Kadınsanız zor bu memlekette yaşamak… Tayt giymişseniz bıçaklanmanız hak görülür yargı tarafından. Her gün öldürülme tehlikesiyle karşı karşıyasınızdır ve büyük ihtimalle katiliniz tahrik indiriminden yararlanır. Gazeteciyseniz Başbakan sizi hedef gösterir, taşeron sağlık işçisiyseniz hamile kalınca işten çıkarılırsınız. Kahkaha atar edepsiz olursunuz, Rojava’da barış için savaşırsanız tecavüze uğrarsınız. Öğrenciyseniz devlet büyükleri istikbalinizi düşünür; evlenmenizi salık verir, […]
Kadınsanız zor bu memlekette yaşamak… Tayt giymişseniz bıçaklanmanız hak görülür yargı tarafından. Her gün öldürülme tehlikesiyle karşı karşıyasınızdır ve büyük ihtimalle katiliniz tahrik indiriminden yararlanır. Gazeteciyseniz Başbakan sizi hedef gösterir, taşeron sağlık işçisiyseniz hamile kalınca işten çıkarılırsınız. Kahkaha atar edepsiz olursunuz, Rojava’da barış için savaşırsanız tecavüze uğrarsınız. Öğrenciyseniz devlet büyükleri istikbalinizi düşünür; evlenmenizi salık verir, fazla seçici olmak iyi değildir kadınsanız. Seçimlerin en çok çalışanı, partilerini, adaylarını iktidara taşıyanısınızdır, çok değerlisinizdir siyasiler için ama cumhurbaşkanı adayı olmanıza razı gelmez kimsenin gönlü. O kadar da değildir.
Velhasıl zor bu memlekette kadın olmak.
Zaten zor olan hayatımız AKP eliyle daha da zorlaştırılıyor. Peki kadınlara şiddetten ve yoksulluktan başka bir şey vaat etmeyen AKP kadınların hayatını iyileştirebilir mi?
Öncelikle AKP’nin kadınlarla kurduğu ilişkiye biraz bakalım.
Siyasal İslam’ı temsil eden tüm iktidarlar da ana siyaset muhafazakarlık üzerinden örgütlenir ve bu yaşam biçiminin en belirleyici hedeflerinden biri kadındır. Dolayısıyla kendi iktidarını var edebilmesi kadını nasıl konumlandırdığıyla ilgilidir.
Siyasal İslam’ı temsil eden partilerde korunmaya muhtaç, zavallı, eğitimsiz, kamuda yer almayan bir kadın imajı daha belirgin olarak yer alırken, AKP’de kadınlar eğitimli, sosyal, girişimci fakat kamuda yer almayan, çalışmaktan ziyade iyi bir anne olarak yüceltilerek topluma dahil ediliyor. Diğer İslamcı iktidarlarda kadın kamusal alanda siyasetten dışlanırken AKP kadınları dışlamak yerine içeriyor, kimliksizleştiriyor. Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde Refah Partisi kadın kollarını kurması ve bizzat eğiticisi olması ve her mitinginde “hanım kardeşler”ini göreve çağırması, partinin kitleyle kurduğu ilişki de lokomotif olarak görmesi bu stratejinin sonucudur. Özetle kadın düşmanı bir partiyi iktidara getirme ve iktidarını sürdürme görevi yine kadınlara ait.
