Neoliberal politikaların beşiği haline gelen Türkiye’de işsizlik oranı istatistiklere göre 10.9’a ulaştı. Ürettiğinden çok tüketen ve kısıtlı üretim araçları yüzünden dışa bağımlı yaşayan bir ülkede bu rakam beklenmedik değildir. Tüketim toplumunu yaratan kapitalizmin hizmetçisi haline gelen AKP’nin uyguladığı politikalar işsizliğin bu düzeye gelmesine önayak olmuştur. Yapılan özelleştirmeler sonucu piyasa sermayedarların eline geçmiş ve bu durumdan […]
Neoliberal politikaların beşiği haline gelen Türkiye’de işsizlik oranı istatistiklere göre 10.9’a ulaştı. Ürettiğinden çok tüketen ve kısıtlı üretim araçları yüzünden dışa bağımlı yaşayan bir ülkede bu rakam beklenmedik değildir. Tüketim toplumunu yaratan kapitalizmin hizmetçisi haline gelen AKP’nin uyguladığı politikalar işsizliğin bu düzeye gelmesine önayak olmuştur. Yapılan özelleştirmeler sonucu piyasa sermayedarların eline geçmiş ve bu durumdan halkın payına işsizlik düşmüştür. Serbest piyasa şartları adı altında işçilerin çalışma koşulları denetlenmediği gibi çalıştıkları yerlerdeki devamlılıkları da güvence altında değildir. Durum böyle olunca özelleştirmenin kaymağını yiyen sermayedarlar karlarını işçilerle paylaşmamak adına geniş bir kesimi kontrollü olarak işsiz bırakıp çalışmak isteyen büyük bir kitle yaratmış ve 3 kuruşa çalışmaya razı olmalarını sağlamıştır.
Halk gerçekleşen bu politikalardan her türlü darbeyi yerken başka bir taraftan daha fazla çocuk yapmaya daha fazla tüketmeye teşvik edilmektedir. Var olan 10.9 oranındaki işsiz ordusu istihdam edilemezken 3 çocuk 5 çocuk söylemleriyle bu ordu genişletilmekte ve daha ucuza çalışmaya razı olan bir kitle yaratılmaktadır.
İşsizşiğin bir başka boyutu ise beyaz yakalıların karşı karşıya kaldığı durumdur. Her geçen yıl atanamayan memur sayısı artmakta, üniversite mezunu ve nitelikli bir çok kişi işsizlikle mücadele etmektedir. Bugün atanabilmenin birinci şartı “yüksek mevkilerdeki tanıdıklar” olduğundan atanabilenlerin büyük çoğunluğunu “niteliği olmayan ancak torpili olanlar” oluşturmaktadır.
Atanamama sıkıntısının yanı sıra üniversite mezunu birçok bilim insanı adayı da çalışabilecek alan bulamadığından ya işsiz kalmakta ya da mezun oldukları bölümle alakası olmayan işlerde çalışmaktadır. Mühendislik bölümünde yıllarca dirsek çürüten birinin mezun olduğunda lise öğrencilerine saatlik ücretle özel ders verme geleneğinin sebebi oldukça açıktır: Var olan sermayenin bilime ve teknolojiye değil merdivenleri bornozlu tarihi figürlerle bezenmiş saraylara yatırılması..
İşsizliği yaratan bu sebeplere yenilerini eklemek mümkündür. Bizim için önemli olan yalnızca bu sebepleri saymak değil çözümlerini getirmektir. 10.9 var olan sistemin deprem boyutu olur mu bilinmez.