Şahbaz, ikinci duruşmaya gelmedi. Ethem’in avukatları mahkemenin katilin kaçmasına seyirci kaldığını belirterek tepki gösterdi
Ethem Sarısülük’ün katili polis Ahmet Şahbaz davanın ikinci duruşmasına gelmedi. Ethem’in avukatları mahkemenin katilin kaçmasına seyirci kaldığını söyledi. Mahkemenin tutuklama talebini reddetmesine tepki gösteren kitlenin C kapısına yürümesi üzerine polis saldırıya geçti. Saldırı hastaneye kadar uzandı. 19 kişi gözaltına alındı, biri ağır onlarca kişi yaralandı
Tiyatro bu celsede de sürdü: Katil saklanıyor, savcı uyukluyor, mahkeme aklıyor
Ethem Sarısülük Davası’nın 23 Eylül’de gerçekleştirilemeyen ilk duruşması bugün görüldü. Duruşma öncesi bomba ihbarı gerekçe gösterilerek salona köpek sokularak arama yapıldı. Arama sırasında katil polis Ahmet Şahbaz’ın avukatları içeri alınırken, Sarısülük ailesi ve avukatları bekletildi.
Arama işlemlerinin ardından salona girişler başladı. Duruşma açık olarak yapıldığı için salon büyük oranda dolarken, çok sayıda jandarma ve polis olması da dikkat çekti.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından görevden alınmanın aksine Urfa’ya tayin edilen Ahmet Şahbaz duruşmaya getirilmedi. Şahbaz’ın avukatları polisin ifadesinin Urfa’da alınmasını istedi. Ethem’in avukatları ise mahkemenin yakalama kararı çıkartmasını istedi. Mahkeme heyeti sanığın yakalanması talebini savcıya yöneltince uyuklayan savcı yerinden doğruldu ve “İddianame mi okunacak” diye sordu. Salonda gülüşmeler olurken, “Günaydın” sesleri de geldi. Konuyu anlayan savcı, tutuklamanın reddini, Urfa’da dinlemenin ise kabulünü istedi.
Mahkeme heyeti de “kaçma şüphesi yok” diyerek tutuklama istemini reddetti. Bunun üzerine Ethem’in avukatı Kazım Bayraktar “Katil geçen celse kimliğini gizlemişti. Şimdi ise tamamen kaçıyor. İktidar, polis, yargı birlikte çalışıyor” diye seslendi.
Dava 2 Aralık’a ertelendi.
Adliye önü forum alanına dönüştü: “Katili nereye kaçırırsanız kaçırın, iki elimiz yakanızda!”
Ethem Sarısülük Davası’na demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin, sendikaların, meslek odalarının ve mahalle forumlarının haftalardır yaptığı çağrılar sonucunda 1500’e yakın kişi Ankara Adliyesi önünde buluştu.
Adliyenin C kapısı önünde kürsü ses aracı ile kürsü kurulmak istendi, fakat ses aracının yola çıkarıldığı noktada polis aracın adliyeye gidişini engellemeye çalıştı. Bunun üzerine davanın katılımcıları kol kola girerek aracın önünde zincir oluşturdu ve aracın adliyeye gelmesini sağladı.
Ankara Emniyeti’nin adalet isteyenlere yönelik baskıcı ortamı adliye önünde de yaşandı. Adliyenin ön ve yan kapılarına TOMA’lar, akrepler ve çevik kuvvet birlikleri yerleştirildi.
Ethem’in davasına sahip çıkmaya gelenler arasında Ankara muhalefeti bileşenlerinin yanı sıra İstanbul’dan gelen Taksim Dayanışması temsilcileri, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Veli Ağbaba, Aylin Nazlıaka, İlhan Cihaner ve Hüseyin Aygün, Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ve çok sayıda kurum temsilcisi de var. Ankara Forumları, İstanbul Forumlar Koordinasyonu temsilcileri, Eskişehir direniş forumları da Adliye önünde.
Direnişçiler ise adliye önünü forum alanına çevirdi. “Hepimiz Ethem’iz, öldürmekle bitmeyiz” sloganları atan direnişçiler adına konuşmalar da yapıldı. Ankara Dayanışması adına Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Selçuk Atalay konuşurken, davaya destek olmak üzere gelen Taksim Dayanışması temsilcileri adına da Osman Öztürk söz aldı.
KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İbrahim Kara da öfkeli bir konuşma gerçekleştirdi. Kara “Katil ve haydutları kaçıramazsınız. Ahmet Şahbaz denen katili nereye kaçırırsanız kaçırın iki elimiz yakanızda” dedi. ODTÜ’de bir direnişçinin ateşe atıldığını hatırlatan Kara, polis şiddetine tepki gösterdi.
ODTÜ öğrencisi Çağdaş Ersoy da, polisin düzenlediği bir fezlekede Ethem Sarısülük’ün kendisi dahil bazı direnişçilerden şikayetçi olduğu yalanının uydurulduğunu hatırlatarak polislere “Katil, alçak, namertsiniz. Siz yakmayı, öldürmeyi iyi bilirsiniz” diye seslendi.
