MİT yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte, birçok kurum gibi medya daha da denetim altına alınacak. Yaklaşan bu tehlikeye dikkat çekmek için sahibi olduğu Galata Gazete.com sitesinin ekranını karartan İsmail Cem Özkan, beklenen durumu, “Özgürlük MİT yasası kıskacına alınacak” diye özetledi. ANF’ye konuşan Özkan, genel karartma öncesi kendi dijital gazetesini karartarak yarın medyayı bekleyen sansürü göstermeyi amaçlandığına […]
MİT yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte, birçok kurum gibi medya daha da denetim altına alınacak. Yaklaşan bu tehlikeye dikkat çekmek için sahibi olduğu Galata Gazete.com sitesinin ekranını karartan İsmail Cem Özkan, beklenen durumu, “Özgürlük MİT yasası kıskacına alınacak” diye özetledi. ANF’ye konuşan Özkan, genel karartma öncesi kendi dijital gazetesini karartarak yarın medyayı bekleyen sansürü göstermeyi amaçlandığına belirti.” Egemen düşüncenin hakim olduğu bir medyada farklı renkleri görmek sanırım imkansız olacaktır” diyen Özkan, “Öyle gözüküyor ki, gazete sahipleri ve haber müdürleri, journalist kimliğini, muhbir olarak değiştirecek konuma getirilecek” dedi.
Galata Gazetesi hangi amaçla kuruldu?
Galata Gazete, cadde kültür gazetesi olarak Galata bölgesinde yayın hayatına başladı ve ücretsiz olarak İstiklal Caddesi ve Galata çevresinde dağıtıldı. Yedi sayı yayınlandıktan sonra artan masraflardan dolayı internet gazeteciliğini tercih ettik. Tabii daha avantajlı çünkü internet gazeteciliği diğer adı ile online medyada sayfa sorunu olmadığı için haberleri daha geniş ve hedef kitleye uygun olarak yayınlandı. Galata Kulesi’nden dünyaya bakan bir gazetede ağırlıkla kültür sanat haberleri yayınlanırken, gazete ilkesi içinde köşe yazarı kavramı kullanıldı. Röportajlar ve yorumlar günlük politik yaşamdan ayrı bir şekilde daha geniş açıdan bakan konumda okuyucusu ile buluştu.
GAZETECİLER İŞİNİ YAPAMAZ HALE GELECEK
Galata Online Gazetede 1.5 aydır ekranı protesto amaçlı karartmışınız, bu neyin tepkisi?
Galatagazete.com sayfasına girdiğinizde gazete tek bir sayfaya bürünmüş ve bir yazı ile karşılaşırsınız. Galata Gazete halen görüşülmekte olan MİT yasası tasarısına karşı protesto amaçlı olarak sayfasını karartma kararı aldı. Çünkü yasada MİT iç güvenlikten sorumlu bir kuruluşa dönerken, aynı zamanda var olan sansürün daha da genişlemesi anlamına gelmektedir. Medya üzerinde zaten görünen ve görünmeyen birçok sansür var, medya çalışanları bu kadar sansürün içinde kendilerine ister istemez otosansür uygulamaktadır. Otosansür medya içinde havuz sisteminin kurulmasından bu yana daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Çünkü medya çalışanı haberinin yayınlanabilmesi için gazete haber müdürlerinin istemleri ve patronlarının istemlerini göz önünde bulundurmak zorundadır, aksi halde işsiz kalma tehlikesi her an vardır.
Peki, yürürlüğe girecek olan MİT yasası medya açısında neyin habercisi?
Medyaya yansıdığı kadarı ile biz gazetecilere ağır yükümlülükler getiriyor. Ülke güvenliğini tehdit eden kavramının ne anlama geldiği ve sınırlarının ne olduğu konusunda bilgimiz yok. İsteyen istediği gibi yorumlayacağı bir madde ile birçok medya çalışanı işini yapamaz hale gelirken, aynı zamanda kaynağını açıklama ile karşı karşıya gelecektir. Eğer MİT istediği bilgileri alamazsa medya çalışanı bazı yükümlülükler altında kalacaktır.
GAZETECİLERİN GELECEĞİ HAPİSHANELERDE
Bu konuyu açabilir misiniz?
Yasaya istersen biraz göz atarak başlayabiliriz. Gazetelere yansıdığı kadarı ile “MİT her türlü teknik ve insan istihbaratını kullanması ve her türlü bilgi, belge, haber ile veriyi toplayabilmesine olanak sağlanacak. Teklif yasalaşırsa, MİT; bankacılıktan iletişime, internetten sağlık bilgilerine akla gelebilecek her türlü kayda ulaşabilecek. MİT, bu kurumların altyapısını da kullanabilecek. MİT’e ait bilgi ve belgeleri temin edenlere 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu belgeleri yayınlayan gazeteci ya da basın kuruluşu sahibi de 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak. MİT’e engel olan kişiye 3 yıldan 5 yıla kadar hapis, MİT’in talep ettiği bilgi, belge ve verileri vermeyenlere 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilecek. MİT’le ilgili işlemlerde aynı konuyla ilgili yeniden soruşturma yapılamayacak. Teklifte, MİT’in her türlü isteğinin öncelikli olarak yerine getirilmesi maddesi de yer alıyor. Talepleri yerine getirenlerin hukuki ve cezai sorumluluğunun bulunmayacağı belirtiliyor.”
