IŞİD’le en ufak bir teması dahi olmayan kimi medya organları, IŞİD hakkında doğru olmayan ve abartılı haberler paylaşarak onu istemeden güzelleştirmektedirler. Bu güzelleştirme iki eksenlidir; birincisi IŞİD’i, sanki biraz komiğe kaçan ve alışılmışın dışına kayan bir boyutta ele alırken, aslında “makul sınırlar içerisinde bir örgüt” olduğu/olması gerektiği vurgusuna hizmet eden bir yaklaşım sergilemiş oluyor. İkincisi […]
IŞİD’le en ufak bir teması dahi olmayan kimi medya organları, IŞİD hakkında doğru olmayan ve abartılı haberler paylaşarak onu istemeden güzelleştirmektedirler. Bu güzelleştirme iki eksenlidir; birincisi IŞİD’i, sanki biraz komiğe kaçan ve alışılmışın dışına kayan bir boyutta ele alırken, aslında “makul sınırlar içerisinde bir örgüt” olduğu/olması gerektiği vurgusuna hizmet eden bir yaklaşım sergilemiş oluyor. İkincisi ise kimi halk kesimlerinde IŞİD’e karşı bir “sempati” geliştirecek boyutta dolaylı propagandasını yapmış oluyor.
Bir haber sitesi, IŞİD’in giyim mağazalarındaki mankenlere türban giydirdiğini yazdı. Oysa her yerde İslamcı giyim mağazaları bunu yapıyor. Şeriatçı kesimlerin vitrinlerinde türbansız manken yoktur. Dolayısıyla bu haberin doğruluğu bir yana, haber değerinden çok propaganda işlevi öne çıkmış oluyor ve IŞİD’i, türbanı benimseyen kesimlerin gözünde güzelleştiriyor. Sitenin editörünün niyetini açıkça şöyle okumak lazım; “muhafazakarlığını yitiren bir toplumu yeniden muhafazakarlaştıran bir IŞİD” imajı yaratmak. Oysa gerçekte bu haber toptan yanlıştır. Çünkü IŞİD’e göre “mankene türban takmak” bir yana, kadın manken kullanmak haram sayıldığından tamamen yasaktır. Bu örgütün ideolojisine göre; kadın bedeninin taklit edildiği mankenler fitneye yol açıyor. Bunu İslam’daki “Seddü-l Zera’e” (Gerekçeleri kapatmak) anlayışına dayandırıyor. Ayrıca, insan heykeli yapmak da başlı başına büyük bir günahtır. Çünkü onlara göre bu, put yapmaktır.
Başka bir haber sitesi, IŞİD’in evlendirme ofisi açtığını yazdı. Bu haberi Suriye devlet medyası bile işledi. Peki şimdi sakin bir akılla düşünürsek; evlendirme ofisi, TV’lerdeki canlı yayın evlendirmelerden daha mantıklı değil mi? Bence halkın büyük bir kesiminin buna cevabı “evet” olacaktır. Burada da IŞİD yine biraz muhafazakar, ama gayet mantıklı ve normal bir örgüt olarak lanse ediliyor. Oysa o haber böyle değil. Evlendirme ofisi denilen şey, nikah cihadı kapsamındadır. Yani “nikah mücahideleri” olmak isteyen kadınlar başvurabilir. Hatta IŞİD bu cihat nikahı için ofise başvuru çağrısını daha da abartarak, “Toplu nikah cihadı” düzenleyeceğini duyurmuştu. Bu haber, basitçe bir “evlendirme bürosu açtı” biçiminde verildiğinde, IŞİD güzellemesi ve alabildiğine propagandası yapılmış oluyor.
Üçüncü bir site, IŞİD lideri Ebu Bekr El Bağdadi’nin Rakka kırsalındaki 17. tümen çatışmalarında yaralandığını söyledi. “Ele başını bile yaraladık” demek isteyen yayın organı, dolaylı yoldan “El Bağdadi, öyle cesur bir lider ki, mücahitlerini yanında çatışmalara bizzat katılıyor” düşüncesini sunmuyor mu? IŞİD’in sözcülüğüne soyunan birtakım Twitter veya Facebook hesaplarından alınmış olsa da, bu haber doğru değildir. CIA işbirlikçisi ve eski Irak Baas’ında bir subayın; bu kadar geniş bir alanı kontrol etme, devlet kurma ve kendi kendini finanse etme imkanlarına ulaşan ve bölgenin neredeyse bütün istihbarat servislerinin yardımıyla giderek güç toplayan, her yöne yayılan bir örgüt liderinin stratejik olmayan, sansasyonel amaçlarla düzenlenen bir saldırıya katılması beklenir mi? Elbette ki beklenemez. Hatta kendisi katılmak istese bile, onun sayesinde önemli kazanımlar elde eden çalıştırıcıları buna izin vermezler.
