Hava-İş Sendikası’na üye kabin memurları ve teknik personel, havacılık işkoluna grev yasağı getiren kanunun Meclis’te görüşülmesi üzerine 29 Mayıs günü işi durdurdu. Atatürk Havalimanı’nda THY’ye ait çok sayıda iç ve dış hat seferi iptal edildi, kimi seferlerde gecikme yaşandı. 12 Eylül 1980 askeri cuntasının dahi getirmediği bu yasak, AKP döneminde gündeme getirildi. Oysa AKP, 12 […]
Hava-İş Sendikası’na üye kabin memurları ve teknik personel, havacılık işkoluna grev yasağı getiren kanunun Meclis’te görüşülmesi üzerine 29 Mayıs günü işi durdurdu. Atatürk Havalimanı’nda THY’ye ait çok sayıda iç ve dış hat seferi iptal edildi, kimi seferlerde gecikme yaşandı.
12 Eylül 1980 askeri cuntasının dahi getirmediği bu yasak, AKP döneminde gündeme getirildi. Oysa AKP, 12 Eylül 2010 Anayasa referandumu öncesinde “askeri darbelerle hesaplaşacağız” propagandası adı altında çalışma hayatında da özgürlükçü düzenlemelerin yapılacağını iddia etmişti.
AKP Tanıtım ve Medya Başkanlığı’nca Temmuz 2010’da hazırlanan “Anayasa Değişiklik Paketi ile İlgili Sorular ve Cevaplar” isimli broşürde çalışma hayatındaki “iyileştirmelere” de yer verildi.
Broşürün 85. sayfasında aynen, “Paketin 7. maddesiyle Anayasa’nın 54. maddesinde çağdaş demokratik toplumlarda çalışma hayatını düzenleyen ve genel kabul gören evrensel ilkelerle bağdaşmayan grev hakkına getirilen sınırlamalar kaldırılmıştır… Böylece sendikalara daha rahat bir şekilde grev kararı alma imkanı getirilmiştir” denilmekteydi.
Ayrıca broşürde, “Mevcut durumda siyasi amaçlı grev ve lokavt gibi faaliyetler yasaktır. Bu yasaklar evrensel çalışma hayatı standartlarına ve konuyla ilgili uluslararası belgelere aykırılık teşkil etmektedir. 54. maddede yapılan değişiklikle, tüm bu yasaklar kaldırılmakta, Anayasa’mızdaki konu ile ilgili hükümler çağdaş ve medeni dünya ile paralel hale getirilmektedir” görüşüne yer verilmekteydi.
Yine aynı broşürün 98. sayfasında “Grev hakkının önündeki engellerin ortadan kaldırılması için Anayasa değişikliğine (evet) denilmesi” isteniyordu. AKP, Anayasa değişikliğinin daha iki yılı dolmadan havacılık işkolunda grev yasağı getirdi.
Böyle bir yasak Türkiye’nin imzaladığı ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmelerine de aykırı bulunuyor. Örgütlenme hakkıyla ilgili ILO’nun 87. sayılı sözleşmesine yönelik ILO Yönetim Organı Ortaklık Komitesi’nin kararında “grev hakkının örgütlenme hakkının içsel bir sonucu” olduğu belirtiliyor.
Yine aynı ILO Komitesi’nin kararında, grev yasaklarıyla ilgili kriterler (hastane, cezaevi hizmetleri, polis ve silahlı kuvvetler) belirtildikten sonra sivil havacılık sektöründe hava trafik kontrol hizmetleri hariç grev yasağının söz konusu olamayacağı ifade ediliyor. Türkiye’de hava trafik kontrol memurları devlet memuru statüsünde olduğu için Hava-İş Sendikası’na üye bulunmuyor.
Yine aynı belgede, ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmelerine atıf yapılarak “Uluslararası hava yollarındaki sendikal faaliyetlerin yasaklanması, örgütlenme özgürlüğünün ciddi ihlalidir” deniliyor.
AKP, 2010 Anayasa referandumu öncesi ve sonrasındaki tutumuyla grev hakkına yönelik samimiyetsizliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Grev yasaklarına karşı mücadele, sendikaların, sosyal hakları savunan siyasi partilerin başlıca görevleri arasında bulunmaktadır…
1 Haziran 2012