Üniversiteliler İstiklal Caddesi’nde yaptıkları eylemle Barış için Akademisyenler’in yanında olduklarını ve ve üniversitenin savaş politikalarına karşı mücadele edeceğini ilan etti Üniversiteliler, eylem yapacakları İstanbul Galatasaray Meydanı polis ablukasına alınıp eylemleri engellenmeye çalışılınca polisi şaşırtıp Mis Sokak’ta eylem yaptı. Barış için Akademisyenler İnisiyatifi’nin 89 üniversiteden 1128 öğretim üyesinin imzasıyla Kürt illerinde süren sokağa çıkma yasakları ve savaş […]
Üniversiteliler İstiklal Caddesi’nde yaptıkları eylemle Barış için Akademisyenler’in yanında olduklarını ve ve üniversitenin savaş politikalarına karşı mücadele edeceğini ilan etti
Üniversiteliler, eylem yapacakları İstanbul Galatasaray Meydanı polis ablukasına alınıp eylemleri engellenmeye çalışılınca polisi şaşırtıp Mis Sokak’ta eylem yaptı.
Barış için Akademisyenler İnisiyatifi’nin 89 üniversiteden 1128 öğretim üyesinin imzasıyla Kürt illerinde süren sokağa çıkma yasakları ve savaş politikalarının sona erdirilmesi talebiyle yaptıkları açıklama üzerine hedef alınmasına karşı üniversiteliler eylem yaptı.
Üniversiteliler ‘’Üniversite barıştır, barışı savunacağız” diyerek tehditlere ve saldırılara karşı imzacı akademisyenlerin yanlarında olduklarını belirtecekleri basın açıklaması için 14 Ocak’ta İstanbul’da Galatasaray Meydanı’nda eylem kararı aldı. Polis eylem alanını sivil polis ve çevik kuvvetle kaplayarak eylemin yapılmasını engellemeye çalıştı.
Üniversiteliler polisin bu hamlesinden sonra, Taksim Meydanı yakınlarında olan Mis Sokak’ta basın açıklamalarını gerçekleştirdi. Üniversiteliler basın açıklaması eylemlerini bitirdikten sonra polis tüm sokakta üniversitelileri aradı ancak kimseyi gözaltına alamadı.
Üniversiteliler eylemde yaptıkları açıklamada “Ve bugün barışı savunduğumuz için üniversitelerimizi savunmaya, akademik özgürlükleri savunmaya devam edeceğiz” denildi.
Üniversitelilerin yapmış olduğu basın açıklamasının tam metni şöyle;
Basına ve Kamuoyuna
Hiç bir itiraz eden sese tahammülü kalmamış, kendisi gibi düşünmeyen herkesi ‘hain’ ilan eden AKP/Saray iktidarı, ancak halka karşı yürüttüğü savaş sayesinde ayakta kalabileceğini biliyor. Bu yüzden savaş ve baskı politikalarına başvuruyor. Bu yüzden “barış” diyen, “çocuklar ölmesin” diyen herkes devletin çıkarlarına aykırı hareket etmiş oluyor. Bu yüzden de AKP tarafından suçlanıyor. Çünkü bu politikalara herkes eşlik etsin, yürüttüğü savaşa herkes katılsın ve gönüllü askeri olsun istiyor.
En son üniversitelerden, akademisyenlerden yükselen “barış” talebini hedef aldılar. Barış için ortak bir metne imza atan 1100 akademisyen bugün iktidar tarafından hedef gösterilmektedir. Hem Tayyip Erdoğan hem de YÖK, akademisyenleri “cahillikle” suçladı, gereğinin yapılacağını dile getirdi. Üstelik buna mafyatik tipler de eşlik etti. Tek başına bu bile göstermektedir ki AKP/Saray iktidarı özgüvensizdir, yaptıklarının savaş ve tehdit dışında sürdürülemeyeceğini görmektedir. Bu yüzden mafya liderlerinin, organize suç şebekelerinin arka çıkmasına ihtiyaç duymaktadır.
Bugün üniversitelerden çıkan “Barış” talebinin önünü kesmeye çalışmalarına, YÖK’ün İçişleri bakanlığıyla yaptığı güvenlik toplantısı da eşlik etmektedir. Bir iç savaş aygıtı gibi hareket eden YÖK, tek tek üniversitelileri fişlemek, baskı uygulamak için İçişleri Bakanlığıyla bir arada çalışma yürütecektir.
Daha yakın zamanda ODTÜ üzerinden döndürülen tartışmalar da göstermektedir ki, AKP/Saray iktidarı kendi suretinde bir üniversite hedeflemektedir. Yani yandaşlığın, savaş çığırtkanlığının meşrulaştırıldığı bir akademi, sermaye için bilgi ve teknoloji üretiminin merkezi haline gelmiş bir üniversite hedeflenmektedir. Bu yüzden karşılarında duran akademisyenlere, üniversitelilere saldırmaktadırlar.
Ancak üniversite her dönem iktidarla çatışan gerçek bilgiyi üreten ve dolaşıma sokan bir mecra olmuştur. İktidarın baskı altına almaya, kendi çıkarlarına uygun olarak dizayn etmeye çalıştığı dönemlerde de farklı fikirleri üretmeye devam etmiştir. Dolayısıyla üniversite Tayyip Erdoğan’ın zannettiği gibi bir yer değildir. “ODTÜ Yıkılsın, Üniversite Kurulsun” diyenlerin zannettiği gibi bir yer hiç değildir. Hoşlarına gitmeyen seslerin üniversiteden çıkması çok doğaldır. Hoşlarına gitmeyen sesler çıkmaya devam edecektir, üniversite ‘barış’ı savunmaya devam edecektir.
Barış istediği için haklarında soruşturma açılan akademisyenlere hiçbir cezai işlem uygulanmamalıdır
Vakıf üniversitelerinde bu metne imza attığı için işten çıkarılan akademisyenler derhal işe geri alınmalıdır.
Hiçbir akademisyen görevinden men edilmemelidir.
Tüm bu baskılar ve soruşturmalar akademik özgürlüğü, ifade özgürlüğünü ve güvenceli çalışma hakkını ihlal etmektedir. Baskı ve soruşturmalara son verilmelidir.
Son olarak vurgulamak gerekmektedir ki üniversite barış demektir. Ve bugün barışı savunduğumuz için üniversitelerimizi savunmaya, akademik özgürlükleri savunmaya devam edeceğiz.
Üniversite Öğrencileri
Kaynak: universiteliportali.org