Emekli istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer konuşmasında, “Operasyonun tüm bilgilerini Başbakan’a aktardım, talimatını uyguladım” dedi
Emekli istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer konuşmasında, Tayyip Erdoğan’dan perspektif almadan hiç bir KCK operasyonunun yapılmadığını, Ergenekon, Balyoz, Oda TV, KCK, soruşturmalarının hepsinin Tayyip Erdoğan’a arz edilerek sürdürüldüğünü ve tutuklamaların Başbakanın talimatıyla yapıldığını söyledi. Yılmazer, “Operasyonun tüm bilgilerini Başbakan’a aktardım, talimatını uyguladım” dedi
Emekli İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, 18 Mart’ta BUGÜN TV’de Tarık Toros’un sorularını yanıtladı. Yılmazer, Ergenekon, Balyoz, Oda TV, KCK, soruşturmalarının hepsinin Tayyip Erdoğan’a arz edilerek sürdürüldüğünü ve tutuklamaların Başbakanın talimatıyla yapıldığını söyledi.
Yılmazer, “Ergenekon’da Başbakan’ın talimatı hep ‘aman ha tutuklansınlar’ olmuştur. İlker Başbuğ ile ilgili dosya Başbakan’a arz edildi. Başbakanın talimatı ‘mutlaka tutuklansın’ olmuştur” dedi.
KCK operasyonlarının da Başbakan Erdoğan’ın talimatı ile yapıldığını söyleyen Yılmazer, “Başbakan’dan perspektif almadan hiç bir KCK operasyonu yapılmadı. Operasyonun tüm bilgilerini Başbakan’a aktardım, talimatını uyguladım” dedi.
T24’ün haberine göre, Hrant Dink cinayeti hakkında da konuşan Yılmazer şunları söyledi:
– Nedim Şener’in Kırmızı Cuma kitabı çok açık bir şekilde Hrant Dink cinayetini karartma çabasıdır. Ailesi ve avukatı bilmelidir.
– Hrant Dink’in en önemli tehdit kaynağı Veli Küçük’tü.
– Ergenekon operasyonundan sonra azınlıklara yönelik tehditler kesildi.
Cumhuriyet’te yer alan Yılmazer’in açıklamalarından satır başları şöyle:
Aman ha tutuklansınlar
2008’in başından itibaren. Tüm gelişmeleri arz ediyordum. Normal, usule ilişkin değil. Oradan aldığım talimatlara göre yönettim. Başbakanımız hep destekleyici olmuştur. Ergenekon sürecinde Başbakan’la bizzat görüşüyordum bütün soruşturma detaylarını Başbakan’a bizzat bildiriyordum. Ergenekon’da Başbakan’ın talimatı hep “aman ha tutuklansınlar” olmuştur. Hurşit Tolon, Mustafa Balbay’ın gözaltına alınmasını kesinlikle Başbakan’a arz etmiştim.
Başbuğ mutlaka tutuklansın
İlker Başbuğ ile ilgili dosya Başbakan’a arz edildi. Başbakanın talimatı “Mutlaka tutuklansın” olmuştur.
Oda TV soruşturması
İlk olarak Başbakan’ın talimat vermesi üzerine başlattığım bir çalışmadır. “Şuna da bakar mısınız?” demiştir, bakmışızdır. İstihbarat aşamasında Sayın Başbakan, yürütmenin başı, bana bizzat verdiği talimat üzerine başlatılmış bir çalışmadır. Tutuklama talimatı yok. Kimler gözaltına alınacak bilgileri kendilerin arz edilmiştir.
Operasyon safhasında Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da bulunduğu liste arz edildi, talimatı olmadı ama aksi yönde bir talimatı olmadı. Oda TV soruşturması sonrasında görevden alındım. Kamuoyundaki tepkisellik, benim görevden alınmam için bir neden oluşturmuştur. Operasyon sürecinden alınarak, sürecin önü kesilmeye çalışılmıştır.
Başbakan’dan KCK perspektifi
KCK önemli. Ummadığımız bazı bilgiler karşımıza çıktı. Şiddet içeren eylemlere adı karışmış insanların MİT ile irtibatlı olduğu anlaşıldı. Ben Başbakan’a bizzat arz ettim. Başbakan’dan perspektif almadan hiçbir KCK operasyonu yapılmadı.
Operasyonun tüm bilgilerini Başbakan’a aktardım, talimatını uyguladım. Suça karışmış MİT’çileri yakaladık. Başbakan’a da bilgi verdim. MİT bilgi vermiyordu. 7 Şubat’a gelene kadar, KCK operasyonlarından Başbakan’ın bilgisi ve talimatı vardı. Biz bu talimatları uyguladık.
Öcalan’ın el yazısı
Meydana gelen eylemler var. 2011 sonunda karakol baskınları. Öcalan’ın el yazısı ile yazılmış ve Kandil’e götürülmüş eyleme ikna edilmeleri ile gerçekleşmiş eylemlerden bahsediyorum.
Hakan Fidan neden ifadeye çağrıldı?
Bazı eylemlerden MİT kurumunun haberdar olduğu anlaşıldı. Savcılık makamı tatmin olmadı. İfadeler verilmedi. Başbakan’ın çok sert bir tepkisi oldu. Benim anlamakta güçlük çektiğim taraf o sert tepkidir. Başbakanlığa ilişkin komplo olduğu söylendi. O soruşturmanın hedefinde Başbakan yok. Bunun aksini kim ifade ediyorsa, başka hesaplar yapıyor. Hakan Fidan ve kurum olarak hedefte değildi.
Şike’den de haberi var
Şike sürecinin tüm safhalarından Başbakan’ın haberi vardı. Önüne dosya konuldu. Cemaat iddiasına Aziz Yıldırım nasıl inandı, nasıl inandırıldı anlayamıyorum.
7 bin kişi dinlenemez
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün dinleme kapasitesi 2 bin 500’dür. 3 bin kişi dinlenemez, kapasitesi yetmez. Takipte olan en az 10 örgüt vardır. İçinde PKK, Devrimci Karargah, sol örgütler, dini referanslı örgütler var. En düşüğü Selam örgütüdür. Bu soruşturmada en fazla dinlenen 300’dür, olsa olsa 500’dür. 7 bin kişi teknik olarak, eleman olarak dinlenemez. Öyle rastgele olmaz bu işler. Mahkemeden dinleme kararı alınan bir numara dinlenmek zorundadır. O hattan suç unsuru geçse polis yargılanır. O yüzden bu iş ciddiye alınır.
Cemaatçi değilim
Ben 25 yıllık meslek hayatımda böyle bir devir görmedim. Hukuksuzluk had safhada. Ben cemaatçi değilim. Bunu iddia eden kaynaklar önemli. 22 Ocak’ta Veli Küçük gözaltına alındı. Hemen iki gün sonra Aydınlık Gazetesi’nde haber çıktı. 57 kişilik bir belge çıktı orada ilk defa Fethullahçı olduğum yazıldı. Kaynağı da Aydınlık Gazetesi’dir. Ben Fethullah Gülen hareketini sosyokültürel bir yapı olarak görüyorum. Hakkımdaki en önemli referans kaynağı Hanefi Avcı’nın kitabının iddiaları. Ben şikayetçi olan kişi hakkında cemaatçi demedim diyor. Derin yapının ülke üzerindeki hakimiyetini kırmaya izin vermiyorlar meselenin özü bu.
Sendika.Org/Cumhuriyet