Geçen haftaki yazıya “bazı sözcükler mâsum değildir … en belalılarının başında sermaye” gelir diye başlamış, sermaye “toplumsal bir ilişkidir, kapitalizmdir” diye de bitirmiştik. Bu iddianın fikir babası tabii ki Marx’tır, temel metni de Kapital’dir (Sermaye). Ama biliyoruz ki Kapital yayınlanmadan (1867) önce de Marx bu ve benzeri fikirleri çoktan diğer metinlerinde geliştirmeye başlamıştı. İşte Grundrisse de böyle bir metindir — Kapital’de daha sonra en mükemmel şeklini alacak […]
Geçen haftaki yazıya “bazı sözcükler mâsum değildir … en belalılarının başında sermaye” gelir diye başlamış, sermaye “toplumsal bir ilişkidir, kapitalizmdir” diye de bitirmiştik.
Bu iddianın fikir babası tabii ki Marx’tır, temel metni de Kapital’dir (Sermaye). Ama biliyoruz ki Kapital yayınlanmadan (1867) önce de Marx bu ve benzeri fikirleri çoktan diğer metinlerinde geliştirmeye başlamıştı. İşte Grundrisse de böyle bir metindir — Kapital’de daha sonra en mükemmel şeklini alacak fikirlerin çoğunun geliştirildiği muazzam bir hazine niteliğindedir. Bu yazıda bir “toplumsal ilişki olarak sermaye” fikrinin Grundrisse’de nasıl ele alındığına kısaca değinmekle yetineceğim.*
Grundrisse’nin üçüncü ve en uzun (yaklaşık 500 sayfa) bölümü Sermaye üzerine olan bölümdür. Sermaye’nin sadece para değil aynı zamanda toplumsal bir ilişki olarak formüle edilişi ve sermaye birikimi yoluyla, yeniden üretim sürecinde bizzat bu ilişkinin de yeniden üretildiği görüşü Marx’ın en orijinal katkılarındandır. Bu formülasyon, aynı zamanda, Marx’ın kendisinin “en önemli buluşum” dediği artık-değer kavramının da geliştirildiği teorik bağlamı sağlamıştır. Bilindiği üzere, artık-değer kavramının kendisi sermaye’nin yanı sıraemek gücü kavramına dayanır. Dolayısıyla, emek gücü’nün de özgül, yani kapitalizmin tarihiliği içinde ortaya çıkan yepyeni bir meta olarak artık-değerden daha önce kavramsallaştırılmış olması gerekir. Nitekim, Grundrisse’den 10 yıl sonra yayınlanacak olan Kapital’de tam da bu tür bir kavramsal sıralama tercih edilmiştir: Meta > Mübadele > Para > Sermaye > Emek gücü > Artık-değer.
Dikkat edilirse, bu sıralama keyfi değildir. Tarihin bir anında paranın sadece para olmaktan çıkıp para-sermaye biçimi ile sermaye olma potansiyeline ancak o zaman kavuştuğu gerçekliğine tekabül ettiği için tercih edilmiştir. Ayrıca, bu sıralama, sermaye’nin potansiyelini ancak ve ancak, yine tarihin bir anında meta olarak ortaya çıkmış emek gücü ile karşı karşıya geldiğinde (mübadele) gerçekleştirebileceğini aksettirdiği için de tercih edilmiştir.
Grundrisse’nin dilini aksettirdiği ve de daha önemlisi 1867’de I. cildin yayınlanması ile bitecek Kapital’in inşa sürecine adeta bir köprü niteliğinde olduğu için aşağıdaki uzun alıntıyı yapalım:
“Burjuva servetin ortaya çıktığı ilk kategori, meta kategorisidir. Metanın kendisi iki belirlenimin birliği olarak kendini gösterir. Meta, kullanım-değeridir, yani insan gereksinimlerinin herhangi bir sisteminin karşılanmasının konusudur…
Kullanım-değeri, modern üretim ilişkileriyle başkalaşmaya uğrayınca ya da kendi açısından başkalaştırma yönünde bu ilişkilere el atınca, ekonomi politiğin alanına girer. …(M)etanın kullanım-değeri, verilmiş önkoşuldur, belirli bir ekonomik ilişkinin üzerinde ortaya çıkan maddi temeldir. Kullanım-değerine meta damgasını vuran yalnızca bu belirli ilişkidir. ..(K)ullanım-değeri metaya nasıl dönüşür? Değişim-değerinin taşıyıcısı olarak. Metada doğrudan birleşmiş olmakla birlikte, kullanım-değeri ve değişim-değeri gene doğrudan birbirinden ayrılır. Değişim-değeri, kullanım-değeri tarafından belirlenmemiş halde ortaya çıkmakla kalmaz, ama dahası, tersine, meta, bir kullanım-değeri olarak sahiplenilmek istenilmediği ölçüde ne meta haline gelir, ne değişim değeri, olarak gerçekleşir. …”
Kapital’de sermaye ile devam etmek üzere…
* Bu vesileyle aşağıdaki görüşlerimi geliştirme imkanı bulduğum Grundrisse üzerine yazdığım bir yazıyı, bir çok önemli yazının yanı sıra S. Savran’ın ve N. Satlıgan’ın Kapital, P. Patnaik’in Ücret, Fiyat ve Kar üzerine yazılarını da içeren Marksist Klasikleri Okuma Kılavuz’unu (Yordam Kitap) tavsiye etmek isterim.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.