Tayyip Erdoğan, AKP yetkilileri ve yandaş basın amiyane deyimle aklını peynir ekmekle yemiş gibidirler. Hem Kürtler vatandaşımız diyorlar, hem de Kürtlere yönelik haksızlıklara ve baskılara ilgi göstermiyorlar. Ama uydurma haberlere dayanarak Kürtler Türkmenleri köylerden çıkardı, etnik temizlik yapılıyor denilerek yaygara koparıyorlar. Kuşkusuz Türkmenlere bir haksızlık olduğunda da karşı çıkılmalıdır. Ancak Kürtlere hassasiyet gösterme Türkmenler için […]
Tayyip Erdoğan, AKP yetkilileri ve yandaş basın amiyane deyimle aklını peynir ekmekle yemiş gibidirler. Hem Kürtler vatandaşımız diyorlar, hem de Kürtlere yönelik haksızlıklara ve baskılara ilgi göstermiyorlar. Ama uydurma haberlere dayanarak Kürtler Türkmenleri köylerden çıkardı, etnik temizlik yapılıyor denilerek yaygara koparıyorlar. Kuşkusuz Türkmenlere bir haksızlık olduğunda da karşı çıkılmalıdır. Ancak Kürtlere hassasiyet gösterme Türkmenler için kıyamet kopar! Hani ya tek millettik! Bu kadar şovenist ve Kürt karşıtı bir yaklaşım olabilir mi? Dışarıdaki Türkmenlere yakınlık duyuyorsan neden Kürtlere duymuyorsun? Türkiye böyle Kürtlerle nasıl sorunu çözecek; Kürtlerle nasıl barışacak?
Suriye’nin kuzeyinde insanlık düşmanı, kadın, çocuk demeden vahşice katliamlar yapan bir güruh devlet kurduğunda buna ses yok, hatta bununla sarmaş dolaş yaşa, ama Kürtler kendi topraklarında kendilerini korumak için saldırganlara direndiğinde “Bir Kürt devletine ve oluşuma izin vermeyeceğiz” de. Kürtler aptal mı? Kürtler bu ayrımcı ve Kürt düşmanı gerçeği görmüyorlar mı? Peki, Erdoğan ve Türk yetkililerinin derdi ne? Kürtler hak kazanmasın! Kürtler hak kazanırsa Türkiye içindeki Kürtlere örnek olur! hani Kürt sorununu çözecektiniz? Hani açılım yapmıştınız; çözüm süreci vardı?
Tüm bu gerçekler gösteriyor ki Türk devletinin Kürt sorununu çözme gibi bir anlayışı yok; hepsi yalan dolan. Alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete! Sadece Kürtlere karşı bir özel savaş yürütüyorlar. Çok zorlandıkları dil ve kültür alanında biraz gevşeme yaparak bu argümanlara dayanıp kültürel soykırımı sürdürmek istiyorlar. Gerçek budur. Zaten daha yakında Tayyip Erdoğan “Kürt sorunu yoktur” demedi mi? Yalakaları “zaten Kürt sorunu çözülmüştür; PKK sorunu kalmıştır” demiyorlar mı?
Kürtler Rojava’da devlet kurmayı değil, Suriye devletini demokrasiye duyarlı hale getirmeye çalışıyorlar; demokratikleşmiş Suriye’de demokratik özerklik temelinde Kürt sorununu çözmek istiyorlar. Demokratik ulus anlayışı içinde tüm halklarla birlikte yaşamak istiyorlar. Türk devletinin karşı çıktığı şey; Kürtler irade olmasın, özgür ve demokratik temelde yaşamasın! Hep birilerinin hegemonyası altında ve lütfuyla yaşasın. Böylece zaman içinde kültürel soykırıma uğratılarak yok edilsin! Erdoğan ve AKP Hükümetinin kafası budur. Bu nedenle Kürtler örgütlenip irade olunca öfkeleniyorlar. Bilindiği gibi Kürtler biraz irade olup örgütlendiğinde siyasi soykırım operasyonları yapılır; örgütlülüğü dağıtılıp iradesi kırılır. İstiyor ki her yerde Kürtler bu durumu yaşasın.
Türk devletinin Erdoğan ve AKP şahsında tüm boyaları dökülmüştür. Bu devlet Şengal katliamı olurken, Êzidîler soykırıma uğratılırken nasıl bir tepki vermişti? Eğer aynı katliam Türkmenlere yönelik olsaydı Şengal’deki Êzidîlerin yaşadıklarına gösterdikleri yaklaşımı mı gösterirlerdi? En son iki yüzden fazla kadın, çocuk, yaşlı, genç, sivilin katledildiği Kobanê için gösterilen tepki ortada değil midir? Böyle bir devlet ve hükümet Kürtlere karşı samimi olduğunu nasıl söyleyebilir? Kürtlere karşı çifte standart uyguladığı, hatta düşmanlık beslediği ayan beyan ortada değil midir?
