AKP yıllardır “biz Türkiye partisiyiz, diğerleri sadece bir bölgenin partisidir” diyerek gerçekleri çarpıtıyordu. Halen de, biz şu kadar ilde milletvekili çıkarmışız, diğerleri daha az ilde milletvekili çıkarmıştır, bu nedenle Türkiye’yi yansıtan parti biziz, demektedir. Gerçekten de bu düzeltilmesi gereken bir saptırmadır. Çünkü AKP bu söylemlerle kendi gerçek karakterini saklamaktadır. Türkiye çok farklı etnik ve inanç […]
AKP yıllardır “biz Türkiye partisiyiz, diğerleri sadece bir bölgenin partisidir” diyerek gerçekleri çarpıtıyordu. Halen de, biz şu kadar ilde milletvekili çıkarmışız, diğerleri daha az ilde milletvekili çıkarmıştır, bu nedenle Türkiye’yi yansıtan parti biziz, demektedir. Gerçekten de bu düzeltilmesi gereken bir saptırmadır. Çünkü AKP bu söylemlerle kendi gerçek karakterini saklamaktadır.
Türkiye çok farklı etnik ve inanç topluluklarına sahip bir ülkedir. Yine çok farklı sosyal tabakalar ve topluluklar bulunmaktadır. Bu konuda dünyanın en zengin bileşimine sahip ülkelerden biridir. Türkiye cumhuriyeti tarihi boyunca ulus devlet anlayışı ile bu farklılıklar yok edilip tek tipleştirilmek için çaba sarf edilmiş olsa da bu proje başarılı olamamıştır. Bazı topluluklar yok edilmiş, bazıları çok zayıflatılmış ancak farklılıkların varlığı ortadan kaldırılamamıştır.
AKP’nin zihniyeti Türklüğü ve Sünniliğin Hanefi mezhebini esas almaktadır. Esas olarak bunlara seslenen mezhepçi ve Türk milliyetçisi bir partidir. Mezhepçi yanı ağır bassa da, ümmet adına milliyetçi anlayışı örtmeye çalışsa da politika ve pratik olarak sadece Türk etnisitesine seslenmektedir. AKP ilk yıllarda iktidar olmak ve iktidarını pekiştirmek için farklı çevrelerin desteğine ihtiyaç duymuş, ancak iktidarını sağlamlaştırınca Hanefi Türk kimliğine seslenen bir parti durumuna gelmiştir. Kuşkusuz bu kimlik Türkiye’nin çoğunluğunu teşkil etmektedir. Bu nedenle en fazla ilde milletvekili çıkarma potansiyeline sahiptir. Ancak bu, Türkiye partisi olduğu anlamına gelmez. Türkiye’de çoğunluğu oluşturan etnik ve inanç topluluğuna milliyetçi ve dinci bir söylemle seslenip oy almaya çalıştığı anlamına gelir. Bunun da ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir siyaset olduğu açıktır.
AKP; Kürtlere, Alevilere, Süryanilere, Êzidilere, Caferilere, Terekemelere, Azerilere, Araplara, Çerkezlere, Mihelmilere, Abazalara, Gürcülere seslenen bir parti değildir. Tek, tek tek zihniyetiyle bu kimlikleri dışlayan ve karşısına alan bir partidir. Özellikle mezhepçi karakteriyle farklı inançları ötekileştirmesi, Aleviler ve diğer inanç topluluklarında büyük tepkilere yol açmaktadır. Bu kadar kimliği dışlayan ve ötekileştiren bir partinin “ben şu kadar ilde milletvekili çıkarıyorum” diyerek tüm Türkiye’yi temsil ettiğini iddia etmesi gerçekçi değildir. AKP, çok zengin toplumsal karaktere sahip bir ülkenin sadece bir kesimini temsil etmektedir. Zaten AKP’nin Türkiye için büyük bir tehlike olması böyle bir çoğunluk anlayışına sahip olmamasından kaynaklanmaktadır. Tüm kimlikleri böyle bir çoğunluk kimliğin hakimiyetine alma zihniyetine sahiptir. Çoğunluk kimlik zaten baskındır; önemli olan çoğunluk olmayan farklı kimliklerin varlığını tanımak ve taleplerini kabul etmektir.
Şu anda Türkiye’de tek Türkiye gerçeğine seslenen parti HDP’dir. Karadeniz ve Orta Anadolu’ya halen giremese de gerçeklik budur. Çünkü demokratik ulus anlayışına sahip olması tüm Türkiye’yi kapsadığını ifade etmektedir. Bu partide her türlü kimliğe yer vardır. Tüm etnik ve inanç toplulukları kendini bu partide bulabilir. Sömürücü egemen sınıflar dışında tüm sosyal kesimler bu partide kendini bulabilir. Zaten kadın ve gençliğin kendisini en iyi ifade ettiği parti bu partidir. Bu partide hiçbir kimliği ve sosyal kesimi dışlama ve ötekileştirme yoktur. Hiçbir kimlik dışlanmamaktadır. Her kimlik olduğu gibi kabul edilmektedir. Her kimlik kendilik olarak vardır. Bir kimliğin hakim olmasını sağlayacak bir anlayış bu partide yoktur.
HDP’yi sol karakteri dışında hiçbir kimlik ve sosyal tabaka ile tanımlamak mümkün değildir. Tabi ki ezilenleri, baskı görenleri, ötekileştirilenleri, sistem dışı olanları temsil ettiği için soldur. Sol kimliği de böyle anlamak gerekir. Kuşkusuz bu sol kimlikte mütedeyyin Müslümanlar da, farklı inanç toplulukları da yerini bulmaktadır. Çünkü HDP klasik solun din ve inançlara yetersiz yaklaşımını aştığı gibi, dar sınıf yaklaşımına da sahip değildir. Tam demokrasi ve tam özgürlük anlayışıyla toplumun tüm kesimlerinin özgür ve demokratik yaşamını ifade etmektedir. Bu karakteriyle tüm etnik ve inanç topluluklarını olduğu kadar, toplumsal bütünleşmeyi demokratik olarak sağlayan tüm kesimleri de kapsamaktadır. İşte bu gerçeklik temelinde HDP tüm toplumsal kesimleri kapsayan bir parti olarak Türkiye’nin tümüne seslenmekte ve tümünü yansıtmaktadır. Bir yerde milletvekili alınmaması veya az alınması HDP’nin tüm toplumsal kesimleri temsil etmediği anlamına gelmez.
AKP mevcut zihniyetiyle ne yapsa da her zaman ayrıştırıcı ve bölücü olur. HDP bugün yüzde 13 oy almış olsa da Türkiye’nin farklı kesimlerinden oluşan çoğunluğa seslenen ve onlar tarafından oy verilen bir parti haline gelme karakterine sahiptir. Kaldı ki seçimlerde her kesimden oy almıştır. AKP bir iki kesimden, HDP ise 10-15 kesimden oy almış bulunmaktadır. İşte kimin Türkiye partisi, kimin sadece bir toplumsal kesimin partisi olduğu konusu bu ölçülerle belirlenmelidir. Şimdi AKP gibi milliyetçi ve mezhepçi olanlar diğerlerini yok edip kendilerini tek çoğunluk yapmak istiyorlar. İşte gericilik de budur, sorunu ağırlaştıran gerçeklik de budur. AKP bu kafayla hiçbir zaman Türkiye’nin gerçek partisi olamaz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.