Sur… Güney… İnsanın en bilgilisi ve ilgilisine sorduğumuzda söyleyeceği; Fernando E. Solanas filmi olur. Hareket noktamızda bu zaten yoksa nereden bilebiliriz ki “Sur”un ne olduğunu. Ama biz “Sur”u dünyayı arzu ve tutkuyla merak ettiğimiz 1980 darbesi sonrası dönemlerde hatırladık hep. Arjantin’de faşist diktatörlük döneminde işlenen insanlık suçları, sokak infazları, cezaevi kapılarında çocuklarını arayan ana yada […]
Sur…
Güney…
İnsanın en bilgilisi ve ilgilisine sorduğumuzda söyleyeceği; Fernando E. Solanas filmi olur.
Hareket noktamızda bu zaten yoksa nereden bilebiliriz ki “Sur”un ne olduğunu.
Ama biz “Sur”u dünyayı arzu ve tutkuyla merak ettiğimiz 1980 darbesi sonrası dönemlerde hatırladık hep.
Arjantin’de faşist diktatörlük döneminde işlenen insanlık suçları, sokak infazları, cezaevi kapılarında çocuklarını arayan ana yada sevgililer, yozlaşmalar, düzene teslim olanlar, kahraman direnişler o kadar tanıdıktı ki.
Hepsi “Sur”daydı ve faşist Kenan Evren yönetimindeki Türkiye’de…
“Sur” adı bu dönemde hafızalarımıza kazındı.
***
-Bir şey merakımı uyandırdı. “Güney” projesini hayata geçirmeyi nasıl planladın?
Hangi imkanlarla?
–İnsanlarla.
-Peki bunun sırrı nedir?
–Arzu.
-Ne?
–Genel arzu.
-Ne söylüyor bu?
–Asla vazgeçme. Bu arzuda inadı sürdür.
-Neden bahsediyorsun sen?
– Asırlık özlem… Rüyaların rüyası…
-Bakın general Güney’in ne olduğunu bilmiyorsanız o zaman Kuzeylisizdir.[1]
Güney, Bolivarcı Kurtuluş Hareketi, Kuzey ABD idi.
1973’te Şili’de, 1976’da Arjantin’de, 1980’de Türkiye’de ‘Kuzey’in planları uygulamaya konuldu.
Chavez’i yol ayrımında yitirdik. İyi bilirdik.
Ama biz “Güney”i Chavez’den önce Manuel Maralunda[2] ile bildik.
27 Mayıs 1964’te FARC’ı oluşturacak Bloque SUR’u[3] kurduğunda…
ABD’nin, biz bombayla öldürdük iddiasına karşı, FARC komuta merkezinin teleSUR televizyonuna ölümün kalp krizinden olduğunu gösteren videoyu gönderdiğinde bildik.
“Güney”, Manuel Marulanda’dır.
İnsan ile dünya arasındaki bağın koptuğu yerde, insanı görüp, gördüklerine yeniden inanmasını sağlayacak şey “Güney”e olan inançtır.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.