Bizim yörede Yahudiler kastedilerek ‘Cuhud yoksullaşınca eski defterleri karıştırır’ diye bir halk deyimi var. Aslında bu halk deyimi baştan sona kadar kendi örgütlemesi olan IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarından sonra başvurduğu yollar, yöntemler konusunda Erdoğan ile Davutoğlu’nu çok iyi anlatıyor. IŞİD verdiği destek belgelerle kanıtlanıp, Kobanê üzerine yaptığı planlar tek tek açığa çıktıktan sonra akşam söylediğini […]
Bizim yörede Yahudiler kastedilerek ‘Cuhud yoksullaşınca eski defterleri karıştırır’ diye bir halk deyimi var. Aslında bu halk deyimi baştan sona kadar kendi örgütlemesi olan IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarından sonra başvurduğu yollar, yöntemler konusunda Erdoğan ile Davutoğlu’nu çok iyi anlatıyor.
IŞİD verdiği destek belgelerle kanıtlanıp, Kobanê üzerine yaptığı planlar tek tek açığa çıktıktan sonra akşam söylediğini sabah inkar etti. Ya da akşam söylediğinin tersini sabah söyledi. Öyle ki Türkiye kamuoyu da artık acaba ne diyecek diye merak etmeye başladı. Elbette bu durum aynı zamanda ruh halini de gösteriyor.
En son olarak Rojava Halk Meclisi ile ENKS Hewler’de toplantı halindeyken aralarında bir birliğe gitmemeleri için yeni bir hamle yapmak istedi. Uluslararası alandan ve güçlerden gelen insani koridor baskılarını bertaraf etmek ve Kürtleri yeniden birbirine düşürmek için ‘Peşmerge, Kobanê’ye gidecekse koridor açarız’ açıklamasında bulundu. Hesap şuydu; Nasıl olsa Rojava yönetimi ve peşmergenin gidişine izin vermeyecek, bakın gördüğünüz gibi bunlar Kürtlerin gidişini dahi kabul etmiyor gibi çirkin ve kirli siyasetini sürdürmeye devam edecek şeklindeydi. peşmergelerin silah ve mühimmatlarıyla gidişleri kabul edilince bu kez birinci önceliğimiz ÖSO, ikincisi peşmergedir dedi. Ve şu ana kadar da peşmergenin geçişine izin verilmiş değil.
Peki Erdoğan’ın ÖSO dediği kimdir diye bakmak lazım o zaman.
Devrim gerçekleştikten yaklaşık iki ay sonra Rojava yönelik ilk saldırı Afrin’in Şera Nahiyesine bağlı Êzidî Qestel Cindo köyüne yönelik gerçekleşti. Saldırıyı gerçekleştiren Asifet Şimal adında Türkmen Ömer Dadiği komutasındaki gruptu. Bu grup Türkiye tarafından Azaz’da kurdurulan bir gruptur.
2012 yılında Urfa’da ÖSO toplantısı olarak gerçekleştirilen toplantıdan kısa süre sonra Türkiye’nin Beggara Aşireti Reisi Beşir El Navaf’ın bazı grupları Rojava’ya saldırtmak için yaklaşık 200 milyon dolar para verdiği Serêkaniyê saldırılarından sonra ortaya çıktı.
2013 yılı Mayıs ayında Afrin’e yönelik başlayan saldırılardan kısa süre sonra başında A. Cabbar Egidi’nin olduğu 70 ÖSO yöneticisine toplantı yaptırıp Tel Aran ve Tel Hasıl’daki katliamın gerçekleştirildiği açık bir şekilde ortaya çıktı.
Bu katliamdan kısa süre sonra yani Ekim 2012’de Qestel Cindo köyüne saldıran Asifet Şimal Grubu’na IŞİD saldırdı. Asifet Şimal’ın yaklaşık 100 silahlı savaşçısı canlarını kurtarmak için bir yıl önce saldırdıkları Qestel Cindo köyünün tepesindeki YPG güçlerine sığındı. Asifet Şimal’ın savaşçıları yaklaşık yirmi gün kadar YPG güçlerinin yanında kaldıktan sonra Komutanları Ali Sıco ‘savaşçılarım daha fazla dayanamıyorlar, Türkiye’ye geçeceğiz’ dedi ve çekip gittiler. Bir gün sonra Genelkurmay Başkanlığı 85 kişinin kendilerine ulaştığı yönünde açıklama yaptı. Üç ay sonra IŞİD Azaz’dan Cephet El Ekrat ve içeride kalan bazı gruplar tarafından çıkarılınca Asifet Şimal grubunun bazı savaşçıları geri döndü. Döndükten kısa süre sonra komutanları Ali Sico -Bu İsmi Erdoğan, onun özel savaş uzmanları çok iyi tanıyor-YPG komutanlarıyla görüşmeye geldi. Görüşmede ‘Qestel Cindo tepesini birlikte tutalım’ dedi. YPG komutanları neden bu kadar tepede ısrar ediyorsun, biz tutuyoruz ve herhangi bir durumda daha önce geldiğiniz gibi yine çok rahat bir şekilde gelebilirsiniz dedi. Ali Sico aslında benim bir şey istediğim yok, Türkler illaki siz o tepede olacaksınız dedikleri için söylüyoruz diye samimi bir itirafta bulundu. YPG sorumluları o zaman kusura bakmayın tepeyi yine biz tutacağız, sıkıştığınızda gelirsiniz dediler. Bu görüşmeden üç gün geçmeden sınır karakollarının komutanları Kilis köylerinden Ergikanı, Karnebiyê köylerinin muhtarları aracılığıyla o YPG’liler o tepeyi bırakmasalar vururuz diye tehdit gönderdiler. YPG güçleri tehditlere aldırmadı Türkiye tepeleri vurmayı göze alamadı, ama o tarihten şimdiye kadar o sınırdan ihtiyaçlarını karşılamak için geçmek isteyen 11 kişiyi vurarak katletti.
Erdoğan’ın ÖSO derken aslında yanında palazlandırdığı, örgütlediği ve emir eri olarak kullandığı bazı gruplardan başka bir şey olmadığı açık. Kaldı ki o grupların dahi bugün gidip Kobanê’de savaşacak savaşçılarının olmadığı çok iyi biliniyor. O halde Erdoğan’ın ÖSO derken aslında Özel Tim elemanlarından oluşan jitem elemanlarını göndermek istediği açık. Kobanê’de ÖSO ile birlikte yaklaşık iki yıldır savaşan ÖSO grupları var. Ve o gruplar hiçbir zaman Kobanê’yi terk etmedi. Geçtiğimiz günlerde Urfa’ya giden Suwar Rakka grubunun lideri Ebu İsa’nın IŞİD tarafından kaçırılmak istenmesi de Erdoğan’ın hangi ÖSO derken hangi güç ve grupları kastettiği artık herkes tarafından çok iyi biliniyor. O yüzden istediği kadar eski defterleri karıştırsın. Direnişi ile onun tüm kirli plan ve oyunları açığa çıkaran Kobanê onun bu oyun, plan, entrika ve kirli siyasetini de boşa çıkaracak…