İran’da Kürdistan bölgesi dışında Kirmanşah, Azerbaycan, Zencan, Hamedan gibi bölgelerde yaşayan Kürtler, diğer ülkelerde yaşayan Kürtlere oranla daha medeni ilişkileri benimsemiş durumda Irak Kürdistan’ına oranla daha dağlık bir bölge olan İran Kürdistan’ında yerleşim yerleri ve ulaşım daha güvenli, polis kontrolleri daha az olmasına rağmen hak ve özgürlükler bakımından arada fazla farklılık gözükmemektedir. Türkiye-İran ve Irak’ın […]
İran’da Kürdistan bölgesi dışında Kirmanşah, Azerbaycan, Zencan, Hamedan gibi bölgelerde yaşayan Kürtler, diğer ülkelerde yaşayan Kürtlere oranla daha medeni ilişkileri benimsemiş durumda
Irak Kürdistan’ına oranla daha dağlık bir bölge olan İran Kürdistan’ında yerleşim yerleri ve ulaşım daha güvenli, polis kontrolleri daha az olmasına rağmen hak ve özgürlükler bakımından arada fazla farklılık gözükmemektedir. Türkiye-İran ve Irak’ın dağlık bölgelerinde uzun yıllar bölünmeden yaşayan Kürtlere Pers imparatorluğu, İskender, Romalılar, Selçuklu devletleri, Moğollar, Timur hiç ilişmemiş, doğu ile batı arasındaki uzun savaşlar ve işgaller, Hamedan, Kirmanşah, Tebriz gibi Kürdistan çevresindeki ovalarda konuşlu şehirlerde gerçekleşmiştir. Bu sayede İran dağlarında yaşayan Kürtler binlerce yıl öncesinin geleneklerini yaşayabilme şansı bulmuşlardır. Paveh ve Nodeşe arasındaki dağ köylerinde eski Zerdüşt geleneğinin şekilsel izlerine rastlanabilmektedir. İlk kez Çaldıran savaşı ile 500 yıl önce mezhep bazında bölünen Kürtler bugün kendileri gibi Kürt olan yakınlarına gidebilmek için pasaport taşımak ve sınırlarda polis denetiminden geçmek zorundalar.
İran Kürdistan’ında yaşayan Kürtlerin Irak Kürdistan’ında olduğu gibi bölgesel yönetim imkanları olmadığı gibi bölgesel yönetici olabilmek için Şii mezhebinden olmaları gerekmektedir. İran Kürdistan’ındaki yerel yöneticilerin çoğunluğu Kürt olmayan Şii mezhebine bağlı diğer etnik gruplardan oluşmaktadır. İlk Kürt yöneticinin Kürdistan dışında Batı Azerbaycan kenti Urumiye’ye atanması İran yönetimi nezdinde bölünme endişelerinin devam ettiğini göstermektedir.
İran’da Kürdistan bölgesi dışında Kirmanşah, Azerbaycan, Zencan, Hamedan gibi bölgelerde yaşayan Kürtler, diğer ülkelerde yaşayan Kürtlere oranla daha medeni ilişkileri benimsemiş durumdadırlar. Fars, Azeri, Lor, Arap kültürleriyle birlikte yaşayan kentli Kürtlerin refah ve özgürlükleri sınırlı olsa da modern yaşama yatkınlıkları fazladır. Türkiye’de İstanbul’da yaşamayı Diyarbakır’da yaşamaya tercih eden Kürtler gibi, Kirmanşah’ta Tebriz’de yaşayan Kürtler de Kürdistan kentlerinde yaşamak istememektedirler. Irak’ta Kürtlerin çoğunluğu Kürdistan bölgesinde toplanmış olmasına karşın İran Kürtlerinin nüfus çoğunluğu Kürdistan eyaleti dışındaki eyalet ve kentlerde yaşamaktadırlar. Bu dağılım, ayrışmayı zorlaştırdığı gibi, Kürtlerin diğer etnik gruplarla yaşama tecrübelerinin eskiye dayandığını da göstermektedir.
Iran Kürdistan’ı ile Irak Kürdistan’ı arasında ekonomik kaynaklar bakımından da farklılık gözükmektedir. Irak Kürdistan’ı petrol kaynaklarına sahipken ve bunu altyapı yatırımlarına dönüştürebiliyorken, dağlık İran Kürdistan’ında petrol kaynağı olmadığı gibi coğrafi imkansızlıklar nedeniyle de ulaşım, ısınma, su gibi altyapı hizmetlerinin diğer bölgelere göre daha geri konumda olduğu göze çarpmaktadır. İran Kürdistan’ında petrol olmamasına rağmen sınır bölgesi akaryakıt ticareti en fazla Kürdistan bölgesinde yapılmaktadır. Irak petrolü İran petrolünden daha pahalı olduğundan Merivan-Süleymaniye arasında binlerce tanker, sınır geçişi yaparak İran akaryakıtını Iraklı petrol dağıtıcılarına satıyorlar, Iraklı akaryakıt dağıtıcıları da bu ucuz akaryakıtı hem Irak hem de Irak’a komşu ülkelere satarak para kazanıyorlardı. Kirmanşah-Bağdat karayolu her türlü metanın ticaretine ev sahipliği yaparken, Merivan-Süleymaniye karayolu sadece petrol ticaretine sahne olmaktadır.
Her iki ülkede yaşayan halkla biraz sohbet ettiğimde Irak’ta yaşayan Kürtlerin ekonomik olarak daha varlıklı olmalarına rağmen İran’da yaşayan Kürtler kadar mutlu olmadıklarını görebildim. Iraklı Kürtler, uzun yıllar Baas rejiminin baskı ve katliamlarının psikolojik ağırlığını üzerlerinden atamayıp, daha fazla meta edinmek, hayatı bir an önce garantiye almak anlayışını yaşam ilkesi edinmişlerken, İranlı Kürtler, Fars, Azeri gibi diğer kültürlerle iç içe yaşamaktan edindikleri kültürel kazanımlar nedeniyle hayatla daha barışık ve konuksever görünmekteydiler.