Ayşenur İslam’ı protesto ettikleri için gözaltına alınan Kocaeli Kadın Platformu bileşenleri: ‘Kadın cinayetlerine karşı kadın dayanışmasını büyütüyoruz. Faillerin peşini bırakmayacağız’
Ayşenur İslam’ı protesto ettikleri için gözaltına alınan Kocaeli Kadın Platformu bileşenleri: ‘Kadın cinayetlerine karşı kadın dayanışmasını büyütüyoruz. Faillerin peşini bırakmayacağız’
Kocaeli’nde kadına yönelik şiddetle ve kadın cinayetlerine karşı mücadele eden Kocaeli Kadın Platformu iki yıldır tüm kadın davalarına müdahil oluyor, nerede şiddete uğrayan bir kadın varsa dayanışmayı büyütmek için yanına gidiyor. Platform bileşenleri bugün (11 Eylül) şehirlerine gelen Ail eve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ı protesto ettikleri için gözaltına alındı. Bu vesileyle biz de onlarla yaptığımız ve mücadele deneyimleri üzerine sohbet ettiğimiz röportajı yayımlıyoruz.
Kadına yönelik şiddetin en çok yaşandığı kentlerden biri de Kocaeli. 13 belediyesinden 13’ü de AKP’li olan Kocaeli, AKP iktidarının kadın düşmanı politikalarının en hızlı hayata geçirildiği ve bununla doğru orantılı olarak kadına yönelik şiddetin de en hızlı arttığı bir kent. Valisi, belediye başkanları, polisleri ve hakimlerine kadar kentin tüm idari kadroları, kent yaşamının ve içerisinde yaşayanların muhafazakarlaşmasına yönelik politikaların, yargı kararlarının savunucusu halinde. Örneğin, Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu Karamürsel’deki sahile kadın ve erkeğin ayrı alanlarda denize girmesi gerektiğini söyleyerek demir paravan yaptırdı. Bunun üzerine paravan ilçede oturanlar tarafından yıkılarak uygulama sonlandırıldı.
Kentin ve ülkenin hemen hemen her sokağında cinsel istismardan şiddete, cinayete birçok olay yaşanırken yaşanan tüm olaylar her seferinde iktidar tarafından meşrulaştırılıyor, kadın düşmanı söylemlerle kadın cinayetlerinin önü açılıyor. Mahkemelerin verdiği ‘haksız tahrik indirimi’ kararlarıyla kadın düşmanları adeta ödüllendiriliyor. Devlet, kadına yönelik şiddeti, tecavüzü önleyici adımlar atmak bir yana koruma altındaki kız çocukları dahi tecavüze uğruyor. Gölcük’te 13 yaşında 29 kişi tarafından tecavüze uğrayan Ö.Y koruma altında bir kez daha tecavüze uğramıştı.
Bu kadar şiddet olaylarının yaşandığı, her şiddet davasının cezasızlıkla sonuçlandığı, tecavüze uğrayan kız çocuklarının suçlu bulunduğu, karakola sığınan kadınların evlerine geri gönderilip ölüme mahkum edildiği, AKP iktidarının gerici-muhafazakar politikalarının harfiyen uygulandığı Kocaeli’nde kadınların yaşama hakkı her geçen gün gasp ediliyor. Kocaeli Kadın Platformu da işte tüm bunlarla ortak mücadele hattını örmek için kuruldu. İçerisinde sendikaların, kadın örgütlerinin, siyasi partilerin, Alevi derneklerinin, baro kadın komisyonunun, sosyal hizmet çalışanlarının bulunduğu platform birçok kurum ve kişiyle birlikte öncelikle şiddete, tecavüze maruz kalan kadınlara, hukuki ve psikolojik desteğin sağlandığı, yaşanan olayın teşhir edildiği, davaların takip edildiği, şiddet sonrası rehabilitasyon dönemini de içeren bir süreci örgütlüyor.
Son iki yıldır birçok olaya şahitlik eden platform, birçok kadın davasının açılmasını sağladı. Açılan davalarda adliye önlerinde yaptıkları eylemlerle davaya müdahil olup kadın düşmanı mekanları ve erkekleri teşhir etti.
