Radikal’de Fehim Taştekin’e konuşan Cemil Bayık Kobane düşer ve Türkiye tampon bölge oluşturursa barış sürecinin biteceğini ve savaşın başlayacağını söyledi
Radikal’den Fehim Taştekin’e konuşan Cemil Bayık, Kobane düşer ve Türkiye tampon bölge oluşturursa barış sürecinin biteceğini ve savaşın başlayacağını söyledi
Fehim Taştekin Radikal’de bugün yayımlanan yazısında Kobani Kantonu’na yönelik saldırıların 3. gününde henüz Musul Konsolosluğu’nda rehin alınan Türklerin bırakılmasından birkaç saat önce konuştuğu Cemil Bayık’ın barış sürecinin kaderini Kobani’ye bağladığını ifade etti. Taştekin’le konuşan Bayık Türkiye’nin Rojava’da Kürtlerin kazanımlarını tasfiye etmek için IŞİD’le ittifak kurduğunu söyledi.
Bayık; Kobane düşer ve Türkiye tampon bölge oluşturursa barış sürecinin biteceğini ve savaşın başlayacağını belirtti. “Kobani’de IŞİD’a destek veren Türkiye’nin kuzeyde çözüm sürecini yürütemeyeceği açıktır” dedi. ‘Her şey bu kadar net mi?’ sorusuna ise şöyle yanıt verdi “Kobani denek taşıdır. Türkiye Rojava’daki Kürtlerin statüsünü ortadan kaldırarak kuzeyde çözüm geliştiremez.”
Tampon bölge oluşturulursa savaş başlar
Bayık, tampon bölgenin oluşturulması durumuda ne yaparsınız sorusuna ise; “Süreç biter. Ve savaş başlar. Çünkü tampon bölge bize yöneliktir. Rojava’nın kazanımlarını ortadan kaldıran bir güçle çözüm sürecini geliştiremeyiz, halkımıza ihanet etmiş oluruz” sözleri ile yanıt verdi
Yol haritası yok, amaç seçim kazanmak
Bayık AKP’yi oyalama taktiği gütmekle suçlayıp “Ortada yol haritası diye bir şey yok” dedi ve “Süreç çökerse sizin yol haritanız nedir?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Sorunu demokratik siyaset yoluyla çözmek istedik. Karşılığını göremedik. Önderliğimiz hep tehdit edildi, şantajlar yapıldı, sürecin içi boşaltılmak istendi. Amaçlarıyerel seçimleri, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmaktı. Şimdi de amaç 2015 parlamento seçimlerini kazanmak. Bunun için kimsenin bilmediği yol haritalarındanbahsediyorlar. Eylül sonuna kadar kendilerine süre tanıdık. Daha önce diyorlardı ki önümüzde engeller var, tamamen hakim değiliz. Artık engellerden bahsedemezler. Cumhurbaşkanı, hükümet, parlamento, MİT, ordu kendilerinin denetiminde. Artık AKP bir hükümet değil devlettir. Bütün kurumlar AKP’ninkontrolünde. Geçmişte tahammül ettiysek bir nedeni buydu. Artık bahaneleri kalmadı. Onun için dedik ki seçimden sonra bir ay süre tanıyoruz. Cumhurbaşkanı seçildi, hükümet kuruldu. Müzakereye geçilmezse artık bu tarzda bu süreci yürütmeyeceğiz. Tutumumuzu geliştireceğiz. Bu sivil itaatsizlik biçiminde olabilir, gerilla biçiminde de olabilir. Bu tamamen hükümete kalmış bir durum.”
‘Hedef tüm Ortadoğu’nun özgürleşmesi’
Bayık, Taştekin’in “Kuzeyde barışçıl çözüm ararken güneyde askerileşme artıyor. Bu iki farklı yönelimi nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi; “PKK kuzeye yaklaştığı gibi diğer parçalara yaklaşmıyor. PKK milliyetçi bir hareket değil. Devlet peşinde koşan bir hareket değil. Kürtleri diğer halklardan koparmaya çalışan, ulus devleti amaçlayan bir hareket değil. Demokratik toplumu esas alan, halkların kardeşliğini, halkların kendi kültür ve dilleriyle özgürce örgütlemelerini isteyen bir hareket. Belki PKK kuruluşunda devleti amaçlıyordu. O zamanki sosyalizmin paradigması buydu. O paradigma iflas etti. O yüzden demokratik konfederalizmi, Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünü, demokratik bir toplumu hedefliyor” dedi. Peki giderek askeri kapasitenin artması bu konsepte nereye oturuyor? Bayık’ın yanıtı “Bunu savunma konsepti içerisinde görüyoruz. Çünkü Kürdistan’da halklara, dinlere ve mezheplere saldırı var” oldu.
‘Güneyde geniş bir şeritte konuşlanması PKK’ye siyaseten yeni bir alan yaratır mı?’ sorusuna verilen cevap ise “Bir kere Şengal saldırısından sonra güneydeki durum değişmiştir. Güneydeki siyasetin artık kendisini değiştirmesi gerekir. Toplum var olan siyaseti benimsediğini ortaya koydu…Biz geldik çünkü Güney Kürdistan’ın kazanımları tehlikeye giriyordu. Buraları kendi kontrolümüz altına almak için gelmedik. Halkın ve partilerin istemi oldu. Bu tehlike devam ettiği sürece güneyde direnmek isteyen herkesle birlikte direneceğiz” oldu.
Ortak eylem yapanlar, silahı da cephaneyi de paylaşır
YPG’nin Özgür Suriye Ordusu ile ortak operasyon odası kurması üzerine tartışılan Suriye’de bu oda üzerinden YPG’ye silah verme, Irak’ta ise peşmergenin silah paylaşımı yoluyla PKK’ye silah verme ihtimali üzerine ise Bayık “KDP’nin, KYB’nin aldığı silahları bize vermesi söz konusu değil. Ama ortak eylem yapanlar cephaneyi de silahı da paylaşır” dedi.
Kandil boşalır mı?
Barış süreci başarıya ulaşsa da gerek stratejik önemi gerek Ortadoğu’daki yeni gelişmeleri dikkate alarak Kandil’in boşaltılma ihtimalini soran Taştekin’i Bayık şöyle yanıtladı; “Evrenselliği esas alan bir örgütüz. Sadece bir Kürt hareketi değiliz. Ortadoğu halklarının demokrasi ve özgürlük sorunlarını çözmek istiyoruz. Ta ilk çıkışta Türkiye’de devrim olmadıkça Kürdistan’da olmaz dedik. Onun için hep ittifaklar aradık.
Sendika.Org