Türk devleti kendi sınırları içinde Kürt sorununu çözmek istemediği için sınırları dışındaki Kürtlerin hak elde etmesine bu kadar düşmanlık besliyor. Kendi Kürt sorununu çözmek isteyen bir devlet ve Hükümet sınırları dışındaki Kürtlere neden bu kadar düşman olsun? Öyle ki, içeride de, dışarıda da Kürtlere üstünde irade olacakları bir karış toprak ve çakıl taşı bırakmayız diyor. Çilleríin çakıl taşı şovenizmini Tayyip Erdoğan en yüksek perdeden sürdürüyor. Hem de bunu en kaba, hoyrat ve pervasızca yapıyor.
Bu kadar Kürt düşmanlığı yapıyor, sonra da Kobanê’den gelen yüz bin Kürt’ü sınırlarına alan Türk devletine kimse IŞİD’le ortaklık yapıyor diyemez, diye bağırıp çağırıyor. İşte bu söylem bile Tayyip Erdoğan’ı ele veriyor. IŞİD zaten Kürtleri yerinden yurdundan etmek istiyor. Nitekim Şengal’i de, Kobanê’yi de, Til Abyad’ı da Kürtsüzleştirmek istemiştir. Saldırıların bir amacı da Rojava’yı Kürtsüzleştirmektir. Zaten Türk devletinin başarısı, başta Türk devleti olmak üzere tüm Kürtleri topraklarından koparıp metropollerin potasında eritmek ya da Avrupa yollarına düşürmektir. Bu nedenle Kobanê’den Kürtlerin boşalmasına “yardımcı” olmuştur. Burada da kendi soykırımcı zihniyetiyle IŞİD’e yardımcı olmuştur.
Tayyip Erdoğan’ın elinden gelse Kobanê’den çıkanların geri Kobanê’ye dönmelerini engellerdi. Türk devleti Til Abyad’ta ise ilk birkaç gün kapıları kapamıştı. Çünkü Til Abyad’tan Arapların göçmesini istemiyordu. Ama aynı Türk devleti daha önce Til Abyad’tan göç eden Kürtlere sınırlarını sonuna kadar açmıştır. Şu anda Türkiye Rojava’da Kürtlerin hepsi boşalsa buna yardımcı olur. Bu nedenle Tayyip Erdoğan’ın şu kadar Kobanêli Türkiye’ye aldık demesi, Kürt düşmanı soykırımcı yüzünü örtmek içindir. Ancak biz biliyoruz ki, Türk devleti Kobanê’nin boşalmasını sağlarken soykırımcı Kürt düşmanı zihniyetle hareket etmiştir. Türk devletinin Bakurê Kurdîstan’a gelen Êzidîlerin MİT yoluyla Avrupa’ya gitmeyi teşvik ettiği görülmektedir. Türk devletinin gerçek politikası, Kürtleri ya yerinden yurdundan ederek, ya da kültürel soykırıma uğratarak ortadan kaldırmaktır.
Erdoğan bağırarak, çağırarak Kürt düşmanlığını ve IŞİD’le yaptığı ortaklığı örtemez. AKP-IŞİD ortaklığı kanıtlanmış bir gerçekliktir. Tüm dünya bunu tartışmasız biliyor. Bu ortaklık konusunda dünyada hiç kimsenin kuşkusu yok. Kaldı ki, dolaylı olarak itiraf ediyor, kabul ediyor. Bayır bucak Türkmenlerine yardım ettik; oradaki özgürlük savaşçılarına yardım ettik derken, dünya kimlere yardım ettiğini bilmektedir. Akçakale-Girê Sipî sınırı tamamen Türk devleti-IŞİD ortaklığının yapıldığı yerdir. Bunları inkar etmek, devekuşu gibi kafayı kuma gömmektir. Gerçekten de Tayyip Erdoğan ve Türk devletinin durumu devekuşu gibidir. Kıçları ayan beyan ortada! Gözleri kör olanlar bile bunu görüyor.
Tayyip Erdoğan ve yalakaları bağırıp çağırmasın; Kürt politikasını değiştirsinler yeter! Böylece Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da izledikleri yanlış politikalardan ve çıkmazlardan kurtulurlar. Böylece bağırmak ve çağırmak zahmetinden de kurtulurlar.