Erdoğan, TBMM açılışında hem “Yenikapı ruhu”ndan dem vurdu hem eleştirilerin sonlanmasını istedi. Fırat Kalkanı macerasıyla güvenli bölge hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, ABD ve AB’yi ise eleştirdi
Tayyip Erdoğan, iktidarı eliyle işlevsizleştirilen TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında konuştu. 15 Temmuz’un yarattığı fırsatlara dikkat çekti, “Yenikapı ruhu”ndan dem vurup kendisine Meclis içinden yönelen eleştirilerin sonlanmasını ve yeni Anayasa’nın yapılmasını istedi. Fırat Kalkanı macerasıyla güvenli bölge kurmayı hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, ABD ve AB’yi ise eleştirdi
MECLİS, OHAL GÖLGESİNDE AÇILIYOR: İLK GÜNDEM SAVAŞ TEZKERESİ
TBMM’nin 26. dönem ikinci yasama yılı başladı. Yasama yılı açılışı için Erdoğan’ın Meclis’e gelişi sırasında üç kapıda olağanüstü güvenlik önlemleri alındı, özel harekat polisleri zırhlı araçlarla kapılarda bekledi.
Genel Kurul’da ilk konuşmayı TBMM Başkanı İsmail Kahraman yaptı. Darbe girişiminde Meclis’in bombalandığını anımsatan ve “Gazi Meclis” vurgusu yapan Kahraman, girişimin başarısız olmasının Erdoğan’ın çağrısıyla milletin ayağa kalkmasıyla gerçekleştiğini iddia etti.
AKP, MHP ve CHP’li vekiller Erdoğan’ı ayağa kalkarak ve alkışlayarak karşılarken; HDP grubu ve birkaç CHP’li milletvekilinin ayağa kalkmadığı ve alkışlamadığı görüldü.
Müfredatlar, belgeseller, eserler; her yerde 15 Temmuz!
Kahraman’ın ardından Erdoğan kürsüye çıktı. Erdoğan konuşmasına uzun uzun darbe girişimini anlatarak başladı. OHAL rejimiyle işlevsizleştirdiği Meclis’in öneminden dem vuran Erdoğan, darbe girişiminin başarısızlığa uğratılmasını “İkinci Kurtuluş Savaşı” olarak niteledi. Erdoğan, 15 Temmuz’un sunduğu olanaklarla atacağı adımları görerek konuştu:
15 Temmuz’u unutmamak ve unutturmamak mecburiyetindeyiz. Bunun için okullardaki ders müfredatları ve ders kitaplarından, belgesellere, filmlere, edebi eserlere kadar her mecrada 15 Temmuz’un işlenmesini teşvik etmeliyiz.
‘Yenikapı ruhu’na atıf, eleştirilere tahammülsüzlük
Erdoğan, darbe girişimi sonrasından söz ederken “Yenikapı ruhu” diyerek, ihtiyacı olduğunda “milli mutabakat”a sarılacağının örneğini sergiledi:
Türk milletinin vatanı, özgürlüğü, geleceği söz konusu olduğunda nasıl tek yürek, tek ses, tek nefes olabildiğinin ispatı olan Yenikapı ruhunun titizlikle korunması hepimizin sorumluluğudur. Terör örgütleri karşısında en büyük gücümüz işte bu birliğimizdir. Meclis’imizin yeni yasama döneminde Yenikapı’daki o güzel manzaranın benzerlerinin tekrarlanacağına inanıyorum.
Darbe girişiminden sonra ise konu “terörle mücadele” idi. “FETÖ, PKK ve DEAŞ ittifak halinde Türkiye’yi hedef alıyor” nakaratını uzun uzadıya anlatan Erdoğan, yeni Anayasa talebini dillendirdi, rejimi kendisi etrafında dönüştürmesine yönelik eleştirilere ise “Burada hedef alınan şahsım değil, milletimizin hür iradesiyle yaptığı tercihtir. Hiç kimsenin özellikle de kendileri de seçimle gelen TBMM üyelerinin böyle bir hakkı hiç yoktur” dedi.
“Fırat Kalkanı’nın hedefi güvenli bölge”
Erdoğan, bölgesel işgal ve savaş politikalarını da es geçmedi. Fırat Kalkanı operasyonunun hedefini “İlk etapta 5 bin kilometrekare büyüklüğünde terör örgütlerinden arındırılmış bir güvenli bölge tesis etmek” olarak açıkladı.
PKK ve IŞİD’in eylemlerinin kendilerini bu operasyona mecbur bıraktığını ifade eden Erdoğan, “Türkiye olarak masanın dışında kalamayız. Masada olmaya mecburuz. Onlar orada sonuç belirlemek istiyor. Biz artık bundan sonra buna seyirci kalamayız” dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanları da yine Erdoğan’ın huzurundaydı. Jandarma Genel Komutanı Yaşar Güler ise kuvvet komutanlarının değil, İçişleri Bakanı Selami Altınok’un yanında yer aldı.
ABD’ye “Tutarsızlar”, AB’ye “Kendileri bilirler”
Rusya ve İsrail ile ilişkilerini daha da geliştireceklerini söyleyen Erdoğan, ABD ve AB’yi ise eleştirdi:
Bilhassa son dönemde ABD’nin bölgemize yönelik patikalarında ciddi bir tutarsızlık ve çok başlılık işaretlerine şahit oluyoruz. ABD yönetiminin bir kısmı ısrarla Suriye’de ve Irak’ta PKK, PYD, YPG terör örgütüyle ortak çalışma yürütürken, bir kısmı da bizim hassasiyetlerimize daha yakın politikalar izliyor. ABD’deki başkanlık seçimlerinden kaynaklandığı anlaşılan bu sorunun ülkemizin hayati çıkarlarına kalıcı zararlar vermeden çözümü için gayret göstermeyi sürdüreceğiz.
(…)
Ekim ayı AB ile ilişkilerimiz bakımından önemli bir tarihtir. Vize serbestisi uygulamasının bu ay yürürlüğe girmesi gerekiyor. Birlik, tarafından yapılan açıklamalara baktığımızda terörle mücadele gibi Türkiye için hayati bir konunun sürecin ön şartı haline dönüştürülmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu tavır AB’nin Türkiye’ye verdiği sözü tutmak istemediğinin ilanıdır. Kendileri bilirler. Ülkemizin ısrarla kapıda bekletilmesi kolay değil 53 yıl, AB’nin bizimle ilgili gerçek niyetini göstermiştir. Diplomatik cambazlıklarla üste çıkmaya çalışmanın gereği yoktur. Artık bu oyunun da sonuna geldik. Türkiye ile veya Türkiye’siz yola devam seçimi kendilerine aittir. Kurnazlık yapıp sorumluluğu bizim üzerimize yıkmaya çalışmasınlar.
Sendika.Org