Platform başlangıçta sadece kentin yerel basınından öğrenilen olaylara müdahil olurken, bugün şiddete karşı mücadelede kurumsallaşarak birçok kadının başvurduğu bir yer haline geldi. Kadın hareketi şu süreçte şiddet vakaları gerçekleşmeden müdahale edebilmenin araçlarını tartışsa da var olan davaların takibi ve faillerin cezalandırılması da mücadele araçlarından biri halinde. Kadınlar ilk olarak platforma başvuruyor. Dava süreçlerinin takip edilmesini, tecavüzcünün, şiddet uygulayan kocanın en ağır cezayı almalarını istiyorlar. Adliye önlerinde gerçekleştirilen eylemlerin mahkemeyi etkilediğini düşünüyorlar ve her mahkeme öncesinde ‘Geleceksiniz değil mi?’ diye platformu aramaktan vazgeçmiyorlar.
Şiddet gören kadınlar uğradıkları fiziksel şiddetin yanı sıra psikolojik olarak da şiddet görüyorlar. Kocasından boşanmak isteyen kadına ailesi, akrabaları tarafından boşanmaması için psikolojik şiddet uygulanıyor. Ailenin şiddetinden platform da payına düşeni alıyor. Kadınları bu baskıya karşı dayanışma ile korumaya çalışan platform bileşenleri çoğu zaman ailelerin baskısı ve tehdidine maruz kalıyor.
Kocaeli Kadın Platformu’nun bileşenlerinden Eğitim-Sen’in kadın sekreteri Çağla Aslan ve Kadın Emeği Kolektifi’nden Gizem Güzel ile platformun kuruluşu, davalara nasıl müdahil oldukları ve mücadele ederken karşılarına çıkan zorluklar hakkında sohbet ettik.
Kocaeli Kadın Platformu’na gelen şiddet vakalarına nasıl müdahil oluyorsunuz?
Çağla: Kocaeli Kadın Platformu olarak farklı kurum ve kuruluşlardan oluşan kadınlar vasıtası ile ilimizde, ülke genelinde kadına yönelik her türlü taciz, tecavüz, şiddet, cinayet vakalarını takip ediyor ve bir araya gelerek acil önlem ve çözüm yollarını tartışıyoruz.
Gizem: Herhangi bir şiddet vakası öğrendiğimizde şiddet gören kadınla iletişim kurmaya çalışıyoruz. Şiddet, taciz, tecavüz olaylarında hukuki süreçler için avukat desteğinde ve psikolojik tedavi için yönlendirmelerde bulunuyoruz. Davaların görünür olması için yerel basın araçlarını ve sokağı kullanarak farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.
Mücadele ederken ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Çağla: Hükümet, polis ve yargının muhafazakar, gerici, kadın düşmanı söylemleri, kararları ve eylemleri karşımıza en çok çıkan engel.
Gizem: Tabii şiddet gören kadının ailesinden, şiddeti uygulayan erkeğin ailesinden veya kendisinden tehditler aldığımız, hatta saldırıya uğradığımız oluyor. Örneğin; bir kafede çalışan genç bir kadına kafe sahibinin şiddet uyguladığını öğrenip, olay yerine giden bir arkadaşımızı, kafe sahibi tehdit edip üstüne yürüdü. Ö.Y’nin tecavüz davasında bir arkadaşımıza sanık yakınlarından bir kadın vurmuştu. Kocası tarafından bıçaklanan Elveda’nın boşanma davası sürecinde de aileden ciddi tehditler almıştık.
Uzun zamandır kentte yürüttüğünüz şiddetle mücadele kentte bir kadın dayanışması yarattı mı?
Çağla: Yaptığımız çalışmaların kentimizdeki kadınlarında erkeklerden bağımsız bir birey olduklarını kavrama, kendi haklarını savunma konusunda güç kazanma sonucunu doğurduğunu düşünüyoruz. Kadın dayanışması, boyun eğmeme her tür baskı ve işkenceye direnme eğilimini güçlendiriyor.
Gizem: Özellikle son yıllarda Kocaeli’de yaşanan şiddet, taciz, tecavüz olaylarında şehirde farkındalık yaratma hatta karar süreçlerinde erkekten yana olan yargı üzerinde bile basınç uygulama konusunda Kocaeli Kadın Platformu olarak çok fazla yol kat ettik. Özellikle Gölcük’te tecavüze uğrayan Ö.Y’nin her duruşmasında adliye önünde olmamız ve sürekli karara ilişkin haksız tahrik indirimlerine karşı söylemlerimiz ile davanın üstü örtülemedi ve her sanık ceza aldı. Cezalar tatmin edici olmasa da şehirde kadına yönelik şiddete, tacize, tecavüze karşı kadınların mücadelesinin süreceğini ve takipçisi olacağımızı duyurmuş olduk. Hatta Ö.Y’nin davası sürecinde istismara uğrayan başka bir kız çocuğu ve annesi platforma ulaşıp bizden destek istedi. Şimdi hala o davanın takipçiliğini yapıp taciz tecavüzcülerin yargılanması için mücadele ediyoruz.
