Bugün Kobanê Kantonu’nun kuruluş yıldönümünü ve bu yıldönümünü Kobanê’nin IŞİD çetelerinden kurtarılması ve özgürleşmesinin müjdeli haberiyle kutluyoruz. Aylardır insanlığın özgür, demokratik, barışçıl, adil bir yeni toplumsal sistem ve yaşam arayışı adına amansız bir direnişe, tarihsel bir kahramanlığa ve görkemli bir irade savaşına sahne olan Kobanê’de inancın, iradenin, umudun ve birliğin yarattığı özgür yaşamın yeniden canlanmasını […]
Bugün Kobanê Kantonu’nun kuruluş yıldönümünü ve bu yıldönümünü Kobanê’nin IŞİD çetelerinden kurtarılması ve özgürleşmesinin müjdeli haberiyle kutluyoruz. Aylardır insanlığın özgür, demokratik, barışçıl, adil bir yeni toplumsal sistem ve yaşam arayışı adına amansız bir direnişe, tarihsel bir kahramanlığa ve görkemli bir irade savaşına sahne olan Kobanê’de inancın, iradenin, umudun ve birliğin yarattığı özgür yaşamın yeniden canlanmasını büyük bir sevinçle karşılıyoruz. Zafer Kobanê’de direnen YPJ-YPG’nin kahraman savaşçıları kadar, onların destansı direnişi etrafında kenetlenen herkesin, en başta da Kobanê halkınındır. Bedenlerini Kobanê’ye siper eden, fedaice direnen Arîn Mîrkan şahsında tüm Kobanê şehitlerini saygı ve minnetle anarken, aylardır Pirsus’ta insanlık zincirini azim ve kararlılıkla tüm saldırılara, zorlu koşullara rağmen sürdüren halkımızı, dostlarını saygıyla selamlıyor ve kutluyorum.
Aylardır tüm dünyanın gözü, kulağı ve yüreği Kobanê’deki direnişe odaklanmıştı. Vahşi katliamlar gerçekleştirerek ele geçirdiği Musul ve Şengal’in ardından IŞİD, Kobanê’yi de kolayca işgal edebileceğini sanıyordu. AKP Hükümeti başta olmak üzere IŞİD’i paramiliter bir güç olarak kullanan birçok uluslararası ve bölgesel güç de benzer bir yanılgı ve gaflet içerisindeydi. Herkes Kobanê’nin durumuna göre pozisyon alma hazırlığındaydı. Bu kirli konsept ve uluslararası komplo temelinde 15 Eylül 2014 tarihinde IŞİD’in Kobanê’ye saldırısı başladı ve başlatıldı. Bu saldırıyı en açık destekleyen ve besleyen AKP Hükümeti oldu.
AKP, Kürt Özgürlük Hareketini geriletmek, Rojava Devrimi’yle birlikte Kürt halkının uluslararası alanda statü kazanmasını ve demokratik özerklik sisteminin resmileşmesini engellemek için var gücüyle IŞİD’i destekledi. İran, tehlikeyi kendi sınırları dışında tutmak için IŞİD ile Kürtlerin savaşmasını kendi çıkarına gördü. Esad rejimi bundan yararlanarak kendisini toparlamak istedi. KDP, Türkiye ile ittifak temelinde IŞİD’e alttan destek verdi. Uluslararası güçler her iki tarafın zayıflamasını kendi çıkarına uygun bulduğu için uzun süre IŞİD’in Şengal ve Kobanê’ye saldırısı karşısında sessiz kaldı. Tüm bu güçlerin ortaklaştığı temel nokta; Rojava’da gelişen demokratik özerklik sisteminin Kürtlerin statüsü olarak kabul görmemesi, Ortadoğu halklarına alternatif bir modeli sunmamasıydı. Kuşkusuz bunların hiçbiri Kobanê’de bu kadar büyük ve tarihi bir direnişin yaşanacağını, Kobanê halkının ve özelde YPJ-YPG’nin bu düzeyde savaşabileceğini tahmin etmemişti. IŞİD gibi Kobanê üzerinde hesabı olan tüm güçler gelişen direniş karşısında tam bir hezimete uğradılar. Kobanê’de uluslararası komplonun yeni planları ve saldırı hamlesi ödenen büyük bedellerle gelişen görkemli direniş ve yenilmez irade sayesinde boşa çıkarıldı.
