Gelecekte Şişli’den çıkacak kortej Taksim’e geldiğinde meydana hiç çıkamayıp doğru yeraltını boylayacak. Bu güzergâh anlamını yitirecek. Tarlabaşı’ndan Taksim Meydanı’na çıkıp, Harbiye istikametinde Cumhuriyet Caddesi boyunca yürürken yolun iki tarafında önemli bir inşaat faaliyetinin hazırlıklarını görüyorsunuz. Yaklaşık bir kilometrelik bir hat boyunca Beyoğlu’ndan Tarlabaşı’na çıkan bazı sokakların önleri kapatılmış, kimilerinde kazı çalışmaları yapılıyor. Cumhuriyet Caddesi’ne ise […]
Gelecekte Şişli’den çıkacak kortej Taksim’e geldiğinde meydana hiç çıkamayıp doğru yeraltını boylayacak. Bu güzergâh anlamını yitirecek.
Tarlabaşı’ndan Taksim Meydanı’na çıkıp, Harbiye istikametinde Cumhuriyet Caddesi boyunca yürürken yolun iki tarafında önemli bir inşaat faaliyetinin hazırlıklarını görüyorsunuz. Yaklaşık bir kilometrelik bir hat boyunca Beyoğlu’ndan Tarlabaşı’na çıkan bazı sokakların önleri kapatılmış, kimilerinde kazı çalışmaları yapılıyor.
Cumhuriyet Caddesi’ne ise büyük paravanlar yerleştirilmiş.
Bütün bu hazırlık geçen hafta ilk kazması vurulan büyük Taksim Meydanı düzenlemesi için. Önümüzdeki bir yıl boyunca, Beyoğlu ve civarında hayat zor geçecek. Tıpkı vaktiyle metro tüneli için kazılan Şişli’de olduğu gibi Taksim Meydanı civarında da gideceğimiz her yere bir inşaat alanının içinden geçip ulaşacağız. Bu güzergâhtaki oteller yandı; barlar, pastaneler, dükkânlar filan ise kapanacak ki zaten onlara uygun görülen kader de böyle bir şey.
Taksim Meydanı yeniden dizayn ediliyor ve aslında bu işin bir yıldan çok daha uzun süreceği aşikâr. Meydan düzenlemesi bitince Taksim Topçu Kışlası’nı ‘ihya’ edecek inşaat başlayacak.
Peki her şey olup bittiğinde nasıl bir Taksim’e sahip olacağız. Önce işin iyi tarafından söz edelim. Meydanı her daim bir kaosa dönüştüren otobüs durakları gidecek. Tarlabaşı’nda, Talimhane’den meydana çıkan caddede oluşan o bıktırıcı trafik bir nebze rahatlayacak. Daha da genişleyip zemini granit kaplanmış, şöyle kocaman ve gıcır gıcır bir meydanımız olacak. Yalnız “O meydanda ne acayip miting yapılır” diye düşünenler fazla heveslenmesin. Çünkü aslında Taksim’i bugüne kadar oluşmuş alışkanlıklarından kopartıp yeniden tanımlamayı hedefleyen bu proje, öyle şanlı 1 Mayıs kortejlerine de geçit vermeyecek.
Malum, Hrant Dink yürüyüşünden 1 Mayıs kutlamalarına kadar bütün büyük eylemlerin simgesel rotası Şişli-Taksim’dir. Gelecekte Şişli’den çıkacak kortej Taksim’e geldiğinde meydana hiç çıkamayıp doğru yeraltını boylayacak; böylece bu güzergâh da anlamını yitirecek. Artık izin alınırsa, herkes tek tek metroyla gelip meydana tırmanacak, şarkılarını söyleyip, sloganını atıp ‘efendi gibi’ dağılacak.
Üzerinde parkı, etrafında sokağa yayılmış kafeleri olmayan bir meydan kent hayatının bir parçası olamaz. Mevcut projede ise bu yönde bir uygulama görünmüyor. Görünen, Gezi Parkı’nın içine inşa edilecek replika, yani Taksim Topçu Kışlası. Önceki gün, Başkan Kadir Topbaş Radikal’den Ercan Sarıkaya’ya verdiği röportajda bir kez daha kışla binasının ‘kültür merkezi’ olacağını söylemiş. Kimse kusura bakmasın ama sadece ‘kültür merkezi’nden söz etmek kadar boş bir laf olamaz.
Kültür merkezinin içinde müze mi olacak, sergi salonu mu, sinema mı? Bunların adını koymak, nasıl işletileceğini de açıklamak şarttır. Yoksa benim her gün önünden geçtiğim Esenler’in de devasa bir kültür merkezi var ve aynı zamanda düğün salonu olarak kullanılıyor…
Taksim Kışlası gibi devasa bir binayı otel ya da AVM yapmadan kârlı bir yatırıma dönüştürmek mümkün değil. Ve çok belli ki belediye böyle bir şeyler yapacak. Binanın nasıl da kremalı şekerli bir taklit gibi görüneceği, küçük parkın daha da küçüleceği acı gerçeklerini ise sadece hatırlatıyorum, çünkü daha önce de yazdım.
Neticede bizim Taksim Meydanı çoook değişecek. Belki güzel olacak, belki olmayacak; ama işin en fenası bunu sadece kenti yönetenler biliyor. Biz yaşayanlara ise bunu bir kader gibi kabullenmek dayatılıyor.