Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi, FHKC Genel Sekreter Danışmanı Halid Barakad’ın da katılımıyla İsrail’in Kudüs’teki son saldırılarına ilişkin bir basın toplantısı düzenledi
Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına karşılık hükümeti 29 Kasım Filistin halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü’nde İsrail ile tüm ilişkileri kesmeye çağırdı. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Genel Sekreter Danışmanı Halid Barakad ise, Filistin davası üzerinden siyasi menfaat elde etmeye çalışan ülkelerin olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin de bu ülkeler arasında yer aldığını belirtti
Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi, İsrail işgal güçlerinin Filistin’e yönelik son saldırılarına ilişkin İstanbul TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nda basın toplantısı düzenledi.
İsrail işgal güçlerinin son Kudüs saldırıları sonrası intifada çağrısı yapan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) adına Genel Sekreter Danışmanı Halid Barakad da toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan Barakad, 17 yaşındaki Muhammed Hüseyin Ebu Hudayr isimli Filistinli bir gencin Yahudi yerleşimciler tarafından yakılarak katledilmesinden sonra intifada benzeri bir halk ayaklanması süreci yaşandığını belirterek, “Ayaklanmanın öncülü Filistinli gençler olmakla birlikte Filistin’de öğrenci hareketi bu noktada önemli bir rol üstlenmiş durumda.” dedi.
‘Ayaklanmalara genç kuşak öncülük ediyor’
Kudüs’te yaşayan halkın kendi toplumundan uzaklaştırılması, ekonomik ablukaya alınarak yoksullaştırılmaya çalışıldığını kaydeden Barakad, 1982 yılından bu yana Kudüs’ü işgal etme politikası yürütüldüğüne dikkat çekti. Filistinlilerin işgal politikasını kabul etmemesi ve ayağa kalkmasının çok doğal bir sonuç olduğunu ifade eden Barakad, şu ana kadar süren çatışmalara ise, Oslo Anlaşması (1993) dönemlerinde doğan ve çeşitli politikalarla apolitize edilmek istenen genç kuşağın öncülük ettiğini kaydetti.
Filistinlilerin gerçek bir intifadanın adımlarını attığına dikkat çeken Barakad, “Bu yeni kuşak, aslında bir önceki kuşaktan yeni bir döneme girişi ve yeni bir direnişi sergiliyor.” diye belirtti.
‘Filistin halkına kültürel soykırım uygulanıyor’
İsrail’in Kudüs’teki Filistinlilere kültürel soykırım politikası izlediğini söyleyen Barakad işgalci güçlerin “tecrit politikalarına dikkat çekerek şunları söyledi:
İsrail’in bu tecrit politikasının ana amaçlarından ilki Kudüs’ü bilmeyen bir kuşak yaratmaktır. İkincisi ise Kudüs’te yaşayan Filistin halkının kendi toplumundan uzaklaştırılması, kendi toplumsal süreçlerinden tecrit edilmesi ve ekonomik bağlantılarının kırılması amaçlanıyor. İşgalci, bu şekilde yoksullaştırılan Kudüs halkını göçe zorlamak istiyor.
Ayrıca Batı Şeria’daki Filistinlilerin Kudüs’e girmesinin yasak olduğunu söyleyen Barakad, şunları aktardı: “5 kilometre uzaklıktaki Filistinliler 20 yıldır Kudüs’e giremiyor. İsrail bu politikalarla yeni kuşağın Kudüs’ü görmesini engelliyor ve kültürünü yaşamayan bir kuşak yaratmak istiyorlar.”
‘Türkiye, Filistin davasını kendi menfaati için kullanıyor’
Filistin’de yaşananları Yahudiler ve Müslümanlar arasındaki bir “din savaşı” olarak yansıtıldığını ve bu noktada Filistin davası üzerinden menfaat sağlayan bazı ülkelerin olduğunu belirten Barakad şunları ifade etti:
İsrail’in Filistin içerisindeki çatışmayı bir din çatışması olarak yansıtıyor. Bizler Filistin davasını, Mescid-i Aksa davasını kendi menfaati için kullanmaya çalışan bir dizi güçlerin olduğunun da farkındayız. Bu bölgesel güçler Filistin’deki çatışmayı bir dinsel çatışmaymış gibi göstermeye çalışıyor ve böylelikle Filistin davası üzerinden kâr elde etmeye çalışıyor. Filistin halkına gerçek bir destek sunmak yerine bu davanın destekçisiymiş gibi görünerek kendi menfaatleri için çalışan ülkeler var. Bu ülkeler arasında Türkiye’de bulunuyor.
Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi’nden 29 Kasım çağrısı
Barakad’ın ardından Filistin İçin İsrail’e Boykot Girişimi adına açıklama yapan Ayşe Düzkan, hükümetin İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına karşılık sadece kınama ile yetindiğine dikkat çekerek, “Sözler İsrail’i etkilemez. İsrail’i etkileyecek olan tecrit ve boykot politikasıdır. Oysa tüm göstermelik kınamalara rağmen Türkiye ile İsrail arasındaki askeri anlaşmalar sürüyor.” dedi.
Düzkan, Türkiye’nin, İsrail’in Filistinliler üzerinde deneyip etkinleştirdiği silah sanayinin müşterileri arasında yer aldığını, yine İsrail’in tohum endüstrisinin müşterileri arasında olduğunu, diplomatik ilişkilerini sürdürdüğünü ve açıklamalar ne kadar sert olursa olsun, İsrail’i etkilemediğini söyledi.
İsrail işgal güçlerine direnen Filistin halkına destek olmak adına 29 Kasım’a çağrı yapan Düzkan sözlerini şöyle sonlandırdı:
İsrail’in işgaline ve apartheid rejimine karşı direnen Filistin halkına verebileceğimiz en önemli desteğin dünyanın her yerinde Filistin’le uluslararası dayanışmayı örmek, yani İsrail’in tecrit ve boykot edilmesini sağlamak olacağını biliyor ve 29 Kasım Filistin halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü’nün de, hükümeti İsrail’le tüm ilişkileri kesmeye çağırıyoruz.
Sendika.Org