Tüm haber kanallarında, görsel ve yazılı medyanın neredeyse tamamında Cassius Marcellus Clay’den Muhammed Ali’ye evrilen bir adama, bir sporcuya ve bir boksöre ilişkin övgüler yer almakta. Kendini sol cenahta görenlerin ağırlıklı olarak övgülerinde vurgu yaptıkları tema, Muhammed Ali’nin Vietnam Savaşı ve bu nedenle askerliği reddi ile, ABD başta olmak üzere siyahilere karşı uygulanan ırkçılığa […]
Tüm haber kanallarında, görsel ve yazılı medyanın neredeyse tamamında Cassius Marcellus Clay’den Muhammed Ali’ye evrilen bir adama, bir sporcuya ve bir boksöre ilişkin övgüler yer almakta.
Kendini sol cenahta görenlerin ağırlıklı olarak övgülerinde vurgu yaptıkları tema, Muhammed Ali’nin Vietnam Savaşı ve bu nedenle askerliği reddi ile, ABD başta olmak üzere siyahilere karşı uygulanan ırkçılığa karşısı takındığı protest tavırdır. Muhammed Ali’nin bir ara Küba Devlet Başkanı Fidel Castro’ya “Sizi ABD dahi deviremedi” sözleri önemsiz ya da az önemli laflar ve yaşanmışlıklar değildir.
Tüm bunlara rağmen sol düşünce ve cenah açısından dile getirilmesi gereken bir konu da şu olmadır;
Cassius Marcellus Clay’den Muhammed Ali’ye evrilen söz konusu yaşamda, sondan başa doğru bakıldığında “savaşa ve ırkçılığa” indirilmiş bir yumruk serüveninde elbette takdir edilecek çok şey bulunabilir ve bulunmalıdır da… Lakin sonuç olarak siyahilere yönelik tutuma ve Vietnam Savaşı karşıtlığına yönelik muhalif duruş güzelliğini ve toplumsal kazanımı sonraki süreçte Hristiyanlıktan Müslümanlığa geçerek göstermek yağmurdan kaçarken doluya tutulmaya benzemiştir. Ne yazık ki o güzelim duruş bir dini diğerine tercih ederek din emperyalizmi ve feodalizmine hizmet etmeye önemli katkı ve ivme sağlamıştır. Ama elbette bunlar onun mücadelesi ve sporculuğuna saygı duymamızı engellememeli.
Gelelim sağ cenahta yer alan görüş ve düşüncelerin yer aldığı Muhammed Ali övgülerine. İnanılmaz Muhammed Ali haberleri, değerlendirmeleri ve övgülerinin altında aslında sadece Muhammed Ali’nin İslam dini tercihi yatmaktadır. Bugün genel olarak sağ cenahtaki tüm insanların söyledikleri ve yazdıkları övgülerin hiçbirisinde Muhammed Ali ile ortaklık ve birliktelik oluşturabilecekleri bir konu ve bir yaşanmışlık birlikteliği yoktur.
Bugün Muhammed Ali’ye övgüler düzen bu insanlar eğer Muhammed Ali İslam dinini tercih edip Müslüman olmasaydı, söyleyecek ve yazacak hiçbir şey bulamayacaklar hatta yazmaya ve söylemeye gerek dahi görmeyeceklerdi.
Örneğin bugün Ali’yi yere göğe sığdırmayan bu cenahın insanları, Clay’in o günlerdeki Vietnam Savaşı karşıtlığında neredeydiler? Bu insanların içinde “6.filo defol” deyip Amerikan askerlerini boğaza atan yurtsever gençler ile beraber hareket edenler var mıydı? O gün “kahrolsun ABD emperyalizmi” diyen gençlere sopalar, bıçaklar ile saldıranlar bugün nasıl oluyor da Muhammed Ali ortaklığından söz edebiliyorlar? Onların tek ortaklıkları “Muhammed” isminden başka bir şey değildir.
Irkçılığa ve mezhepçiliğe karşı hangi dindar veya milliyetçi sağcı Muhammet Ali ile aynı saflarda yer alabilecek bir yaşam pratiğine sahiptir ki?
Kendini sol ve emekten yana görenler ise, tüm yaşantıları boyunca eğer haksızlığa, faşizme, emperyalizme ve sömürünün her türlüsüne karşı öyle ya da böyle bir karşı duruş sergilemişlerse, Muhammed Ali’de kendilerini, kendilerinde de Muhammed Ali’yi bulabilirler. Bu onların emek kardeşliği hakkıdır çünkü…
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.