Ülke tarihinin en büyük iş cinayeti Soma’nın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen ne hükümetten istifa eden oldu ne de bir bakan yargılandı. Soma’nın ardından ise iş cinayetleri bitmek bilmeden sürekli artıyor
Ülke tarihinin en büyük iş cinayeti Soma’nın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen ne hükümetten istifa eden oldu ne de bir bakan yargılandı. Soma’nın ardından ise iş cinayetleri bitmek bilmeden sürekli artıyor. 2015 yılında 1712 işçi hayatını kaybetti. Yani 2015 yılında 5 Soma yaşandı ve 2016 yılının ilk 4 ayında ise 586 işçi hayatını kaybetti
13 Mayıs 2014’te 301 madenci iş cinayetinde hayatını kaybetti. Ülke tarihinin en büyük iş cinayetinin yaşandığı Soma’dan bugüne kalan ise madenlerde hâlâ denetimsizliğin yaşanması ve yerin altında işçilerin ölmeye devam etmesi.
Katliama giden süreç sermaye ve iktidar eliyle örüldü
Katliamın ardından açıklama yapan dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan “Bu işin fıtratında ölüm var” derken gerçek sorumluların yargılanmayacağının mesajını sermayeye verdi. İki senedir süren dava ise yargılanan taşeron firma olan Soma A.Ş. Holding yöneticileri, madende çalışan amirler, mühendisler ve dayıbaşları oldu. Ne hükümetten istifa eden oldu ne de bir bakan yargılandı.
Yıllardır kavgası verilen taşeron sistem bir kez daha can aldı. Duruşmalarda madenden sağ kurtulan işçilerin verdiği ifadelerde ise katliama devlet eliyle nasıl göz yumulduğu bir kez daha gözler önüne serildi. İfadelerde madenin çok fazla ısındığını, ısınmaya farelerin bile dayanamadığını ve madeni terk ettiğini, işçilere uygulanan şiddet, fazla çalışma, mobbingler katliama giden sürecin nasıl işlediğini ortaya koydu.
Soma’nın ardından…
Soma’nın ardından 6 Eylül 2014’te İstanbul Torunlar Center’da 10 işçi asansörün zemine çakılmasıyla hayatını kaybetti. Karaman’ın Ermenek İlçesi’nde bulunan Has Şekerler Madencilik’e ait kömür madeninde su basması sonucu 18 işçi yerin altında bir kez daha katledildi.
Ne ilkti Soma ne son…. İş cinayetlerinde her gün ortalama 5-6 işçi hayatını kaybediyor. Sermaye iktidarını işçilerin kanı üzerine kuruyor. Her gün bu kadar işçi hayatını kaybetmesine rağmen neredeyse muhalif basın dışında gündem olmuyor ya da çok fazla ilgi görmüyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin her ay hazırladığı iş cinayetleri raporlarında görüldüğü gibi aslında her yıl bu memlekette 5-6 kere Soma yaşanıyor. Örneğin, 2015 yılında 1712 işçi hayatını kaybetti. Yani 2015 yılında 5 Soma yaşandı. 2016 yılının ilk 4 ayında ise 586 işçi hayatını kaybetti.
Yukarıdaki verilerde de aslında görüldüğü gibi iş cinayetleri durmak bilmeden artıyor. 2012 yılından bugüne en çok iş cinayetinin yaşandığı 2016’nın ilk dört ayı tarihe geçti. Soma’nın ardından iş cinayetleri durmak bilmedi. Ama o kadar alışılmış bir hâl almaya başladı ki iş cinayetleri gündem dahi oluşturmuyor.
İki yılın ardından ise madenlerde, inşaatlarda işçiler ölmeye devam ederken, işçilere, emekçilere yönelik saldırılar katlanarak geldi. İş cinayetlerini artıracak, güvencesiz ve esnek çalışmayı artıracak her türlü yasa için AKP canla başla çalışıyor.
İktidardan sermayeye mesaj: Rahat olun her şey yolunda
5 Mayıs’ta yapılan AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında olağanüstü kongre için 22 Mayıs kararı çıktı ve Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığa aday olmayacağı da kesinleşti. Saray eliyle hükümete operasyon düzenlenirken AKP’li milletvekilleri Meclis’te tam kadro Özel İstihdam Büroları (ÖİB) yasa tasarısını oyluyordu.
ÖİB yasa tasarısı Meclis’ten AKP oylarıyla geçti. Hükümet düşerken AKP’li milletvekilleri aracılığıyla sermayeye mesaj verildi, “Bu bizim krizimiz siz rahat olun siz etkilenmeyeceksiniz” denildi.
Aylardır gündemde olan ÖİB’ler, kıdem tazminatı gasbı, taşeron işçiye kadro yalanı derken son olarak bireysel emeklilik sistemi ile güvencesiz ve esnek çalışmanın önünü açan iktidar, iş cinayetlerinin de önünü açıyor.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.