Halkevleri (HE), geçen hafta sonu 4+4+4 eğitim sisteminin ilk sonuçlarını değerlendiren ve yeni döneme ilişkin mücadele stratejisini ortaya koyan geniş çaplı bir toplantı düzenledi. Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi’nde forum şeklinde yapılan toplantıya veliler, öğretmenler, öğrenciler, akademisyenler, emek ve meslek örgütleri temsilcileri katıldı. Forumdan bir gün önce de HE’nin Eğitim Hakkı Meclisleri’nin düzenlediği atölye çalışmaları […]
Halkevleri (HE), geçen hafta sonu 4+4+4 eğitim sisteminin ilk sonuçlarını değerlendiren ve yeni döneme ilişkin mücadele stratejisini ortaya koyan geniş çaplı bir toplantı düzenledi. Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi’nde forum şeklinde yapılan toplantıya veliler, öğretmenler, öğrenciler, akademisyenler, emek ve meslek örgütleri temsilcileri katıldı. Forumdan bir gün önce de HE’nin Eğitim Hakkı Meclisleri’nin düzenlediği atölye çalışmaları yapıldı.
Geçen öğretim döneminde uygulamaya sokulan yeni sistem, özellikle okula başlama yaşının 60-66 aylığa düşürülmesi, anaokullarına gitmesi gereken bu çocukların ilköğretime zorlanması, dolayısıyla uyum güçlüğü yaşaması, zorunlu din derslerinin kaldırılması tartışılırken yeni din derslerinin müfredata eklenmesi, birçok ilköğretim okulunun imam hatip okuluna dönüştürülmesi gibi sorunlara neden oldu.
Forumun açış konuşmasını yapan HE Genel Başkanı Oya Ersoy, eğitim hakkı mücadelesinin 17 milyon öğrenci, veli ve öğretmen kitlesini doğrudan ilgilendirdiğini belirterek kimi yerlerde okulların imam hatip okullarına dönüştürülmesine, gerici ders seçimlerine ve zorunlu bağış toplamaya karşı geri adım attırdıklarını söyledi.
HE Genel Sekreteri Nuri Günay da, video gösterisiyle birlikte yaptığı sunumda AKP’nin eğitim alanındaki girişimlerine dikkat çekti. Günay özetle şunları söyledi:
“10 yıl önce veliler, çocukları için 720 lira harcama yaparken şimdi bu masraf 3.500 liraya yükseldi. 300 bin öğretmenin ataması yapılmadı. Dört yılda atanmayan 30 öğretmen intihar etti. 60-70 kişilik sınıflar daha da fazlalaştı. Urfa’da 133 çocuklu sınıflar oluştu. 136 bin genç, okuldan kayıtlarını aldırarak açık liselere geçti. 1141 imam hatip okulu açıldı. Öğrenciler, haftada toplam 8 saat din dersi göremeye başladı. Meslek lisesi açan işadamlarına teşvik getirildi.”
Daha sonra 6 eğitim atölyesi, çalışmaları hakkında bilgi sundu. Katılma paylarının ödenmemesi, okul aile birliklerinin bu yönde örgütlenmesi, okulların satılma ve kiralanmasına karşı mücadele edilmesi, eğitim içeriklerinin demokratik ve laik olmasına çaba harcanması, “sınıf anneliği” adı altında kadın velilere okul temizliği yaptırılmasına karşı çıkılması, anadilde eğitim olanağının sağlanması, öğrencilerin dini ibadete zorlanmasına tavır alınması, güvencesizliğe karşı kadrolu öğretim hakkının savunulması, KPS’nin kaldırılması, yeni YÖK tasarısıyla üniversitelerin şirket haline dönüştürülmesine karşı mücadele verilmesi gibi başlıklarda çeşitli kararlar ortaya kondu.
Tabii bu alanlarda somut mücadeleler sürdürülürken alternatif bir eğitim anlayışının da yaşama geçirilmesi konusunda çaba harcamak gerekiyor. Kuşkusuz bu mücadele süreci ve alternatif eğitim anlayışı, öğrenciler, veliler, öğretmenler, akademisyenler ile emek ve meslek örgütlerinin katkılarıyla ortak bir düzeyde sürdürülebilirse sonuç alıcı olabilir. Eğitim sendikalarının dışındaki diğer emek örgütlerinin de bu soruna sahip çıkması, kendi sorunu gibi görmesi gerekiyor. Çünkü yeni sistemin bir amacı da, ucuz ve itaatkâr, hakkı için mücadele etmeyen bir işgücü yaratmak…