Yukarıdaki üç örnek birinci eksene; yani iyi niyetle olsa da IŞİD’i normalleştiren medya ekseni ile alakalıdır. Bir diğer eksen, IŞİD’in başarılarını akıl süzgecinden geçirmeden paylaşan, vahşetini şiddet olarak gösteren haberlerdir.
Suriye olaylarının ilk aşamasında, daha ÖSO’dan bahsedildiği o süreçte kimlikleri deşifre olmasın diye yabancı savaşçıların cesetleri kendi arkadaşları tarafından yakılırdı. Şimdi gelinen süreçte IŞİD’in böyle bir derdi yok, ama buna rağmen hala cesetler yakılıyor. Peki neden?
Bir diğer soru, IŞİD neden cenaze töreni görüntüleri paylaşmaz, ölen savaşçılarının şehit olduğuna inandığını öne sürse de onları “layıkıyla” uğurlamaz?
IŞİD, kendisinin İslam’dan, İslam peygamberinden ve yakın sahabelerden ne kadar uzak olduğunu kendi içerisinde kabul ediyor. Bunun için kendine “Allah’ın gazabı”, “Allah’ın kılıcı”, “Allah’ın kırbacı” vs gibi sıfatlar yüklüyor. Hep şiddet ifade eden sıfatlar bunlar. Bunun dışında “Allah’ın lütfu”, “Allah’ın rahmeti” gibi sıfatları üstlenmesini hiçbir şekilde bekleyemeyiz. Böylece İslam içerisinde görevli bir fırka vizyonunu edinmeye çalışıyor, İslam’ın bütün yönlerini vazifesi saymıyor, sadece şiddetle yetiniyor. Ve ne kadar gariptir ki, ideolojisini kurmak için ilk Müslümanlara değil, sonradan gelen nesillerin sözde İslamcılarına dayanmaktadır. Bunun anlamı, IŞİD değişik gerekçelerle vahşet üzerine kurulmuş bir örgüttür.
Bu görüşü pekiştiren haberler, IŞİD’in beslendiği kapalı kesimler üzerinden, manevi destek sağlamış oluyor. IŞİD, kafa kesme, toplu idam ve recm (Taşlayarak idam etme) gibi uygulamaların görüntülerini paylaşarak bahsettiğimiz inziva içerisinde kinle beslenen kesimlere reklam yaptığının farkındadır. Bu şiddet görüntülerini yaygınlaştıranlar da reklamına hizmet etmektedirler. Aynı sebepten dolayı IŞİD insani kayıplarını pek yansıtmaz. Kendisinin çok gaddar olduğunu, adeta nehirler gibi kan akıttığını, buna karşın yara bile almadığını göstermek istiyor. Ne yazık ki bunun iyi bir şey olduğunu düşünecek seviyeye gelmiş kesimler azımsanmayacak kadar büyüktür.
Bu görüntülerin paylaşılmasına kesin karşı değilim, ama paylaşıldığında insani olmayan yönlere dikkat çekerek paylaşılması gerektiği kanaatindeyim. Bir askerin idam sahnesinin onlar için bir gerekçesi vardır. Şebbihadır, Alevidir, Şiidir, Tağut’un (Kuran dilinde despot) askeridir veya kafirdir. Bunun gibi bir sıfat yapıştırılarak icazet edilir. Böylece kin duyguları bu kanlı sahneyle kelimenin tam anlamıyla okşanır.
Eğer vahşet görüntüleri yayımlanacaksa IŞİD uygulamalarının anti-Müslüman olduğuna dikkat çekerek yapılmalıdır. Mesela, Peygamber işkenceyle öldürmenin günah olduğunu söylemesine rağmen IŞİD’in birçok insanı çarmıha gerdiği, bunun günah olduğunu bildikleri halde çarmıha germe işkencesini film izler gibi izleyen aptal topluluklar anlatılmalı, çelişkileri teşhir edilmeli.
Bir olayın bizzat tanığından duyduğum cezalandırma yöntemindeki çelişkiler anlatılmalı. IŞİD’in mescitte şehadet sırasında baş parmağını kaldırmadığı için bir adamın o parmağını kestiğini bizzat bir tanıktan dinledim. Esas olarak bu çelişkili yönlere dikkat çekilmeli; bu tür şiddet içeren davranışlardan dolayı inananlara, “Peygamberin mescitte işeyen bir adamı cezalandırmaya kalkan sahabeleri engelleyerek, adama davranışının yanlışlığını iyi sözlerle anlattığı” biçiminde anlatılagelen hikayeleri hatırlatmak kimsenin aklına gelmiyor da şiddete başvurarak canice ceza kesen bir IŞİD reklamı yapılıyor…
* Somer Sultan
Suriye Asia News