SES’in ve insan hakları örgütlerinin hazırladığı raporda, mahpusların yaşam hakkının ihlal edildiği vurgulandı ve yapılması gerekenler sıralandı
SES’in ve insan hakları örgütlerinin hazırladığı raporda, mahpusların yaşam hakkının ihlal edildiği vurgulandı ve yapılması gerekenler sıralandı
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ortak bir açıklamayla hapishanelerdeki hak ihlallerini gözler önüne serdi.
25 Haziran 2012 tarihindeki KESK’e yönelik operasyonlarda tutuklanıp Sincan Cezaevine gönderilen emekçilerin yaşadıkları ve tanıklıklarıyla hazırlanan raporda tecrit ve tretman uygulamasının devam ettiği saptandı.
Cezaevlerindeki 550 hasta mahpusa dikkat çekilen açıklamada, bu insanların özgürlüklerine kavuşmaması yaşam hakkı olarak değerlendirildi, 2010 yılında 161, 2011 yılında 41, 2012 yılında 66 mahpusun hastalık ve çeşitli sebepler nedeniyle yaşamlarını yitirdikleri hatırlatıldı.
Mahpusların hapishane revirinden, devlet veya üniversite hastanelerinin mahkum koğuşlarından asgari düzeyde bile faydalanamadığının vurgulandığı açılamada, “Adalet Bakanlığı’nın ‘kampus hapishaneler’de tam donanımlı hastane inşa edip gerekli personel ve ekipman bulundurması, diğer hapishanelerde ise tam donanımlı ve personeli olan revir bulundurması gerekmektedir” denildi.
Hastalık nedeniyle hapis cezasının ertelenmesinde Adli Tıp Kurumunun tam yetkili kılınması, devlet hastanesi veya üniversite hastanesinin vermiş olduğu hastalık raporlarının kabul edilmemesi neticesinde, mahpusun İstanbul’a götürüldüğü, bu durumun mahpusa ayrıca acı çektirdiği ve genellikle rapor verilmediği vurgulandı.
Raporda, cezaevi koşulları ve uygulamalarının, tutukluların sağlığını ve yaşamlarını tehdit etmeye devam ettiğinin de altı çizildi.
Üç örgütün ortak açıklamasında mahpusların sağlığıyla ilgili yapılması gerekenler şu şekilde sıralandı:
Adalet Bakanlığı, İçişleri ve Sağlık Bakanlığı arasındaki Üçlü ve İkili Protokoller İnfaz Yasasının 71. maddesi ile uluslar arası kurallara ve etik ilkelere uygun hale getirilmeli, Adalet Bakanlığı’nın bir an önce hapishanelere hastane ve revir yaparak nitelikli personel ( Uzman doktor gibi) ihtiyacını karşılaması gerekmektedir.
Özellikle F Tipi hapishanelere geçildikten sonra bu hapishanelerdeki tecrit koşulları hastalıkları tetiklemekte ve mahpusların hastalıklarının hızlı bir şekilde ilerlemesine neden olmaktadır. Tecrit uygulamaları bir nevi mahpusu çürütme politikası olarak uygulanmaktadır. Dolayısıyla hapishanelerdeki tecrit uygulamasına son verilmelidir
Hapishanelerde beslenme, havalandırma ve spor yapma imkanları iyileştirilerek ve hijyen sağlanarak, mahpusların beden ve ruh sağlıklarının korunmasına yardımcı olunmalıdır
Hapishanelerdeki sağlık koşulları düzeltilinceye kadar Adalet Bakanlığı’nın acilen tüm hapishanelerdeki sağlık sorunu olan mahpusları sağlık kontrolünden geçirmesi ve bunların kayıtlarını tutması sağlanmalıdır.”
Sendika.Org