AKP’nin ideal kadın modelinde kadının eğitimli olması tercih sebebidir. Hatta iyi eğitim görmesi önemlidir. Üniversite öğrenimi dışında çeşitli kurslarla da bu eğitimlerini tamamlayabilir. Yaşı geldiğinde evlenmesi ve bir aile kurması önemlidir. Çünkü bu kadın ‘gerçek’ kimliğini aile içinde kazanır. Evinin tacıdır. Çocukları kocası tarafından sevilir sayılır. Aynı şekilde o da çocukları ve kocası için hayatını feda edebilir çünkü zaten bu kadın kocasının ya da ailenin erkeklerinden bağımsız bir hayatı yoktur. Sosyal hayatta elbette bulunur fakat kocasının karısı babasının kızı, ağabeyinin kardeşi olduğu bilinciyle. Genellikle ‘tüketici’ olmakla birlikte ev ekonomisinin yetemediği durumda çalışabilir de. Ailenin ekonomik durumu iyiyse bu -tercihen- eğitimli annenin yeni ve eğitimli nesiller yetiştirmek için evde olması daha önemlidir. Dışarıda iyi bir vizyon çizen bu kadının aile içinde neler yaşadığını ise bilmemize pek gerek yok. O eğitimli iyi anne kocasından dayak yiyebilir, cinsel şiddete uğrayabilir, yaşamak istediği hayattan koparılmış olabilir. Ama bunu bilmemize gerek yok. Bu saygıdeğer, eğitimli ve iyi anne partisini iktidara taşımak görevini yerine getirdiği sürece bunlar üzerinden atlanabilecek konulardır ve bilmemize gerek yoktur. AKP’li kadınlar için çizilen bu çerçeve AKP düşmanı bazı kesimlere de tanıdık gelmiştir belki, onlar da üzerine düşeni alabilir.
Siyasal İslam’ı temsil eden tüm iktidarlar varlığını kadınlar üzerinden kurar. Kadının özgür olduğu bir ülkede gerici bir iktidar kurulamaz. Bu yüzden yükselen kadın düşmanlığı artan kadın cinayetleri tesadüf değil. AKP kendi iktidarını kurumsallaştırma yolunda adımlar atarken kadın düşmanı söylemlerini artırarak kitlesini kemikleştiriyor. Muhalefet de kadınlar için özgür bir hayat yaratmaya çalışmak yerine gericiliğin iktidar olmanın tek koşulu olduğu kabulüyle hareket ediyor. Halkı başka bir yerden gericileştiriyor. Her iki siyaset açısından da kadınlara özgürlük vaat etmeyen fikirleri kadınlar tüm emeğiyle iktidara taşımak için var gücüyle çalışıyor.
Aslında sürekli gündemde olan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ın koruma altında öldürülen kadın yok açıklamasının yapıldığı ayın ilk iki haftasında 12 kadının öldürülmesi ve bu kadınların çoğunun en azından koruma talep etmesinin ardından hayatımızın orta yerine yerleşti cinayetlere ve şiddete karşı mücadele.
İktidarını kadın düşmanlığına dayayan AKP’nin en yumuşak karnı kadına yönelik şiddet konusu. Bir yandan başı dik, modern bir kadın profili yaratmaya çalışırken bir yandan bu şiddetten besleniyor. Toplumsal olaylarda nasıl polisle ve korkuyla muhalefeti baskı altına alıyorsa iktidarını tehdit eden özgür kadınları baskı altına almak için evdeki şiddeti sürekli kılmak zorunda. Size sunulan hayatı beğenmeyip daha fazlasını isterseniz öldürülmeniz hak olur. Çünkü fazlasını isteyen herkes bu iktidar için tehdittir. Çünkü kadınların özgür olduğu bir ülkede gerici iktidarlar ayakta kalamaz. Katil; koca, sevgili, babaysa ve hatta AKP’li de değilse, bu iktidar bundan yararlanmıyor sanmayın.
Peki AKP bu kadar kadın düşmanıyken; AKP’yi iktidara taşıyan kadınlarla, özgürleşme mücadelesi veren kadınlar nasıl bir düzlemde buluşacak. Nasıl birlikte özgürleşecek?
AKP elinde patlamaya hazır bir bomba tutuyor. Kadın düşmanlığıyla kurduğu siyasetini kadınlar iktidara taşıyor. Bu bombayı patlatmanın tek yolu, kadınların en geniş kadın kitlesiyle yürüteceği ortak mücadeleden geçiyor.
Kadın dayanışması güçlendikçe, kadınlar birbirlerinin dertlerine derman olmayı birbirlerini ve kadın hareketini güçlendirmeyi öğrendikçe AKP’nin sonu kaçınılmaz, yıkılacak!
Kadın düşmanlarının iktidarını yıkmak için halkın kadın yarısı birlikte, kendi bedeni, emeği, kimliği ve hayatı için mücadele etmelidir. Bu gücün karşısında durabilecek bir iktidar yok yeryüzünde.
Kadın düşmanlarına inat, Yaşasın Kadın Dayanışması!