Tek çare kadın, erkek, işçi, memur, genç, emekli, Alevi, Sünni, Türk, Kürt, esnaf, öğrenci; sen ben o. Tek çare: BİZ KENDİMİZ!
Ankara Ortak Sol Aday Meclisi, faşist belediye başkanlarının ve rant, talan, yağma politikalarının dayatılmasına karşı yürüteceği ortak yerel seçim mücadelesi kapsamında büyük bir buluşma gerçekleştirdi. Meclis, buluşma sonucunda ortak bir açıklama yayımladı
Hava döndü! Bizden yana esiyor rüzgar.
Ülkemizi, kentimizi, emeğimizi bir pasta gibi paylaşan haramilerin ittifakı parçalandı. Bizden çaldıkları para üzerinden saltanat kuranlar, şimdi fakirleşme korkusuyla evlatlarını öldüren paragözlere döndüler. Bu dünyada halka verecek bir şeyi olmayanlar öbür dünyayı daha yüksek sesle vaat etmeye başladılar.
Ama nafile!
Kadınlar, gençler, işçiler artık inanmıyorlar, dinlemiyorlar. Kendi hayatlarına dair söz söylüyorlar:
Bu kent bizim. Bu parklar, bu meydanlar, bu ağaçlar, börtü böcek tüm canlılar ve insanlar bizim. Ya bize saygı duyacak, bizi dinleyeceksiniz ya da çekip gideceksiniz, diyorlar.
Vahşi kapitalizmin otuz yılı aşan saltanatı sokaklara çıkan milyonların eylemiyle sarsılıyor. AKP’lilerin, saltanatları Taksim’e, Kızılay’a çıkan milyonlar tarafından lanetlendi. Bugüne kadar kaderimiz onların insafına bağlıyken şimdi onlarınki bizim birleşik mücadelemize bağlı.
Gökçek’in başını çektiği, şimdi de yenilerinin aday olduğu rantçı zihniyet Ankara’yı beton, asfalt, otomobil ve AVM’den ibaret bir yığına çevirdi.
Oysa Ankara bir Alışveriş Merkezi, bizler müşteri değiliz. Bu kentin sahibiyiz! Sermayesi vergilerimizden oluşan ulaşımımızı, içecek suyumuzu, başımızı sokacak evimizi, ısınacak yakacağımızı kar kaynağı olarak görenlere “Artık Yeter” deme zamanı geldi.
Haklarımızı alabilmek için vicdan sahibi yöneticiler beklemek zorunda değiliz;
BİZ KENDİMİZ bunu yapabiliriz.
Onlar, yani ayakkabı kutulan parayla dolu olanlar, bize tepeden bakanlar, bizi ancak topluca selamlayanlar yine önümüze kurtuluş reçeteleri sürmeye başladılar. Ruhsatlarını Amerika’da imzalatanlar; gizli odalardaki pazarlıkların ardından önümüze nimet gibi adaylar sunanlar; kısacası cellâtlarımız, bizi soyanlar, sürüye sayanlar; kırk katır zamanı doldu şimdi kırk satır diyorlar.
Onlara cevabımız: Ne katırınızı ne de satırınızı, artık geleceğimizi istiyoruz!
Maaşımızla geçinebildiğimiz, suyunu musluktan içebildiğimiz; gençliğin yaratıcılığına, insanların kardeşliğine güvendiğimiz, kadınların eşit olduğu bir kent istiyoruz.
İnsanlarımız arasında düşmanlık yaratarak kendini var eden; çaldıkça çalışabilen sağ politikacılara mecbur değiliz. Dürüstlüğün, eşitliğin, kardeşliğin, adaletin sesi, soluğu soldur. Sol, muradı dünyada cennet olandır. Gökçek’e de, diğer partilerden aday olan ülküdaşlarına da mecbur değiliz. Hava döndü soldan yana esiyor rüzgar, bu rüzgarı birlikte büyüteceğiz.
Solu küçümseyenlere, Nemrut’un göğe ulaşan ateşini söndürmek için su taşıyan karıncanın alay edenlere verdiği, “hiç olmazsa tarafım belli olsun” yanıtını tekrar ediyoruz. Tarafımız insanlarımızı yakan, soyan, sömürenlerin yanı olamaz! Ne bankacılar, ne borsacılar, ne din tüccarları, ne emperyalistler derdimize çare.
Tek çare kadın, erkek, işçi, memur, genç, emekli, Alevi, Sünni, Türk, Kürt, esnaf, öğrenci; sen ben o.
Tek çare: BİZ KENDİMİZ!
Mücadele başladı ve devam ediyoruz. Sen de katıl!