Aradan geçen 2 sene… Afyon’da 5 Eylül 2012 tarihinde 25 asker Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na bağlı Mühimmat Depo Komutanlığı cephaneliğinde meydana gelen patlama sonucu hayatını kaybetmişti. Ölümcül ihmaller zinciri nelerdi hatırlayalım. 1- İki gün boyunca aynı personeller çalıştırılıyor, aşırı yorgunluktan kaynaklanan dikkatsizlik faciaya davetiye çıkarıyordu. Taşıtılan mühimmatlar 25-40 kg aralığındaydı. 2- Kasım ayında denetleme olacağı […]
Aradan geçen 2 sene… Afyon’da 5 Eylül 2012 tarihinde 25 asker Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na bağlı Mühimmat Depo Komutanlığı cephaneliğinde meydana gelen patlama sonucu hayatını kaybetmişti. Ölümcül ihmaller zinciri nelerdi hatırlayalım.
1- İki gün boyunca aynı personeller çalıştırılıyor, aşırı yorgunluktan kaynaklanan dikkatsizlik faciaya davetiye çıkarıyordu. Taşıtılan mühimmatlar 25-40 kg aralığındaydı.
2- Kasım ayında denetleme olacağı için,işlerin bitmesi şart koşuluyor ve personel yeterince dinlenemiyordu.
3- Sandıklar istiflenirken 6-8 sırada bir ızgara konmalıydı konmadı. Sandık istifleri tavana 50 santimetre kadar yükseldi.
4- Personel ise iş bir an önce bitsin diye aceleci davranmıştı.
5- Gece koşullarında çalışılmasına rağmen yeterli aydınlatma yoktu.
6- Yoğun ve yorucu iş temposu koşulunda, personel işin tehlike ve hassasiyetini unutmuştu.
7- Binbaşı denetlemeye yetişmesi için personele fiziksel ve psikolojik baskı yaptı.
8- Birliğe yeni katılmış, oryantasyon eğitimleri dahi yapılmamış, mühimmat eğitimi almamış erbaşlar görevlendirilmişti. Personel eğitimsizdi.
9- İstif çalışması yapılmadı ve önergelere uyulmadı.
Görgü tanıklarının ifadeleri:
– Başçavuşun sigara içtiği;
– 4 kişinin kaldırırken zorlandığı mühimmat sandığının kamyon kasasına çarparak ters düştüğü, etrafa bombalar saçıldığı, bombaların fünyesinin takılı olmadığı halde bir şey olmadığı;
– El bombası tasnifi ve depodaki faaliyetlerine ilişkin patlama öncesinde herhangi bir güvenlik ve benzeri konularda emir ve talimat verilmediği, kimilerinin bombayı eline aldığının görüldüğü ve personel sayısının yeterli görüldüğü;
– İstifleme işleminde “tokmakla vur düzelir” dendiği;
– Kasaların bazılarının altlarının kırık olduğu…
şeklindeydi.
Olayda skandallardan biri;nizamiyeye ve güvenlik kulelerine konan güvenlik kameralarının sahte olduğunun ortaya çıkmasıydı.Bir diğeri ise depoda olmayan bir tür plastik patlayıcıya rastlanmasıydı. Dokular gelişi güzel toplanıyor aynı torbaya konuyordu.
Avukat Altan Ulutaş’ın açıklamaları olay bölgesinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına izin verilmediği, greyderler yardımıyla delillerin yok edildiği ve olay yerine bilirkişi yerine polis gönderildiği yönündeydi.
25 askerimizin ölümünden bir kişi bile mi sorumlu değildi? Henüz kimse yargılanmadı. İstifa eden bu faciada da olmadı. Soma’da da olmamıştı. Bu böyleydi ülkede. Asker dokularının üzerine sürülen greyderler yetmiyormuş gibi bir de ailelere mahkemeye hakaretten dava açılıyordu.. Aileler evlatlarının mezarına gittiğinde biliyorlardı ki mezardaki sadece doku parçalarıydı. Tüm bedeniyle bile mezara girmek nasip olamıyordu askere.
Bedelli askerliği isterken parası olmayan insanları da düşünelim. Parası olmayan canıyla bedel ödememeli.. Asker hakları iyileştirilmeli,kırılan insan onuru ve hak ihlalleri düşünülmeli, zorunlu askerliğin profesyonel askerliğe geçişi ise ayrı bir konu. Ana,baba için evladı canı demek. Kolay yetişmiyor bir evlat.
İnsan hakları adına bana her anlamda ışık tutan,duruş katan,haberleri ve kitaplarıyla aydınlatan araştırmacı-gazeteci İsmail Saymaz’a teşekkür eder,”esas duruşta cinayet” kitabını okumadıysanız okumanızı öneririm…
@ZKadioglu
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.