Günler önce Şişecam, Topkapı’daki şişe fabrikasında çalışan 575 cam işçisini kışın ortasında sokağa bırakacağını açıkladı. Açıklamaya göre 31 Aralık 2012 günü işçilerin hesabı kesilecek. 575 işçi, 575 işçi eşi, okuyan çocuklarıyla 3 bine yakın can, işsizliğe terk edilecek. Topkapı işçisinin kıdem ortalaması on sekiz yıl. Şişecam’a yıllarca emek vermiş Topkapı işçisi çok deneyimli, işinde mahir… […]
Günler önce Şişecam, Topkapı’daki şişe fabrikasında çalışan 575 cam işçisini kışın ortasında sokağa bırakacağını açıkladı. Açıklamaya göre 31 Aralık 2012 günü işçilerin hesabı kesilecek. 575 işçi, 575 işçi eşi, okuyan çocuklarıyla 3 bine yakın can, işsizliğe terk edilecek.
Topkapı işçisinin kıdem ortalaması on sekiz yıl. Şişecam’a yıllarca emek vermiş Topkapı işçisi çok deneyimli, işinde mahir… Ama cam ustalığı oldukça spesifik bir ustalık, “piyasası” dar… Üstelik Topkapı işçisi artık orta yaşa ulaşmış, geçmiş. Yani dışarıda iş bulabilme imkânları da iyice azalmış.
İşveren iflas etmemiş, ekonomik bir güçlük içinde de değil. Üstelik kârına kâr katmış, aynı, belki daha büyüyecek bir üretim kapasitesiyle, Eskişehir’de yeni bir şişe/cam ambalaj fabrikasını devreye alıyor. Topkapı fabrikasındaki makineleri buraya taşıyacak, beyaz yakalıları ve kimi teknisyenleri de… Deneyimli Topkapı işçilerinin arasından küçük bir grubun “ustabaşı” yapılarak yeni fabrikaya gönderileceği de ortaya çıktı. İşveren gizliden yaklaşık 60 kişilik bir grubu bu amaçla internet üzerinden sınava çekecek ya da çekmekte. Bunların bir bölümü de “terfi ederek” yeni fabrikaya götürülecek. Topkapı fabrikası kapanmıyor yani, büyüyor ve taşınıyor. Bunu, borsayı, para piyasalarını izleyenler Şişecam’ın en yetkili ağızlarından da duymuşlardır, okumuşlardır. Araçlarıyla, makinalarıyla, teknik donanımıyla, bilgi birikimiyle fabrika taşınıyor.
Yıllarını Şişecam’a vermiş Topkapı işçisi de işçilik hayatını mevcut haklarıyla Şişecam’a bağlı fabrikalarda sürdürmek istiyor. Ve Şişecam’ın Kristal-İş’in örgütlü olduğu 11 fabrikası var, Eskişehir’de kurulan cam ambalaj fabrikası dışında. Başka işkollarında da fabrikaları var Şişecam’ın. Üstelik bu fabrikalarının hemen tamamında işçi açığı çok önemli bir sorun ve bu fabrikalar mesailerle ayakta durabilmekte… Buna rağmen Şişecam, işçilerin iş taleplerini reddetti.
Çünkü Şişecam’ın programında, kurduğu yeni fabrikaya asgari ücretle ya da asgari ücrete yakın ücretlerle yeni işçiler almak var! Düşük maliyetle… İşçi düşmanı AKP hükümeti bu maliyeti daha da aşağı çekmişti daha yakın zaman önce, 2009 sonunda yürürlüğe koyduğu İstihdam Paketiyle. “Gençlerin istihdamının teşviki” gerekçesiyle 29 yaşından küçük genç/yeni işçilerin işveren tarafından ödenmesi gereken sigorta primleri, işsizlik sigortası fonundan ödeniyor. Böylece eski ve görece yüksek ücretli işçiyi işten çıkarıp yerine yeni işçi alan işveren bu işçi için 5 yıl süreyle kademeli sigorta primi indiriminden de yararlanıyor. Ve bu prim, işsizlik sigortası fonundan karşılanıyor. Yani işçiyi işinden eden mekanizma, işçiden kesilen primle işletiliyor. Ve Şişecam yetkilileri, bir kâr da buradan ederek lanet olası küresel pazarda “rekabet şansı” yaratabilmenin coşkusuyla 31 Aralık gecesi gökyüzüne bir fişek de bunun için patlatmaya hazırlanıyorlar. İşte bu yüzdendir ki Şişecam, on sekiz yıllık, yirmi yıllık işçisini sokağa bırakıyor. Kış günü. Ve yeni yıla girerken…
Bunun için insanın kalbinin taştan olması değil de kalbinin olmaması gerekiyor. Ve Şişecam, üretimde, satışlarda dünyanın bilmem kaçıncısı olmakla övünüyor…
Kristal-İş, 21 Aralık Perşembe günü Mersin’den, Trakya’dan, Gebze’den, Eskişehir’den, Bursa’dan, Türkiye’nin dört bir yanından gelen cam işçileriyle, Topkapı işçileri ve aileleriyle birlikte, Şişecam’ın Levent’teki kulelerinin önüne yürüdü. Mavi önlükleri ve şapkalarıyla işçiler, kadınlar, çocuklar, anneler, babalar… Kristal-İş, Topkapı işçisinin iş ve ekmek talebini görkemli bir basın açıklamasıyla bir kez daha haykırdı kulelerin altında.
“Duyduk ki camdan kuleler ses geçirmezmiş. Geçirir mi geçirmez mi görmeye geldik!”
Kristal-İş, Topkapı işçisinin mevcut haklarıyla Şişecam’ın diğer fabrikalarına dağıtılması talebi hayata geçirilinceye kadar mücadelenin, eylemlerin sürdürüleceğini açıkladı kulelerin altında. İşçiler “yatay geçiş” taleplerini sloganlara döktüler. Bir genç kızımız, babasını işten çıkararak eğitim hakkını elinden alacak olan Şişecam’ın en başındaki “kendilerini patron zanneden” zevata verilmek üzere Kristal-İş başkanına bir kalem verdi. “Artık okuyamayacağım, kırsınlar” diye. Ve artık kaynamayacak olan boş bir tencere emanet edildi başkana. Öyle anlardı ki bunlar, yürek dayanmaz.
Ama kış günü işçiyi sokağa dökmeye hazırlananlar… Onlar, bu dilden anlamazlar pek! Değer, soğuk metal parçaları, demir kollu makinalar, sıcak akışkan maden ve çelik kasaların içindekilerdir onların gözünde. Çünkü değer sayılabilmelidir, hesaba gelebilmelidir onlar için. Onlar, rekabet, kâr marjı gibi kavramlarla düşünür, hissederler.