Müdahil olduğunuz şiddet, taciz ve tecavüz vakalarından bir kaçını anlatabilir misiniz?
Çağla: Platform olarak Ö.Y’nin davasını takip ettik. Karar 15 Nisan’da çıktı. 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karara bağlandı. Basına kapalı davanın son celsesi tam 3 saat sürdü. Sanıklardan U.N.K.’ya farklı suçlamalarla toplam 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme heyeti, tutuksuz olarak yargılanan sanıklardan İ.K., E.D., S.A., Ş.T.’yi ise 10’ar yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Tutuklu sanıklardan U.A. 9 yıl 9 ay 15 gün, C.B. ve F.V.B. ise toplam 9 yıl 2 ay hapis cezası aldı. C.O. da 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ülke genelinde yükseltilen “Kadın katliamı var, meclis olağanüstü toplansın” talebiyle yapılan eş zamanlı eylemler kapsamında biz de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı önündeydik. Bunların haricinde ilimizdeki kadınlara yönelik her türlü taciz, şiddet, mobbing vakalarını takip ediyor veya eylem ya da basın toplantısı yaparak müdahil oluyoruz. Kocaelili kadınlar olarak birbirimizi hiç yalnız bırakmıyoruz.
Gizem: Derbent’te oturan Aysel kocasından şiddet görmüş ve kocası bıçağa yöneldiği sırada balkondan atlayıp hastaneye kaldırılmıştı. Kadın daha öncede kocasından şiddet görmüş karakola gitmiş ama polisler eve geri gönderip hiçbir işlem yapmamış. Hastaneden çıkarılırken birlikte karakola gidip ifade verdikten sonra sığınma evine yerleştirilmesini sağladık. Bütün ailesi hastanede şikayetçi olmaması için psikolojik baskı yaparken bizim koşulsuz ona destek olmamız ona güven vermişti. Sonunda bir kadın daha erkekler tarafından öldürülmeden engel olabilmiştik. Sevgi Zağlı İzmit’in merkezinde sokak ortasında bıçak darbeleriyle öldürüldüğünde tesadüfen oradan geçen bir arkadaşın şahit olması ile olaya müdahil olmuştuk. Sevgi daha gencecik hayat dolu bir kadınken erkek şiddeti onu aramızdan almıştı. Şimdi onun gibi gülümsemesi umut veren kızı ile Sevgi’nin hesabını sormak için omuz omuza verdik. Elveda ise her gün ölüm korkusu ile yaşadığı evde artık erkek şiddetinden uzakta çocukları ile birlikte yaşıyor.
Son olarak…
Çağla: Bizler platform olarak kadına yönelik her türlü haksızlıkta hızlı bir haberleşme ağı ile toplanıp basın yolu ile kamuoyunu bilgilendirerek bu tür olayların meşrulaştırılmayıp bir daha gerçekleşmemesi umudu ile kalıcı önlemler alınması için birlikte çalışmalar yürütüyoruz.
Gizem: Türkiye’de şiddetin tacizin, tecavüzün en çok yaşandığı şehirlerden birinde sınırlı kadınla çalışma yürütüyoruz. Avukat, psikolog vb. konularda çok sınırlı sayıda gönüllü kişi ile müdahale etmeye çalışıyoruz. Kocaeli‘nde yeterli sayıda sığınma evi yok. Kadına yönelik şiddet taciz, tecavüzde ile ilgili hiçbir önlem alınmıyor. Polisler şiddet gören kadınları evlerine gönderiyor, koruma talep kadınlara koruma verilmiyor, hakimler erkekten yana karar veriyor, kentin her yerinde bir kadın öldürülüyor ve biz bu zorluklar içerisinde kadın mücadelesi yürütmeye çalışıyoruz. Ama umudumuzu, inancımızı ve öfkemizi hiçbir şekilde yitirmeyeceğiz.
Sendika.Org