Direnişte yaşamını yitirenlerden Mehmet Ayvalıtaş’ın ağabeyi kürsüden yaptığı konuşmada, “Karşımızda tam önümüzde Ethem’i öldüren, binleri yaralayan polisler duruyor, bize bakıyorlar ama bir tanesi bile onurlu duramıyor” dedi. Bunun üzerine Adliye önünde “Polis simit sat, onurlu yaşa” sloganları yükseldi.
Kürsüde çoğu gençlik örgütlerinden olmak üzere kurum temsilcileri sırayla konuşmalar gerçekleştirdi.
Katilin arkadaşları halka saldırdı: Onlarca gözaltı ve yaralı
Katil polis Ahmet Şahbaz’ın tutuklanma isteminin reddedilmesi üzerine adliye önünde bekleyenlerin bir kısmı adliyenin C kapısına yöneldi ve flama sopalarıyla kapıya vurarak kararı protesto etti. Direnişçiler, kürsüden yapılan ailenin ve avukatların dışarıya çıkmasının beklenmesi çağrısı üzerine kapının önünden ayrıldı.
Polis ise gerginlik sonlandıktan bir süre sonra “Adliye kapısına zarar veren ve yasadışı eylem yapan” diye seslendiği grubun dağılmasını yönünde uyarılar yapmaya başladı.
11.35’te ise polisin kimyasallı tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldırısı başladı. Saldırı sırasında kitlenin üzerine bir anda onlarca gaz bombası atıldı. Saldırının sonucu kitle üçe bölünürken, büyük bir grup Opera yönüne doğru ilerledi. Polisin saldırıları yol boyunca sürdü. Adliye önünde polisin sert saldırısına tepki gösteren Ankaralılar da polisin hakaret ve tehditlerinden nasibini aldı. Buna karşın pek çok kişi polise tepki göstermeyi sürdürdü.
Polis saldırısı sırasında çok sayıda kişi yaralandı. Bir kadın genital bölgesinden yaralandı ve kanlar içerisinde hastaneye kaldırıldı. Adliye bahçesinde tekerlekli sandalyesi ile adalet isteyen bir kadın da, kaçamadığı görülmesine karşın gaz bombalarının arasında kaldı. Tekerlekli sandalyeli kadın baygınlık geçirerek hastaneye kaldırıldı.
İlk saldırı sırasında 10’a yakın kişi ambulans ve araçlarla hastanelere götürüldü.
Polisin saldırısı sadece adliye ve çevresinde olmadı. Numune Hastanesi’nin önünde polis direnişçilere bir kez daha saldırdı. Saldırı sırasında acil girişine kadar gaz bombası atıldı. Hastaneye getirilen yaralılar ile diğer hastaların yakınları da gazdan etkilendi.
Polis saldırıları sonucunda 19 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların adları şöyle: Alisa Candan Karsu, Arda Şahin, Arifcan Şener, Birsen Dönmez, Deniz Altaylı, Derya Dönmez, Göksel Ilgın, Haydar Taşkıt, Kardelen Yavuz, Kenan Köklüağaç, Merve Ergün, Özge Aydın, Semih Turhan, Serhat Engin Köser, Süleyman Boyraz, Yaprak Yılmaz, Yiğithan Kavukçu ile 18 yaşından küçük A.K. ve F.A.
Başına gaz bombası isabet eden direnişçinin durumunun iyi olduğu öğrenilirken, genital bölgesinde kanama meydana gelen kadın ise Başkent Hastanesi’nde ameliyata alındı.
Kazım Bayraktar: ‘Mahkeme başbakanın talimatları altında eziliyor’
Duruşmanın sonlanmasının ardından Sarısülük ailesi ve avukatları gaz bulutunun içinde adliyeden çıktı. Bu esnada Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfı Sarısülük, ayağının önüne düşen bir gaz bombasından etkilenerek hastaneye kaldırıldı.
Adliyenin ön kapısında kısa bir konuşma yapan Sarısülük ailesi, basın açıklaması yapmak üzere Güvenpark’a doğru harekete geçti. Sıhhiye-Kızılay arasında pek çok noktada polislerin konuşlandırıldığı görüldü.
Güvenpark’ta yapılan basın açıklamasında ise Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar söz aldı. Duruşma öncesi ve sırasında salonda yaşanan hukuksuzlukları bir bir anlatan Bayraktar, mahkeme heyetinin doğrudan başbakanın ve AKP iktidarının baskısı doğrultusunda hareket ettiğini söyledi. Bayraktar, “Başbakan polisimizi yedirtmeyiz dedi, katil polis mahkemeye bile getirilmiyor. Mahkeme üyelerine Başbakanın talimatları altında eziliyorsunuz dedik. Adalet artık mahkeme salonlarında değil, Türkiye halklarının vicdanlarındadır. O adalet sokaklarda tecelli edecektir.” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de katil bir polisin halen görevinin başında olmasına tepki gösterdi. “Bu mesele artık sadece Sarısülük ailesinin meselesi değil, hepimizin meselesidir” diyen Tuncel davanın takipçisi olacaklarını dile getirdi.
Tuncel’in konuşmasının ardından basın açıklaması sona erdi ve yaralıları ziyaret etmek üzere Başkent Hastanesi’ne gidildi.
Sendika.Org/ Ankara