Kobanê direnişinin sadece Kürt halkı değil, Ortadoğu halkları başta olmak üzere birçok ülkede değişik halklar, inanç toplulukları, demokratik, ekolojist, feminist vb birçok toplumsal kesim tarafından sahiplenilmesi oldukça anlamlıydı. Belki de tarihte ilk kez bir direniş bu denli farklı kesimler tarafından bu düzeyde sahiplenildi ve bu düzeyde herkesin kendi özgürlük arayışını ve direniş ruhunu buluşturmak istediği bir mekan oldu. Kuşkusuz bunda sadece direnişin büyüklüğü rol oynamadı. Hızla vahşetini Ortadoğu’ya yaymak isteyen IŞİD’in tüm insanlığa korku salan bir tehdit haline gelmesi karşısında YPG-YPJ’nin tüm olanaksızlığa rağmen sergilediği direnişle inanç, irade, öz güvenin sembolü ve tarihsel direnişiyle Kobanê’nin Kürtlerin Stalingrad’ı haline gelmesi bunu yarattı.
En önemlisi de IŞİD’in hiçbir çağda görülmemiş düzeyde kadına karşı geliştirdiği vahşet, köle pazarlarında satması, savaş ganimeti yapması, itaat etmeyen her yaştaki, inançtaki herkesi vahşice katletmesi karşısında YPJ şahsında Kürt kadınlarının cesaretle, kahramanca direnmesi, savaşması herkesi hayrete düşürdü. Özelde Kobanê’de, ancak öncesinde tüm Rojava’da Kürt kadınlarının sadece direnişte değil, devrimin her alanında ve kantonların inşasında öncülük yapması da Kobanê direnişiyle birlikte en fazla tartışılan, merakla anlaşılmaya çalışılan ve hayranlıkla izlenen, örnek alınan bir gerçeklik haline geldi. Bunun sonucunda YPJ, tüm kadınların özgürlük arayışının ve örgütlü yaşamının sembolü düzeyine ulaştı. Kobanê direnişin kalesi, halkların birlikte özgürce yaşamasının, dolayısıyla yeni demokratik toplumun inşasının mekanı oldu.
Kobanê şahsında Rojava Devrimi’yle birlikte inşa edilen demokratik özerklik modeli ve kanton sistemi ulus devlet zihniyeti ve politikalarıyla, yine kapitalist modernite güçlerinin mezhep çatışmalarıyla, kan gölüne dönüştürülen Ortadoğu’nun huzur bulmasında yegane çözüm olduğunu ortaya koydu. Tüm bunlar Kobanê direnişi ve Rojava Devrimi’nin dünya halklarının umudu olmasını sağladı. Bunun için Kobanê direnişi her kesimden ve görüşten kadınlar, Afganistan, Amerika, Arjantin’e, Güney Afrika’dan Avrupa’ya kadar dünyanın birçok yerindeki halklar tarafından sahiplenildi. Kürt halkı her yerde ulusal birlik ruhunu güçlendirerek Kobanê etrafında kenetlendi. Binlerce Kürt genci ve değişik halklardan insanlar yaşlısı ve genciyle Kobanê’deki direnişe, YPJ-YPG ile aynı mevzide özgürlük savaşına katılmaya geldi. Bu hiçbir devrimde görülmemiş ve yaşanmamış bir insanlık direnişini ve buluşmasını ifade ediyor. Bu ruhla Kobanê’deki direnişi anlatan şiirler yazıldı, türküler bestelendi, resimler çizildi.
İnsanlık onurunun sembolü haline geldiği için 1 Kasım Dünya Kobanê Günü olarak kabul edildi ve o gün tüm yürekler Kobanê için attı. Kobanê sadece direniş ile değil, inşa ettiği ve kanton olarak somutlaşan çoğulculuğu, farklılıkları içine alan, demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adaleti toplumsal bir yaşam modeli olarak kadın öncülüğünde geliştiren alternatif bir toplum sistemini Ortadoğulu ve ezilen tüm halklara sunmaktadır. Hepimize, herkese kutlu olsun!
Kobanê özgürleşirken kuşkusuz savaşın ağır sonuçlarıyla da karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Kobanê direnişini sahiplendiğimiz kadar, yeniden inşasını da aynı sorumluluk, aynı ortak ruhla bir seferberlik temelinde geliştirmek tarihsel bir görevimizdir. Bunun için başta Kürt halkı olmak üzere herkesi Kobanê’yi yeni özgür yaşamın ve demokratik toplumun modeli olarak inşa etmeye çağırıyorum. En başta da kadınların ve gençlerin direnişte olduğu gibi, yeniden inşada da öncü düzeyde yer alması gereklidir. Haydi özgür yaşamı inşa etmenin coşkusu ve dayanışma ruhuyla Kobanê’yi yeniden inşa edelim ve Kobanê halkının yaralarını birlikte saralım. Arîn Mîrkan ve yoldaşlarının kanlarıyla kurtardıkları Kobanê’yi inşa ederek, onların hayallerini ve anılarını tarihe ve geleceğe mal edelim.