Kobanê’de son yüzyılların en tarihi direnişi yaşanıyor. Kürt kadınları ve erkekleri kanlarıyla Kürt halkının onurlu direniş ve özgürlük tarihine yeni sayfalar ekliyor. Halkımız, faşist IŞİD çetelerine karşı tüm kadınların ve halkların onur savaşını büyük bir inanç ve kararlılıkla sürdürüyor. Arin Mirkan yoldaş bu onurlu direnişin ve savaşın doruk noktasını ifade ediyor. Arin yoldaş, beş bin […]
Kobanê’de son yüzyılların en tarihi direnişi yaşanıyor. Kürt kadınları ve erkekleri kanlarıyla Kürt halkının onurlu direniş ve özgürlük tarihine yeni sayfalar ekliyor. Halkımız, faşist IŞİD çetelerine karşı tüm kadınların ve halkların onur savaşını büyük bir inanç ve kararlılıkla sürdürüyor. Arin Mirkan yoldaş bu onurlu direnişin ve savaşın doruk noktasını ifade ediyor. Arin yoldaş, beş bin yıllık kirli devlet uygarlığının en vahşi icadı IŞİD çetelerine karşı tüm kadınların ve halkların özgürlük sesi olarak insanlık tarihinde gururla yerini alıyor. Arin yoldaşımızın ortaya koyduğu bu fedai tutum Kobanê’de direnen tüm YPJ ve YPG güçlerinin tutumudur. 23 günlük bu görkemli direnişin adıdır. Arin yoldaşımızın fedai eylemi ile doruklaşan bu direniş ASLA yenilemez. Bu direniş mutlaka zaferi getirecektir.
Arin yoldaş şahsında Tarih Kürt halkına, bulunduğu ve yaşadığı her yerde ayağa kalkmayı ve bu onurlu direnişe tüm gücüyle katılmayı emrediyor. Topyekün direniş çağrısı yapıyor. Halkımız, ARİN’LERLE dile gelen tarihin bu çağrısına çok güçlü bir biçimde cevap vermelidir.
AKP, sınır hattını ve Suruç’u boşaltmaya çalışıyor. IŞİD’e alan açıyor, Kobanê direnişini kırmaya ve Kobanê’yi boğmaya çalışıyor. Amacı Kobanê’yi de içine alacak biçimde bir tampon bölge oluşturmaktır. Halkımız bu kirli oyuna asla gelmemelidir. Bedeli ne olursa olsun sınırı terk etmemelidir. Köylerinden çıkmamalıdır. Suruç’u boşaltmamalıdır. AKP ve IŞİD’in bu kirli komplosunu boşa çıkarmalıdır. Tek bir IŞİD çetesinin sınırdan geçişine izin vermemelidir. Çeteleri gördüğü yerde yaşatmamalıdır. Buna göz yumanlara karşı ise en sert biçimde karşılık vermelidir.
IŞİD’i besleyen, büyüten ve her türlü imkanını seferber ederek IŞİD’i destekleyen zihniyet, IŞİD’ten daha tehlikeli bir zihniyettir. IŞİD bu zihniyetin ürünü ve savaş aracıdır. IŞİD’i ortaya çıkaran ve Kürtlere karşı bu kadar vahşice ve alçakça kullanan güçler en azılı Kürt düşmanlarıdır. İnsanlık düşmanlarıdır. Dolayısıyla IŞİD’e ve IŞİD’i yaratan güçlere karşı topyekün bir mücadele bir insanlık görevidir. Ve insan olmanın gereğidir.
IŞİD’in yaratılmasında ve güçlendirilmesinde birçok gücün parmağı olsa da AKP bu güçlerin başını çekmektedir. AKP’nin Meclis’ten geçirdiği sınır ötesi operasyon teskeresi, bir bakıma IŞİD’e daha fazla alan açma ve IŞİD ile kurduğu ittifakı tampon bölge ile daha fazla sağlamlaştırma amaçlıdır. Tezkerenin bir de böyle bir anlamı vardır. AKP zaten iki yılı aşkın bir zamandır Rojava’da, 2007’den bu yana da Güney Kürdistan’da ve Irak’ta sınır ötesi operasyon yapıyor. Rojava’da Kürtlere karşı savaştırılan El Nusra AKP’nin sınır ötesi operasyon gücüydü. Ardından güçlendirilerek devreye konulan IŞİD çetesi, bu operasyonu en profesyonel biçimde yürüten güçlerden biridir. Bu noktadan bakarsak sınır ötesi operasyon tezkeresi, AKP ile IŞİD’in ittifakına ve ortaklığına resmiyet kazandıran bir belge niteliği taşıyor. Tampon bölge planına meşru zemin hazırlıyor.
Milliyetçilik ve devletçilik ile zehirlenmiş Türk devlet aklı ne yazık ki bir metre ötesini görecek ufuktan yoksundur. Bu açıdan IŞİD faşizminden medet umuyor. IŞİD eliyle Kürtleri ezebileceğini ve teslim alabileceğini düşünüyor. AKP, Kobanê’de yaşanacak bir katliamın Türk devletinin parçalanması ve dağılması anlamına geleceğini ne yazık ki idrak edemiyor. Bunu kendi varlığının bitişi olarak göremiyor. AKP’nin bu kör zihniyeti ve Kürt düşmanlığı ne yazık ki Türkiye’yi onlarca yıla daha mal olacak derin bir savaşa sürüklüyor. Kürtler ise bu felaket gidişatı görüyor ve sorumlu yaklaşarak günlerdir sürekli olarak AKP’ye çağrılar yapıyor ve Rojava politikasını değiştirmesi uyarısında bulunuyor. Fakat maalesef ruhu ve aklı milliyetçilik ve mezhepçilikle zehirlenmiş AKP bu uyarılara kulak asmıyor. Kobanê’de IŞİD ile birlikte katliam yapıyor.
Kürtler AKP ve IŞİD ortaklığında geliştirilen Kobanê saldırılarına Bakure Kürdistan ve Türkiye’de Kobanê halkının tutumu ile cevap vermelidir. Uluslararası komplonun bir devamı olan bu iğrenç saldırılara karşı Bakure Kurdistan ve Türkiye başta olmak üzere her yerde en radikal tutum geliştirilmelidir. Halkımız her yerde direnişe kalkmalıdır. Şu anda katliam tehdidi altında olan sadece Kobanê değildir, tüm Kürdistan’dır. Halkımız Rojava’da olduğu gibi devrimci halk savaşını Bakure Kurdistan’ın ve Türkiye’nin her yerine yaymalıdır.
Artık Kürtler açısından devlet ile IŞİD’in, AKP ile IŞİD’in fazla bir farkı kalmamıştır. Bu durum doğal olarak Bakure Kurdistan’ı Rojavalaştıracaktır. AKP IŞİD ittifakı ve bu ittifakın dayandığı soykırım siyaseti Bakure Kurdistan’ın Rojavalaşmasını zorunlu hale getirmiştir.
Rojava’yı Bakur’daki çözüm sürecinden ayrı ele almak tek kelime ile gaflettir ve kepazeliktir. Rojava, Bakure Kürdistan’daki çözüm sürecinin bir parçası değil, tam kendisidir. Türk devleti Rojava Devrimi’ni tanıdığı, kabul ettiği ve Kürtlerin kazanımlarına saygı gösterdiği oranda Bakure Kurdistan’da çözüm süreci gelişebilir. Rojava’yı ve Rojava’daki özerk sistemi tanımayan bir devlet, Bakure Kürdistan’da demokratik çözümü de geliştiremez.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.