Nasıl Galileo dünyanın dönüyor olduğunu söylediğinde başlamadıysa dünya dönmeye, biz de bildiğiniz gibi onur haftası yokken ve caddeleri, meydanları, sokakları gökkuşağıyla kaplamadan önce de “dönüyor”duk. Galileo’ya dünyanın döndüğünü söyleme diyenler oldu, bir süre daha mış gibi yapıldı; sonra gerçeklerden kaçamayan, hiçbir zaman da kaçamayacak olan tarihi yazdı mücadele edenler. Dünyanın döndüğü kadar gerçektir diyorum yani […]
Nasıl Galileo dünyanın dönüyor olduğunu söylediğinde başlamadıysa dünya dönmeye, biz de bildiğiniz gibi onur haftası yokken ve caddeleri, meydanları, sokakları gökkuşağıyla kaplamadan önce de “dönüyor”duk. Galileo’ya dünyanın döndüğünü söyleme diyenler oldu, bir süre daha mış gibi yapıldı; sonra gerçeklerden kaçamayan, hiçbir zaman da kaçamayacak olan tarihi yazdı mücadele edenler. Dünyanın döndüğü kadar gerçektir diyorum yani LGBTİ+ olmak. Gerçek şu ki; varız. Kürtler var, Ermeniler, Aleviler, kadınlar, gayler, biseksüeller, lezbiyenler, translar… var ve dünya döndükçe olacak.
52 haftanın sultanı onur haftası geldiğinde yine bu yıl, bu ülkede, yılın bu zamanında gericiler de “susun dünyanın döndüğünü” dediler. Şaşırmadık, korkmadık. Anayasal hakkımızı kullanarak gerçekleştirmek istediğimiz ve devlet ile gericilerin işbirliğiyle engellenen trans onur yürüyüşünün üzerinden henüz birkaç gün geçti. Oradaydık ve soluduk yakıcı havasını gericiliğin. Nefesimiz açılıp sesimiz yükseldi doğrusu! Polisiyle, faşistiyle, gericisiyle, alpereniyle karşımızdaydılar. Üzerimize gökkuşağının renklerinden onurumuzu giyip dikildik karşılarına. Belki demirden kasklar ya da sinsice gizlenmiş silahlar kadar korumazdı ama başımız dik yürümemizi sağladı gökkuşağı renginde bayraklar.
Bana sorarsanız biraz buruk içim, Orlando katliamı ve yaşadığım ülkedeki hadsiz tehditler yüzünden. Çünkü İstiklal Caddesi’nde şarkılar söyleyerek bağıramadım hiç, daha önce bihaber olduğum, son birkaç yıldır da aksilikler yüzünden katılamadığım Onur Yürüyüşü’nü bu yıl büyük hevesle bekledim/bekliyorum. Hele ki sağın solun önün arkan lezbiyen biseksüel ve feminist kadınlarsa!☺ Ama bu yıl, değilse seneye, o da olmadı sonra ve sonra ve sonra bu caddeyi, o meydanı, şu sokağı özgürce dolduracağımız zamanların geleceğine dair umudum tam!
Onur haftasının başındayız ve her günü panellerle, atölyelerle, partilerle, eylemlerle doldurduk çoktan. 26 Haziran geldiğinde yine Taksim’de olacağımızı biliyor herkes. Lezbiyen biseksüel feministler olarak bizler de bu haftanın ve etkinliklerin bir parçasıyız. Perşembe 17.00 de Cezayir’de “Feminizmin O Biçimi” ni konuşmaya, cumartesi 15.00’da Maçka Parkı’nda “Flört Kuşağı”nda arzularımızı ve tabularımızı konuşmaya bekliyoruz herkesi.
Pride gelmiş hoş gelmiş aşkım, sen de gel. Yüzünde gülümseme, hafızanda Orlando, öldürülen, sindirilen LGBTİ+ yoldaşlarımız, içinde umut ve tüm benliğinde ONUR eksik olmasın dilerim.
*Bu yazı ilk olarak www.lezbifem.com sitesinde yayınlanmıştır.