Yukarıda okuduğum ve gazetelere yansıyan içeriğe baktığımızda işin ne kadar vahim sonuçlara götürülebileceği ortadadır. Medya çalışanı başka bir alanda çalışan arasında bir fark yoktur, MİT istediği bilgiye istediği yöntem ile rahatlıkla ulaşacaktır. Bu durumda MİT iç istihbarat ve güvenlik teşkilatı konumuna dönerken, içte öngörülen her türlü operasyon için ön hazırlık yapabilecektir. Kısacası var olan yasalarda düzenlemeler ve MİT yasası ile medyanın artık hiçbir şekilde bağımsız olamayacağı ve sürekli olarak birilerin denetimi altında olacağı anlamına gelmektedir.
HEDEF KONTROLÜ HABERCİLİK!
Alo Fatih örneğinde olduğu gibi medya zaten yeterince denetim altında değil mi?
Evet denetimde. Ancak esas denetimde olmayanlar için tehlike kapıda. Bu yasadan sonra özgür basında artık bir birine benzeyen metinler ve haberler ile okuyucusunun karşısına çıkmak zorunda bırakılacak. Bugün birçok haber (yazılı veya görsel) karbon kağıdı ile çoğaltılmış şekilde kelimeler değiştirilip, öz itibari ile aynı metinler olarak karşımıza çıkmaktadır. Var olan iktidar bu havuz habercilik ve ajans metinlerini medya için yeterli sansür olarak görmemiş, medya çalışanlarının özel bilgilerine ve dosyalarına ulaşmak için yeni bir kanun tasarısı hazırlamaktadır. Hazırlanan her yasa torba içinde çıkmakta ve çağdaş dünya standartlarından biraz daha uzaklaşmaktayız.
İŞ İŞTEN GEÇİKTİKEN SONRA ADALETİ ARA Kİ BULASIN
Twitter ve Youtube’un karartılması yaklaşan tehlikenin bir sinyali miydi?
Evet, öyle gözüküyor. Ama daha önceden bunun sinyalleri Suriye iç savaşının daha keskin olması ile ortaya çıktı. TIR haberleri ve sonrası gelişen olaylar bugünlerde yapılan operasyonları anlamak için önemlidir. MİT bir operasyon yapıyor ve başbakanın değimi ile ‘Paralel devlet bu operasyona çomak sokuyor’ oluyor. MİT yasası bu kutuplaşmanın sonucu gibi gösteriliyor. Fakat daha önce ve ince ince düşünülmüş bir düzenlemenin olduğunu torba yasalara bakarak söyleyebilirim. Çünkü torba yasalarda birçok ince düzenleme göze batmadan geçirilmiş ve bugün yaşanan süreçlerin yasal zemini olmuştur.
Bu durumda yaklaşan tehlikeye karşı var olan, daha da derinleşen gazetecilerin tepkisizliğini nasıl okunmalı? Gazeteciler bugün değil de ne zaman tepki gösterecektir?
Bizde bir alışkanlık vardır, olaylar başımıza gelince tepki veririz, diğer zamanlar hiçbir şey yokmuş ve olmayacakmış gibi yaşamaya devam ederiz. Ayak seslerini duyduğumuz bu süreçte muhalif medya dışında medyadan ses çıkmamıştır. Bizde kendi ölçülerimiz ve gücümüz ile arşivi silip, gazete tek sayfa haine getirip karartarak bu gelmekte olanı protesto ettik. İş işten geçtikten sonra ortaya konacak tepkiler de elbette bir anlam ifade edecektir, ama demokrasilerde gelmekte olanı, hissedileni de seslendirme ve protesto etme hakkı vardır. Ne yazık ki, günlük koşturma ve medya sahiplerinin çıkarları var olan sansürün dışında yeni sansürlerin gelmesini küçümseme ve nasıl olsa biz bunu aşarız mantığını koruyorlar.
Bu açıdan bakıldığında yaptığınız karatma ile MİT yasasıyla zaten özgür basının ve tüm medyayı karartmak isteyen egemenlerin işini kolaylaştırmış olmuyorsunuz?
Dışarıdan öyle gözükebilir, ama ben en doğal hakkım olan protesto hakkımı bu şekilde kullandım. Elbette bu işi yaparak ileride nasıl olacağını da bir anlamda göstermiş oluyorum. Medya siyah beyaz renkler ile kontrolden geçmiş haberler ile karşımızda olacaktır. Egemen düşüncenin hakim olduğu bir medyada farklı renkleri görmek sanırım imkansız olacaktır.
Öyle gözüküyor ki, gazete sahipleri ve haber müdürleri, sorumlular journalist kimliğini, jurnalist (muhbir) olarak değiştirecek konuma getiriliyor. Polisin bildiğini, okuyucusu ile paylaşamayan bir yeni medyadan söz eder olacağız.
İSMAİL CEM ÖZKAN KİMDİR?
1984 yılında gazetecilik dünyasına Ankara’da adım atan Özkan, o günden bugüne kadar medya içinde değişik alanlarda çalıştı. Karikatürcü kimliği ile bilinen Özkan, son dönemde yayınladığı Galata Gazete ile tanındı.