Bir başbakan 3600 polis, 20 zırhlı, 8 TOMA ile ODTÜ’ye niye girer? Buna verilecek en basit yanıt sanırım “korkusundan” olurdu. RTE ve temsil ettiği zihniyetin “öç alma” duygusu daha doğru bir yanıttır RTE, Çin’den bir uydunun fırlatılması vesilesi ile 3600 polis 105 koruma aracı, 20 zırhlı araç ve 8 TOMA aracı eşliğinde “ANCAK” ODTÜ’ye girebilmiştir. […]
Bir başbakan 3600 polis, 20 zırhlı, 8 TOMA ile ODTÜ’ye niye girer? Buna verilecek en basit yanıt sanırım “korkusundan” olurdu. RTE ve temsil ettiği zihniyetin “öç alma” duygusu daha doğru bir yanıttır
RTE, Çin’den bir uydunun fırlatılması vesilesi ile 3600 polis 105 koruma aracı, 20 zırhlı araç ve 8 TOMA aracı eşliğinde “ANCAK” ODTÜ’ye girebilmiştir.
Tarihin gelecekte “Göktürk-2” uydusunun fırlatılışı için yazacağı budur.
ODTÜ’nün kolektif tarihinin 1968’de silinmeyen ve formülü efsane olan “DEVRİM” yazısı, 1969’da Hanço’nun (Vietnam’da kasap anlamında kullanılır) cadillac marka arabasının yakılmasının yanına bir de “GÖKTÜRK-2” direnişi eklenmiştir.
ODTÜ’deki demokratik protestonun bastırılış şekli, ertesi günlerde 10 kişinin evlerinden terör örgütü üyeliği gerekçesi ile gözaltına alınması bile RTE’nin öfkesini bastıramamış olsa gerekir ki, yandaş medyasında “bunlar nasıl öğrenci, onları yetiştiren hocalara da yazıklar olsun, bize böyle hocalar lazım değil” demeçleriyle nefret söylemine devam etmiştir.
RTE’ye lazım olan hocalar:
Bugünün AKP kadrolarının yetiştiği yer Milli Türk Talebe Birliği’dir. Devamı Akıncılar ve Ak-Genç üyeleri. RTE, MTTB ve Ak-Genç içinden yetişen bir isim, Abdullah Gül, MTTB’nin bir dönem İstanbul il başkanlığını yapıyor. Komünizmle Mücadele Dernekleri ile aynı doğrultuda çalışan bu yapı 16 Şubat 1969’da 6. Filo’yu protesto eden ve 2 TİP’li işçinin ölümüyle de bilinen “Kanlı Pazar’ın” planlayıcısı yapıdır. Bu geçmiş RTE’ye lazım olacak hocalar hakkındaki ipuçlarıdır.
Bir tarih: 1969
6 Ocak 1969, Vietnam kasabı olarak bilinen Robert William Komer’in cadillac marka 06 CA 001 plakalı arabasının ODTÜ’de yakılma tarihidir. Bu tarih aynı zamanda anti-emperyalist direnişin ODTÜ’de yakılan ateşi olarak da bilinir.
16 Şubat 1969, aralarında Abdullah Gül, Bülent Arınç, Yaşar Okuyan ve RTE’nin de kayıtlı bulunduğu MTTB üyelerinin oluşturduğu gerici-faşist grubun, Kanlı Pazar (6. Filonun İstanbul’a demirlemesini protesto eden öğrenci ve işçiler olan saldırı) saldırısının tarihidir. Yukarda adı geçen bayların üyesi oldukları MTTB’nin de, ODTÜ’de 1 ay önce yakılan araba hakkında bilgisi olmadığı düşünülemez. Öfkelerinin kaynağı 1969’lara kadar uzanmaktadır. Amerikan hayranlıkları da…
Yazının başına dönersek… Bir başbakan 3600 polis, 20 zırhlı, 8 TOMA ile ODTÜ’ye niye girer? Buna verilecek en basit yanıt sanırım “korkusundan” olurdu. RTE ve temsil ettiği zihniyetin “öç alma” duygusu daha doğru bir yanıttır. Nefret ettikleri 1969’dan beri bu ülkenin devrimci geleneğidir. Bu geleneğin en önemli imgesi ODTÜ’dür.
ODTÜ neden arketip?
Kolektif bilinçdışının en önemli arketipi ODTÜ’dür.
Kolektif bilinçdışı Carl Gustav Jung’un katkısıdır. İlkel insanı araştırmak için yaptığı Hindistan ve Afrika seyahatleri sonucunda kolektif bilinçdışı kavramını geliştirmiştir. Kalıtım ve evrimin beden üzerinde bıraktığı izleri düşünerek, ruhsal yapının da bu izlere benzer izleri olabileceğinden yola çıkarak, bireyin yalnız kendi geçmişi ile değil, kendi türünün geçmişi ile de bağının olduğunu söyler. Jung’un arketip tanımı ise; her insanda var olan, ama görüntüleri bellekte canlı olmayan imgeler olduğu şeklindedir.
ODTÜ’ye ortalama insan bilgisi ile “iyi bir eğitim” kurumu demek ayrı bir şey, 1000 öğrencinin başbakanın 3600 polisine karşı direnişinde olduğu gibi “devrimci ODTÜ” demek ayrı şeydir. Devrimci ODTÜ, Türkiye’deki devrimci mücadelenin bilinen bilinmeyen, unutulan unutturulan tüm ruhsallığıyla en önemli imgesidir. Çoğunluk tarafında görüntüsü bellekte canlı olmayan ama yine de var olan imge olarak. Üniversiteli yoldaşlarımızın kendilerini bir kenardan korku, endişe, çoğu zamanda ilgisiz olarak izleyen diğer arkadaşların kolektif bilinç dışlarında mevcut bu ODTÜ imgesi ile kuracakları temas son derece önemlidir. Bu temas, tüm direnişi ile ODTÜ ruhunun “güncellenmesi”dir. Canlı olmayan ama var olan imgeleri, bilince, oradan da direnişe çevirmek bu temasın temel sorunudur.
Bu temas bir dahaki sefere RTE’nin karşısına tüm ODTÜ’yü diker.
Ve işte o zaman RTE “korktu” deriz.