Henüz hayattaydılar, akşam binecekleri uçak için valizlerini topluyorlardı belki. Kimi ülkesine geri dönüyor, kimi iple çektiği tatilin heyecanını yaşıyordu. Hükümetin ‘yok’ dediği güvenlik zafiyeti onlar gibi hepimizi tehdit ediyordu aslında ama elimizden bir şey gelmiyordu. İşte elimizden ne gelir diye toplanmıştı İstanbul Tabip Odası’nın konferans salonundaki yüzden fazla insan. Henüz onlarca insan hayattayken, yüzlerce insan […]
Henüz hayattaydılar, akşam binecekleri uçak için valizlerini topluyorlardı belki. Kimi ülkesine geri dönüyor, kimi iple çektiği tatilin heyecanını yaşıyordu. Hükümetin ‘yok’ dediği güvenlik zafiyeti onlar gibi hepimizi tehdit ediyordu aslında ama elimizden bir şey gelmiyordu. İşte elimizden ne gelir diye toplanmıştı İstanbul Tabip Odası’nın konferans salonundaki yüzden fazla insan.
Henüz onlarca insan hayattayken, yüzlerce insan yaralanmamışken. “Ne yapmalı, nasıl yapmalı? İktidarın ülkeyi içine düşürdüğü durumdan nasıl kurtarmalı” sorusuna yanıt arıyorlardı. Barış, demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve laikliği koruyacak daha doğrusu yok edilmesinin önüne geçebilecek bir güç odağı arayışı toplantısıydı yapılan.
Atatürk Havalimanı can pazarına dönüşmüşken Meclis’te yargıyı Saray’a bağlayan siyasilere “Utanmıyor musunuz” diyecek bir halk muhalefeti aranıyordu aslında. CHP, HDP, BDP ve SHP’li eski milletvekillerinin oluşturduğu Diyalog Grubu’nun toplantılarıyla filizlenen, Rıza Türmen’in yazısıyla harekete geçen ‘Demokrasi İçin Birlik’ toplantısına siyasi partiler, sendikalar, meslek odaları, aralarında kadın, çevre ve LGBTİ gibi sivil toplum örgütlerinin de olduğu onlarca kurum ve kuruluşun temsilcisi katılmıştı.
Eski Uruguay Cumhurbaşkanı José Mujica’nın solun kazanma sırrını açıklayan “Kazandık, çünkü birleştik. Farklılıklara saygı duyarak birlik olduk. Birleştiğinizde gerçek bir alternatif olmaya başlıyorsunuz” sözleriyle açıklıyorlardı birlikteliklerini.
Türkiye tarihinde görülmemiş bir hareketin öncüsü olmayı hedefliyorlardı. Asansör bozuk olduğu için dört katı yürüyerek çıkmak zorunda kalan 90 yaşını devirmiş siyasetçi ve yazar Tarık Ziya Ekinci, “Buraya kadar gelmem mucize ama kendimi mecbur hissettim” diyerek yeni bir mucizenin doğması için desteğini veriyordu.
Tüm katılımcıların söz ve karar mekanizmalarında eşit temsil edileceği, bir partinin şemsiyesi altına girmeyeceği ama tüm partilere kapısını açacak ‘Demokrasi İçin Birlik’in nasıl bir yapısı olacağı konusunda konuşmacıların istekleri örtüşüyordu.
Tüm bunlar ve belki de daha fazlası için eylül sonu ekim başı gibi bir kurultay çağrısı yapmaya karar verdi ‘Demokrasi İçin Birlik’ toplantısı. Bunu da bugün yarın açıklayacağı ‘Başlangıç Bildirisi’yle kamuoyuna duyuracak.
‘Demokrasi Cephesi’ için bu toplantı yapılırken henüz Atatürk Havalimanı’nda IŞİD bombası patlamamıştı. Toplantının bitmesinden birkaç saat sonra patlayan bu bomba aslında böyle bir oluşumun ne kadar zorunlu, ne kadar yakıcı bir gereklilik olduğunu bir kez daha ortaya koymuştu.
Kim bilir gerçekten bu kez biz de ‘akıllanır’ ve kazanırız…