Günlerdir dehşet ve endişe ile IŞİD çetelerinin vahşetini korku filmi izler gibi izliyoruz. Önlerine çıkan her şeyi yok ediyorlar. Yakıyorlar, yıkıyorlar, çocukları erkekleri öldürüyorlar, ciğerlerini söküp köpek gibi dişliyorlar. Kestikleri insan başlarını videolara kaydedip bütün dünyaya adeta meydan okuyorlar. Kadınları aralarında pay ediyorlar, pazar kurup köle olarak satıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin muktedirleri terörist bile diyemiyor. Dışişleri […]
Günlerdir dehşet ve endişe ile IŞİD çetelerinin vahşetini korku filmi izler gibi izliyoruz.
Önlerine çıkan her şeyi yok ediyorlar. Yakıyorlar, yıkıyorlar, çocukları erkekleri öldürüyorlar, ciğerlerini söküp köpek gibi dişliyorlar. Kestikleri insan başlarını videolara kaydedip bütün dünyaya adeta meydan okuyorlar. Kadınları aralarında pay ediyorlar, pazar kurup köle olarak satıyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti’nin muktedirleri terörist bile diyemiyor. Dışişleri Bakanı “Sünniler çok ezildiği için IŞİD öfkeli” diyor. Başbakanın umurunda bile değil. Seçim meydanlarında her gün aynı yalanlarını yinelemekle meşgul. Berkin Elvan’ın cebinde bilyeler var diye terörist ilan eden başbakan annesini alanlarda yuhalatmaktan geri kalmıyor. IŞİD’e silahları siz verdiniz diyenlere hayır diyemiyor. Terörist demeyi bırakın adeta zımnî bir gönül bağını tüm topluma benimsetmeye çalışıyor. Neymiş 49 personelimiz varmış. Rica ederim bırakın, diyor.
Solcu, devrimci gördü mü azgın boğalar gibi saldıran Ülkücü-Milliyetçiler katledilen Türkmenlere bulgur makarna yardımı topluyor. Gitsenize oralara, savaşsanıza Türkmenlerin yanında. Resmi faşistler olmayınca siz de dişi dökülmüş kurtlara mı döndünüz?
Karadeniz’de bir yurttaş Selahattin Demirtaş’ın broşürünü dağıtırken “Vurun bölücü vatan hainine” diye linç etmeye kalkışıyorsunuz. İş Hatay’ın ötesi olunca tıss.
Ankara Gökçek’in olmuş, İstanbul Kadir’in. Her yer parça parça bölünmüş haberiniz yok.
Kimi katlediyor bu caniler?
Kimin kadınını kızını ganimet niyetine bölüşüyorlar, kimlerin çocukları açlıktan ve susuzluktan dağlarda kırılıyor.
Kürtlerin.
Hani bu ülkede bu devlette Kürtler eşit hakka sahiptiler. Öyleyse oradaki Kürtleri korumak bu devletin görevi değimli? Saddam Halepçe’de Kürtlerin üzerine kimyasal gaz bombası atarken de seyretmişti bu Kürtlerin de olan devlet, Süleymaniye’de kurşuna dizerken de.
Biz kendi kaderimizi kendimiz tayin edeceğiz demekte haksızlar mı şimdi?
Okumuşlar, yazmışlar, aydınlar, yarı aydınlar, strateji uzmanları, Ortadoğu bilirkişileri uzun uzun beyin fırtınası yapıp denklem çözmeye kafa yorarken susuzluktan bebekler ölüyor, 8 yaşındaki kız çocuklarının ırzına geçiliyor.
Ölüm korkusuyla on binlerce Kürt sınır kapısında pasaportu yok diye bekletiliyor. Kendi devletleri olsa böyle mi olurdu sanıyorsunuz?
Böyle olmayacağını bal gibi biliyorsunuz.
“Akıllı olmaz da barajı açmazsanız İstanbul’u vururuz” diyen canilerin karşısına kimler dikildi?
Kürtler.
Kürt öz savunma güçleri oradaki insanların imdadına yetişti. IŞİD çetelerini onlar durdurdu. Senin Türkmen eli diye türküsünü çığırdığın Türkmenleri de koruyorlar.
Kürtler bu onurlu duruşlarıyla sadece kendilerini değil bütün bir Ortadoğu halklarını korumaya çalışıyorlar. Yani sizi de.
Kendi kaderini belirlemek ne demekmiş anlaşıldı mı? Bağımsızlık ne demekmiş anlaşıldı mı?
Bugüne kadar nefretle baktığınız Kürtlere şimdi umutla baktığınızı görür gibiyim.
Bir gün gelir de bu canilere karşı HPG ile omuz omuza IŞİD’ e karşı çarpışırsanız şaşmam.
Bu insanlık düşmanı çetelere karşı Ortadoğu halkları birleşe birleşe kazanacaklar. Ama nerde sizde o yürek. Pasaport mu istiyorsunuz. Size geçiş serbest.
Kaldı ki bunda utanılıp sıkılı nacak bir şeyde yok. Özür dilemek de gerekmez. Doğrusu bu.
Biraz genç olsam durmazdım.