AKP topluma nüfuz etmek ve tekçi zihniyetini yaşamın her alanına yaymak istiyor. Bunun için de kendi sivil toplumunu, sendikalarını, kurumlarını yaratıyor. Ve toplumu neredeyse tornadan çıkarırcasına, tekleştirmeye çalışıyor. Şüphesiz AKP suskun ve her söyleneni kabul eden, bir toplumsal yapı inşa etme çabasında. Düşünün ki emeğin, emekçinin hakları bu kadar saldırı ve baskı altındayken, sendikalardan tek […]
AKP topluma nüfuz etmek ve tekçi zihniyetini yaşamın her alanına yaymak istiyor.
Bunun için de kendi sivil toplumunu, sendikalarını, kurumlarını yaratıyor.
Ve toplumu neredeyse tornadan çıkarırcasına, tekleştirmeye çalışıyor.
Şüphesiz AKP suskun ve her söyleneni kabul eden, bir toplumsal yapı inşa etme çabasında.
Düşünün ki emeğin, emekçinin hakları bu kadar saldırı ve baskı altındayken, sendikalardan tek bir ses çıkmıyor.
Çünkü AKP sendikaları bir sarmalın içine almış ve bir eli sendikal hareketin içinde dolaşıyor.
Zaten başından sağlam temellere kurulmayan sendikal hareket, direnme mücadele etme yetenekleri oluşmadığı için, her hak kaybını sineye çeker hale geldi.
Memur Sen, Hak İş gibi sendikaları kendi araka bahçesi gibi getiren AKP, Türk İş gibi cunta destekçisi sarı sendikaları da çeşitli tehditlerle susturup etkisizleştiriyor.
Ve tüm emek karşıtı yasalar sessiz sedasız böylece yasallaştırılıyor.
Son zamanlarda Hükümet Çalışma Bakanlığı 4688- 2821- 2822 sayılı yasaklarda bir dizi köklü değişikliğe gidiyor.
Hükümet bunun için bir yasa taslağını meclise sundu ve emek örgütleri şu sıralar bu taslağı tartışıyor.
Oysa AKP düne kadar ILO normlarına uygun çalışma yaşamını yeniden düzenleyeceğini ve engellerin, barajların kaldıracağını söylüyordu.
Ancak yasa taslağında bırakın hakların geliştirilmesini, taslakta mevcut haklar bile geriye götürülüyor.
Yani kısmi bir, iki madde dışında sendikal özgürlüklerde her hangi bir iyileşme, maalesef söz konusu değil.
Elbette sürecin emekçilerin aleyhine işlemesinde, işçi sınıfının örgütsüz ve savunmasız kalmasında sorumlu olan, 12 cuntası olduğu kadar bir o kadar da cunta destekçisi Türk İş’in payı bulunmaktadır.
2821-22 sayılı yasalarla getirilen noter şartı, yüzde 10 işkolu, yüzde 50+1 işyeri ve işletme barajı, grev yasakları, 80’lerde Türk İş’in oluru ve sermaye örgütlerinin mutabakatı ile getirildiği biliniyor.
1980’lerde sigortalı çalışan işçi sayısının ” 2,2 milyon”, sendikalı işçi sayısının ise yaklaşık “1,5 milyon”dolayında olduğu düşünüldüğünde…
Bu gün sigortalı işçi sayısı “11 milyon” olmasına karşı, sendikalı işçi sayısı 880 bin olması, işçi sınıfının günümüzde nasıl savunmasız ve örgütsüz bırakıldığının kanıtıdır.
Ancak Çalışma Bakanlığı iş kolu istatistiklerini açıklayacağını söylemesi, Türk İş gibi işbirlikçi sendikaların kapalı kapılar ardında kirli pazarlıklarını da deşifre etmiş oldu.
Türk İş kendi varlığını bir süre daha sürdürmek ve rakip sendikaları sıkıştırmak adına, hükümetle yaptığı gizli pazarlıkta iş kolu barajını savunduğu ortaya çıktı.
Güvencesizliğin, örgütsüzlüğün yaygılaştırıldığı, hak kayıplarının önünün alınmadığı bir dönemde bu tavrıyla Türk İş emekçilerin değil, hükümetin elini güçlendirmiştir.
Yani Türk İş ufak kırıntılar uğruna AKP’nin, sermayenin yanında saf tutmuştur.
Meselenin bir başka yanı da, birçok sendikanın iş kolu yetkilerini kaybedecekleri kaygısıyla hükümetin şantajına boyun eğmeleri, bir süre daha yönetimlerini sürdürmeleri adına hükümetle anlaşmalarıdır.
AKP kuşkusuz mücadeleden ve direnmekten kaçan işbirlikçi sarı sendikalar üzerinde, her fırsatta ‘ iş kolu barajını’ bir silah olarak kullanacaktır.
Dolayısıyla şimdilik yüzde 3’lük işkolu barajı ve 2009 yılı istatistiklerini dikkate alarak, 5 yıl süreyle dondurulduğu açıklansa da, bu sendikaların gelecekleri karanlık görünmektedir.
Çalışma bakanlığının 2009 yılı istatistiklerini temel alınması, sendikalara bir süre daha işkolu barajı sorunu yaşamadan, sözleşme yapma olanağı sağlayacaktır.
Ancak barajların, yasakların sürdürüldüğü, grev hakkının sınırlandırıldığı, genel grev, siyasal amaçlı grev, dayanışma grevinin yasak olduğu bir emek yaşamına sendikalar razı olmamalıdır.
Son söz; AKP’nin emek alanını tek tipleştirme çabalarına direnmeden, sendikal hareket özgürleşemez, büyüyemez.