş mineraller ve gazlar birikme suretiyle kabuklanmayı meydana getirirler.
Korozyon: Bazı metallerin su tarafından aşınması durumudur.
Karotların incelenmesi sırasında gözenek, geçirimlilik, kuyu loglarından yararlanılarak fay zonlarına ilişkin özellikler, eklem ve çatlakların sıklığı, genişliği, etkin oldukları derinlikler analiz edilmelidir. • Yer altı suyunun akış yönü ve hızı, radyoaktif izotoplar, renkli bileşikler ve kimyasal eriyikler gibi izleyiciler yardımıyla saptanabilir.
Kuyularda yapılacak basınç deneyleri ile kayacın geçirgenlik özelliği anlaşılabilir.
Piyezometre: Sızıntı ve sıkışma nedeniyle oluşan su basıncının kontrol edilmesinde, su tutulması sırasındaki drenaj işlemlerinin veriminin ve yapım aşamasında oluşan boşluk suyu basınçlarının belirlenmesinde kullanılan alet.