Sibirya soğukları memleketi teslim aldı. Yoğun yağan kar yağışı hububat üreticilerinin yararına. Ancak serada üretim yapan çiftçiler ile halen hasadı devam eden narenciye ve muz üreticilerinin aleyhine. Çiftçiler meteorolojik açıklamaları dikkatli takip etmeli, önlemlerini almalı. Bu konuda üretici bilgilendirilmeli. Soğukların ardından oluşacak sel ve taşkın olaylarına dikkat! Çünkü uluslararası Afet Veri Tabanı EM-DAT; 1903 ile […]
Sibirya soğukları memleketi teslim aldı. Yoğun yağan kar yağışı hububat üreticilerinin yararına. Ancak serada üretim yapan çiftçiler ile halen hasadı devam eden narenciye ve muz üreticilerinin aleyhine. Çiftçiler meteorolojik açıklamaları dikkatli takip etmeli, önlemlerini almalı. Bu konuda üretici bilgilendirilmeli.
Soğukların ardından oluşacak sel ve taşkın olaylarına dikkat! Çünkü uluslararası Afet Veri Tabanı EM-DAT; 1903 ile 2006 yılları arasında Türkiye’de 32 büyük sel felaketinin meydana geldiği, 1.272 kişinin hayatını kaybettiği, 99 bin kişinin evsiz kaldığı bilgilerine yer vermektedir. Ancak yağışların sel ve taşkına dönüşmesi sebepsiz değil. Nedenlerinden birkaçı şunlar:
Jeolojik Yapı
Türkiye’nin topoğrafik yapısı yüksek ve engebelidir. Ortalama yükseklik 1132 metre, toplam alanın yüzde 56’sı 1000 metrenin üzerindedir. Yüzde 57’si dağlık ve sarp, yüzde 15’i eğimlidir.
Bu durum, düşen yağışın hareketini hızlandırır. Özellikle çıplak ve eğimli arazilere düşen yağışlar kısa sürede yüzeysel akışa geçer, sel ve taşkınlara sebep olur. Verimli tarım topraklarını göl, gölet ve barajlara sürükler. Hem barajların, göletlerin ekonomik ömrünü azaltır hem verimli tarım toprakları bu suların altına toplanır, kullanılamaz hale gelir.
İklim
Türkiye’nin yağış dağılımı 250 mm ile 2.250 mm arasında. Ortalama yağış miktarı, 643 mm. Yağışın mevsimlere göre dağılımı düzensiz. Kısa zamanda ortaya çıkan su kütleleri, ani sellere sebep olur. İklim değişikliği, yağış ve sıcaklık değerlerinde ani ve olağan dışı artışlara yol açar. Seller oluşur.
Bitki örtüsü ve Politikacılar
Ağaç dalları ve yapraklar yağışın toprağa ani inişini engeller. Bitki gövdeleri ise yüzeysel akışın hızını azaltır. Buna karşılık, bitki örtüsü yönünden fakir olan yerlerde özellikle sağanak yağışların hemen ardından sellere daha sık rastlanır. Demek ki, selin zararını en aza indirecek olan orman alanları ve diğer ağaçlardır. Ağaçları yangın, yol, hava alanı, maden ocağı işletmeleri, termik, nükleer ve rüzgâr enerji santrallerinin kurulması ile konut yapımı gibi nedenlerle kesilmesi, seli, insan eliyle büyütür. Siyasetçilerin teknolojik, sosyo-ekonomik ve kültürel politika tercihleri selin afete dönüşmesinde ve zarar verebilecek hale gelmesinde önemli rol oynar. Siyasetçiler, sözü edilen çeşitli faaliyetler için izin (ruhsat) vermeleri selin afete dönüşmesine sebep olur.
Toprak Özellikleri
Gözenekliliği fazla, organik madde bakımından zengin toprakların sızdırma ve bünyesinde tutma kapasitesi yüksektir. Organik madde bakımından zengin toprak, yağan yağmurun hemen yüzeysel akışa geçmesini engeller. Sünger gibi suyu emer, bünyesinde toplar. Sızma, toprak doygun hale gelene kadar devam eder. Toprağın sızdırma kapasitesi üzerindeki bitki örtüsünün varlığına bağlı olduğu gibi üzerinde yetiştirilen bitkilerde hangi üretim metodunun kullanıldığı ile de doğrudan ilgilidir. Bitki ve ormanla kaplı alanlar sel oluşmasını azaltır. Endüstriyel üretim modeli ile yapılan tarımsal faaliyet toprağın organik maddesini yok eder, yağan yağmurun toprak tarafından depolanma kabiliyetini azaltır, bu da selin artmasına neden olur.
Yağışın yağması güzeldir. Berekettir. Sele dönüşmesi ise mal ve can kaybına neden olacak olan felakettir.
Hükümet, yukarıda sıralanan nedenlerin uzun ve kısa vade önlem planlarını şimdiden yapmalı ve uygulamalı. Halk gibi sadece camdan seyretmesi onu felaketin müsebbibi yapar.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.