Roboski’de köylüler sınır bölgesine gidecek olan asker sevkiyatını engellemek için yol kapatma eylemi yaptı. Asker yoğun saldırı ile cevap verdi. Köyün üzerine yaylım ateşi açtı. Çocukları gözaltına aldı. Katırları katletti. Bunları hepimiz an be an izledik. Biz dehşeti gördük, Roboski cehennemi bir kez daha yaşadı! Aynı sahneler çok eskilerden bu yana Filistin’de de uygulanıyor. Filistinlilerin […]
Roboski’de köylüler sınır bölgesine gidecek olan asker sevkiyatını engellemek için yol kapatma eylemi yaptı. Asker yoğun saldırı ile cevap verdi. Köyün üzerine yaylım ateşi açtı. Çocukları gözaltına aldı. Katırları katletti. Bunları hepimiz an be an izledik. Biz dehşeti gördük, Roboski cehennemi bir kez daha yaşadı!
Aynı sahneler çok eskilerden bu yana Filistin’de de uygulanıyor. Filistinlilerin geçim kaynağı olan zeytinlerin her hasat döneminde İsrail Filistin halkına saldırıyor. Zeytinlerini toplamalarını engelliyor. Bahçelerinde kuyu açmalarına, yaşam iksiri olan suya erişmelerine izin vermiyor. Yaşam ve geçim kaynaklarına erişimlerini engelleyerek, Filistin halkını topraklarını terke zorluyor.
Filistin halkına uygulanan bu zalimliği dünyaya haykırmak, İsrail’in zalimliği konusunda parmağını oynatmayan dünyadaki diğer ülkeleri harekete geçirmek için “çabalayan” AKP hükümeti, benzer zalimliği Kürtlere reva görebiliyor. Bu ne yaman çelişkidir demeyeceğim, çünkü çelişkilerin üretim merkezi haline dönüşen AKP hükümeti için bu söylem hafif kalır.
Filistin’i niye örnek verdim? Filistin dinmeyen, kanayan bir yara, bir o kadar da halkımızın hassas olduğu bir coğrafi bölge. Roboski’de yaşananlar/yaşatılanlar Filistin’deki zulümden fazlası var, azı yok. Bu zalimliği yapanlar da Filistin’e dünyanın gözünü çevirmek isteyen aynı odak: AKP Hükümeti. İnsana sormazlar mı 5 dakika demokrat kal. Saygınlığın olsun. Mercimek gibi altı üstü belli olmayan duruma kendini düşürme! En önemlisi temsil ettiğin ülkeyi, saç ekmeği gibi altı üstü belirsiz hale dönüştürme.
Yönetimler basiretsiz, acımasız, kural tanımaz boyuta ulaştığında, gözü dönmüş biçimde hayvanların da canına kıyar. Hayvanlar masumdur, onlar da can taşır. Katır da canlıdır. Bir can taşır. Taşıdığı can ile kendisine yüklenen yükü taşır. Sınır köylerinde köylüler, katırın taşıdığı yük sayesinde geçimini sağlar. Katırlar oralarda köylülerin yaşam destek aracıdır. Ele güne avuç açmadan, namerde muhtaç olmadan onuruyla yaşamını katırların desteğinde sürdürmeye çalışır.
Roboski’ye bütün bu yaşatılanlardan sonra birileri kalkar da, “yok aslında İsrail ile birbirinizden farkınız” diyecek olursa; yanlış mı söylemiş olacak?
Can taşıyan katırları yaylım ateşine tabii tutarak öldürmek, en ucuz söylemle katilliktir. Unutma. Katilik değilse, silahından çıkan her kurşunla içindeki insanı öldürmektesin. Kendi içindeki insanlığı öldürmüş oluyorsun, kendi insanlığının katilisin. Ey yönetenler, insanlara insanlıklarını katlettirme!
Şimdi geçimleri ne olacak Roboski’nin?
Roboski köylülerinin yaylalara çıkmaları yasaklandı. Topraklarında çıkan suya izinsiz el konuldu, Düğündağı kalekola çekildi…
Bahar geldiğinde hayvanlarını yaylaya çıkaran çobanlar önce tehdit edildi, sonra darp edildi, Roboski yaylasından uzaklaştırıldı. Roboski’nin katırlarını öldür. Yaylaya çıkarmayıp hayvancılık yaptırma. Yaşam için kendilerine seçenek bırakma. Ne yani tek seçenek, aç kalın ölün mü diyorsunuz! Unutuyorsunuz. Hala vicdan sahibi, zalimin zulmünü unutmayan milyonlarca insandan oluşan halklar var. Tarih yazılmaya devam ediyor. Zalimlerin yaptığı zulümlerin altını kalın çizgilerle çiziyor.