Bir oyun oynanıyor şu günlerde. AKP ve çevresine göre bu “büyük oyun” Gezi Parkı ile başladı, dershane kavgasıyla devam ettirildi ve son gündemimiz olan yolsuzluk operasyonlarıyla ivme kazandı. Cemaat olayla bir ilgisi olmadığını açıklarken, bazı cemaate yakın bazı cemaat analizcileri bütün bu hareketin bu ülkenin asli kurucuları ulusalcı derin devletçe yapıldığına göndermeler yaptılar. Bu sırada […]
Bir oyun oynanıyor şu günlerde. AKP ve çevresine göre bu “büyük oyun” Gezi Parkı ile başladı, dershane kavgasıyla devam ettirildi ve son gündemimiz olan yolsuzluk operasyonlarıyla ivme kazandı. Cemaat olayla bir ilgisi olmadığını açıklarken, bazı cemaate yakın bazı cemaat analizcileri bütün bu hareketin bu ülkenin asli kurucuları ulusalcı derin devletçe yapıldığına göndermeler yaptılar. Bu sırada yolsuzlukların üzerine gitmeye çalışan CHP, bir yandan da ekonomik bir kriz olmaması için ülkenin güven ortamının sağlanması adına AKP’ye destek verebileceğini belirtti. Bu oyunda kulis biraz kalabalık aslında. Aktörlerin her biri kendi davasına veya asıl egemen güçlerin davasına körü körüne inanırken, kimileri anlık çıkarlarla yılın en iyi oyuncusu olma hevesinde. Yönetmen koltuğunda uluslararası dünya kapitalizminin oturduğu bu savaşta bizler, durup seyredecek miyiz yoksa Gezi’den bu yana, Kürt hareketindeki gelişmelerle birlikte analizlerimizi hızla ve sağlam bir şekilde yapıp harekete geçmenin yollarını mı arayacağız?
Dünya kapitalizmin 2000’li yılların başında ulusalcı derin devletimizle bağlarının gevşediği ve artık bu tip kontra yapılanmalarının devre dışı bırakılması gerektiği bilinen bir gerçek. Cemaat – AKP ve yeni ve eski sermaye gruplarının üzerinde anlaştığı Ergenekon Operasyonları bunun bir kanıtıdır. Fakat nasıl ki Ergenekon operasyonu doğrudan cemaat ve diğerlerinin işi değilse bu da değil. Küresel büyük kapitalist – emperyalist oyuncular oynuyorlar. Bu ikisini birbirine kırıp muhtemelen yeni gözdelerini çıkaracaklar: CHP. Sarıgül’ün partiye kabulü ve adaylığı, ABD gezileri Türkiye’de İslamcı kesimin gazının alınıp yerlerine daha merkeze çekilmiş, ulusalcı kanatları kısmen yaralanmış bir CHP hazırlanmak istendiğinin bir göstergesi gibi duruyor. Öte yandan, Türkiye’nin uzun yıllardır bu topraklardaki derin yapılanmaları da boş durmuyor ve bu operasyonların kontrolünü yitirmiyor gibi. Bu arada Türkiyeli devrimci güçlerin, karanlık günlerin beklediği Kürt hareketi ile Türkiye’ye yayılma ve kitleselleşme konusunda daha etkili ve güçlü, günlük hayatı yakalayacak, eski dönemlerin tartışmalarından klasik demagojik cümlelerden uzak, pratik çalışmalara ihtiyacı var. Bunun yolu da tabii ki HES, siyanürle altın üretimi, özlük hakları, sendikal mücadele gibi alanlardan geçtiği kadar Gezi gibi bir süreci bir daha kaçırmamak adına geçmişten günümüze politik iktisadi tüm çalışmaları tekrar gözden geçirmekten ve böylesi bir “devrim durumunu” oluşturacak nesnel koşulları yaratmaktan geçiyor diye düşünüyorum.
Evet, Amerikancı cemaat AKP’ye yükleniyor, kapitalist gerici AKP bu durumu tabana yayarak desteğini yitirmemeye çabalayacaktır. Bunun için de yeni komplo teorilerine hazırlıklı olmak gerekiyor. Tabii bir de, uyuyan ve uzun süredir gündemi meşgul etmeyen Kürt sorununda çözümsüzlük noktası var ki, tüm özler bir anda o yöne dönebilir.
18 Aralık 2013
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.