Antakya’da 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, Antakya Barış Bloku’nun çağrısıyla bir yürüyüş gerçekleştirildi. Doğuş Okulları’nda bir araya gelen Antakyalılar “Savaş’a karşı barışı biz inşa edeceğiz” yazılı bir pankartın arkasında yürüdü

Yürüyüşte Arapça Kürtçe “Yaşasın barış” yazılı dövizler taşındı, Arapça sloganlar atıldı ve Gezi’de, Reyhanlı Katliamı ile Suruç Katliamı’nda ölenlerin isimleri sayıldı. Uğur Mumcu Meydanı’na gelindiğinde burada kurulan platformda Ahmet Atakan, Ali İsmail Korkmaz , Okan Pirinç ve Halil Aksakallı’nın aileleri söz aldı. Aileler adına konuşma yapan Emsal Atakan mitingi katılanları selamlarken, 2012 ve 2013 1 Eylül mitinglerinde Ahmet’in en önde barışı savunduğu anları hatırlatarak “Aranızda Ahmet’imi arıyorum, Ahmet barış için mücadele etmişti. Bizler onun ve diğer yitirdiğimiz canlarımızın mücadelesini büyüteceğiz” ifadelerini kullandı.

Antakya Barış Bloku adına söz alan İnsan Hakları Derneği Antakya Şube Başkanı Mithat Can Haziran İsyanı’nda, Kobanê’de, Reyhanlı ve Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı. AKP’nin izlediği ayrılıkçı ve mezhepçi politika sonucu ülkenin bir savaş ülkesi haline dönüştürüldüğünü söyleyen Can, savaşın bütün insani değerleri yok ettiğini, savaş mağdurlarının kötü koşullarda yaşamaya çalışırken cihatçı çetelerin rahatça ellerini kollarını sallaya sallaya kent merkezlerinde dolaştıklarını belirtti.

AKP’nin yürüttüğü iç ve dış politika sonucu halkın korkuya kapıldığını kentin ve ülkenin ekonomisinin yerle bir edildiğini aktaran Can savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceklerini söylerken konuşmasında ayrıca taleplerini şöyle sıraladı:

• IŞİD, El-Nusra, ÖSO ve tüm cihatçı çetelere yapılan silah ve lojistik yardımların derhal kesilmesini talep ediyoruz.
• Kürt politikası derhal kalıcı bir ateşkese dönüştürülmelidir.
• Eğit, donat ve cihatçıların güdümündeki kamplar kaldırılmalı ayrıca iç güvenlik yasası iptal edilmelidir.
• Cihatçı çetelerin işlediği suçlar araştırılmalı ve suç işleyenler yargılanmalıdır.
• Siyasiler ölüme karşı yaşamın dilini savunmalıdır.

HDP İstanbul Milletvekili Turgut Öker ise diktatörlerin nasıl tarihin çöp sepetine atıldıysa sarayın efendilerinin de tarihin çöp sepetine atılacağını, AKP’nin zihniyetini barış mücadelesiyle tarihin çöp sepetine hep beraber atacaklarını, bu ülkede herkesin kültürünü paylaşmasını istediklerini bugüne kadar yarattıkları bütün değerleri savunmaya devam edeceklerini söyledi.

Sendika.Org/ Antakya